Uykusu kaçan hangi partiden olursa olsun size bir fısıltı fısıldayayım mı?
“Uykusu kaçan” dedim ya.,
Kaçmayan, “Beni ilgilendirmez” deyip yorganı kafasına çekebilir.
“Ben çıktığım yoldan ölsem de dönmem” diye diye milleti yıllardır uyutup, oturduğu koltuğa kendisini japon yapıştırıcıyla yapıştırsa da, hatta en büyük dübelle dübelletmiş olsa da artık nafile.
Önümüzdeki şu günlerde aday adayı sıfatı taşıyanlar geldikleri yere dönecekler. Çünkü artık adaylar yavaş yavaş şekilleniyor da ondan.
31 Mart kendisini vazgeçilmez sananların, “Ben nerede hata yaptım” parçasını dinleyip bardakları tokuşturma günü olduğunu artık cümle alem biliyor.
Size iyi tokuşturmalar.
Bu siyaset işi vallahi bana göre illet bir hastalık. O hastalığa yakalananların yanında yer almak mı, yoksa onları takip edip, öz eleştiri yaptığını sananlar mı sapasağlam!.
Siz hiç gazetecinin ameliyat ettiğini duydunuz mu?
Edemez çünkü cerrah değil.
Ama cerrah bir yazı yazar. Onu herhangi bir yazılı basına yani gazeteye ya da internet gazetesine koyar, herkes de onun köşe yazarlığı da yapmaya başladığını kabullenir.
Peki gazetecinin diş çektiğini?
Çekemez zira diş hekimi hiç değil.
Ama o diş hekimi isterse basar parayı, alır gazeteyi aynı zamanda gazete patronu olabilir.
Peki gazetecinin herhangi bir inşaat için proje çizdiğini?
Çizemez çünkü mimar veya mühendis değil.
Adam kabzımal ama “Ben gazeteciyim” deyip çıkıyor mu çıkmıyor mu?
Yıllarını pasta ustalığına vermiş fakat son 10 yıldır herkes onu spor yazarlığı yapmasından tanıyor.
Galerici abimin zamanı bol olduğundan her gün boş kağıtları karalamış çıkmış karşımıza gazeteci kimlik kartıyla.
Yeter mi bu kadar örnekleme?
Sizin anlayacağınız mesleğiniz ya da işiniz, hatta uğraşınız ne olursa olsun herkes isterse gazeteci rahatlıkla olabilir. Ama gazeteci bir başka meslek dalına zor seçer. Çünkü uzmanlık dalı değildir de ondan.
Belki çok marifetli olanlar vardır onlar hariç.
Adam Okumamış.
Lakabı falan değil.
Belki yıllardır gazeteci geçinip, millet de onu o şekilde kabul etmiş olabilir de, ama zır cahil!.
Ama güya Gazeteci!.
Millet yerse!.
Misal.
31 Mart’ta yerel seçimler var ya.,
Her gün de her partiden aday adayları birtakım faaliyetlerde bulunuyor.
Kimi aday olduğu ilçenin muhtarlarını kahvaltıda buluşturuyor, kimisi kapı kapı dolaşıyor.
Aday adaylıkları arasında “İşine gelen ya da gelmeyen” diye ayırım yaparak haber ayıklayana da asla gazeteci denmez.
Kendisinin gazeteci olduğunu sanır.
Denemez arkadaş.
Üstelik senin siyasetin ne olursa olsun.
Ama yanlışlar içerisinde yüzüp, o aday adayın milleti yalanlarıyla kandırmaya mı çalışıyor?
Sen de bunu biliyorsun.
Onu yalancılıkla suçlama hakkına bile sahiptir gazeteci.
Tabi belgesiyle.
Yoksa o belge aday adayının ortaya çıkışını geriden geriye izleyeceksin arkadaş.
O aday adayını sırf sen sevmiyor, adaylığını veya partisini sevmiyorsun, yanında gezenleri beğenmiyorsun diye o elindeki kalemi egonu tatmin etme yoluna gidemezsin.
Cahilliğinin lüzumu yok.