Bu konuyu iki başlıkta irdeleyelim.
1- Koşullu Demokratlar…
Kişinin bireysel menfaatleri gündeme geldiğinde, çıkarlarına, düşüncelerine, değerlerine ve siyasi ideolojisine uygun koşullar olduğunda bir anda demokrat kesilmesi demek.
“Ancak, ama, fakat, böyle de yapılmaz ki, şu an içinde bulunduğumuz durum, o da şöyleydi, bunu demişti, şunları yapmıştı” gibi sözcüklerle başlayan cümleler kurmak demek.
Ülkemizde koşullu demokratları her an yanıbaşımızda bulabildiğimiz gibi, siyasetin de koşullu demokratlarca işgal edildiğini son zamanlarda açık ve seçik olarak görmekteyiz.
Buna en güzel örnek de; ülkemizde yapılan son yerel seçimlerde demokrat olduğunu söyleyen partilerin demokratik olarak gösterdiği ittifaklardır.
Bizler, bizi idare edecek siyasileri seçerken neden koşullu demokratlara oy verip, sonra pişman oluyoruz biliyor musunuz?
Çünkü biz, hep SEÇMEDİKLERİMİZİ seçiyoruz.
…
2- Peki koşulsuz demokrat olmak ne demek?
Demokrasi ve onun değerlerini, koşul koymadan, ister kişisel olsun ister ulusal, hiçbir çıkar gözetmeden, bazen bunun sonucunda gelebilecek olası zararları göze almak pahasına savunmak demek.
Demokrasiyi, başka bir şeyi elde etmek için değil, kendisi bir değer olduğu için istemek demek.
Demokrat insan, insan haklarına koşulsuz saygı gösterir.
“İnsan hakları nedir” diye düşündüğümüzde, kişinin kim olduğundan, kılık kıyafetinden, derisinin renginden, ırkından, ulusundan, sahip olduğu makamından, parası-malı-mülkü olup olmamasından, yapıp ettiklerinden bağımsız olarak, herkesin "insan" olmak bakımından sahip olduğu haklar olduğunu hatırlamamız gerekir.
Kişinin hakları kim olduğuna göre değişmez, herkes bu haklara sahiptir.
Ancak bu, suç işleyenlerin cezasız kalmasını gerektirmez.
Herkes adalet önünde eşittir.
Kim ne yaparsa yapsın, yasaların öngörmediği bir şekilde cezalandırılamaz.
Kimseye işkence ve kötü muamele yapılamaz, insan onuruna aykırı bir ceza verilemez.
Hem demokratım deyip hem de “onlar çok kötü insanlar” diyerek kimseyi cezalandıramazsınız.
Uygar toplumlarda cezalandırma işleri duygularla değil yasalarla sağlanır.
Öte yandan, suçlu yapacağını yapmıştır, ona ne yaptığınız artık sizin ne olduğunuzu tanımlar.
Demokrat insan için “özgürlük” en temel değerdir.
Güçlü olanın, kabul görenin, otoritenin, çoğunluğun etkisi altında kalmaz.
Seçmediği insanlara seçilsin diye oy vermez, kendi aklı dışında hiçbir şeye itaat etmez.
Koşulların gerektirdiği gibi değil, kendi erdem ölçütleriyle davranır.
“Köprüyü geçene kadar kimseye dayı” demez.
Demokrat insan, ister bir bölümüne, ister tamamına katılmasın, ister taban tabana zıt fikirlere sahip olsun, başkalarının görüşlerine saygı gösterir.
Saygı göstermekle kalmaz, o görüşlerin açıklanabilmesi, anlatılabilmesi için gerekli ortamın sağlanmasına çalışır.
Bu görüşler düpedüz yanlış, haksız, saçma, aptalca hatta tehlikeli bile olsa durum değişmez.
Demokrat insan, her ne olursa olsun, adalete güvenen insandır.
Hiç kimsenin adaletsiz koşullarda yargılanmasını, haksızlığa uğramasını ve haksız ceza almasını kabul edemez.
Düşmanı bile olsa, adaletsizliğe uğrayan kişiye “Ah” etmez.
Yargılama süreci kesinleşmeden, kimseyi suçlu olarak ilan etmez.
Hukuksuz yollarla, özel yaşamın gasp edilmesiyle toplanılmış bilgilere, onlar apaçık doğru bilgiler bile olsa, itibar etmez.
Demokrat insan başka insanların yaşama biçimlerine, kültürlerine, değerlerine, inançlarına saygı gösterir.
Kimseyi bütün bunlar nedeniyle aşağılamaz.
Kimsenin hayatına müdahale etme hakkını kendinde görmez.
En doğru fikirlere ve yaşama biçimine sahip olduğundan hareketle başkalarına kendi yaşam biçimini, değerlerini, inançlarını dayatmaz.
Demokrat insan barışı savunur.
Çünkü savaş, insana atfedilen bütün değerlerin alaşağı edildiği bir ortam sağlar.
Demokrat insan için savaşın iyisi, haklısı yoktur, o her koşulda barışı inşa etmek ve korumak için çaba gösterir.
Demokrat insan şiddetin bütün hallerini insan, hayvan ve doğal çevre hakları içinde reddeder.
Demokrat insan her türlü ayrımcılığa karşı çıkar, bütün insanlara eşit seviyede değer verir.
Bir milletin bazı bakımlardan başka bazı milletlerden, ya da bir ırkın başka ırklardan üstün olduğunu düşünüp savunmayı, hiçbir koşulda kabul etmez.
İnsanın içinde doğup büyüdüğü kültüre yakınlık duyması, kendini orada daha iyi hissetmesi son derece doğaldır, ama bu size bir değer yüklemez.
Demokrat insan, cinsiyet ayrımcılığını, dilinde, düşüncelerinde, eylemlerinde barındırmaz.
Demokrat insan kendini kibirden arındırmış insandır.
Kendisini, sahip olduğu özellikleri veya yetenekleri başkalarına karşı bir üstünlük aracı olarak kullanmaz.
Yeryüzünde yaşayan bütün türlere saygı duyar, onların yaşam alanlarını gasp etmez, onlara zarar vermez.
Demokrat insan yaşadığımız kente, ülkeye, dünyaya, gezegenimize karşı çevreci bir anlayışla sorumlu olur.
…
Acaba biz ne kadar DEMOKRATIZ?
Sevgi ile.