Geçtiğimiz hafta Antalya İl Tarım Müdürü Mustafa Özen’e ulaşarak, bir röportaj yapmak istediğimi ilettim.
Röportaj talebime olumlu cevap aldım.
Ama bir aksilik çıktı.
İl Müdürü Mustafa Özen’in Ankara’ya gitmesi gerekiyormuş, bu yüzden röportajı ertelemek zorunda kalmıştık.
Uygun zamanını oluşması için bekleme kararı aldık.
Sayın Özen’in Ankara’da 3 gün kalacağını, söyleşinin hafta sonu olacağını öğrendiğimde, ön hazırlıklarıma başlamıştım.
Benim için en önemli konu ‘Expo’ydu.
Expo’nun Tarım İl Müdürlüğü’ne verilmesinden sonra ne durumda olduğunu bilmiyordum.
Yapacağımız söyleşiden dolayı İl Müdürü’müzle birlikte hem Expo’yu yerinden inceleyecek, hem de merak ettiklerimi soracaktım.
Söyleşimizi geçtiğimiz gün yaptık.
Çarşamba günü, yaptığımız söyleşiyi gazetemizden okuyabilirsiniz.
Gazetemizin bana ayırdığı köşede, size Expo ile ilgili düşüncelerimi aktaracağım.
Öncelikle ulaşımdan bahsetmek istiyorum.
İnanın bana gitmeye karar verdiğimde, yol gözümde büyümüştü.
Expo’ya gitmek için tramvay yolunu seçtim.
Ve merkezden Expo’ya 25 dakikada gittim.
Beklediğimden daha da az bir sürede, Expo’ya vardığım için mutlu olmuştum.
Yani yolu gözümüzde büyütmeye pek de gerek yokmuş.
Expo’nun girişinde beni karşılayan arkadaşla birlikte, Sayın Özen’in yanına gittik.
Kısa bir sohbetten sonra Expo’yu dolaşmak için yola koyulduk.
Baştan söylemek istiyorum, Expo’nun tamamını dolaşmak için 1 gün yeterli olmayabilir.
İl Müdürü ile bagiye bindik ve söyleşimize başladık.
Bu arada Expo’nun içinde bulunan bagiler, oraya gelen misafirlerin ulaşımını sağlamak için hazır bekliyorlar.
İlk gözüme çarpan, süs bitkilerinden yapılan heykeller oldu.
Bu heykeller, inanılmaz bir görüntü oluşturuyordu.
Bagiden inip, heykelleri inceledim.
O heykellerin daha önce bakımsızlıktan dolayı bitkilerinin solduğunu ve kötü bir görüntüye döndüğünü duymuştum.
Fakat Sayın Özen, Expo’nun içinde kurduğu üretim merkezi ile bu bitkileri üretip, o heykelleri şahane bir esere çevirmeyi başarmış.
Yolculuğumuza devam ederken, dikkatimi bir göl çekti.
O gölün yapay olduğunu ve gölün içinde tekne turları düzenlendiğini öğrendim.
Expo’nun içinde çok güzel manzaralar var.
Hele ki kulenin tepesinden baktığınızda o ‘cennet’i andıran görüntü, insana huzur veriyor.
Güzellik anlamında hiçbir kusur bulamıyorum.
Ama nedense hala bazı şeylerin eksik olduğunu düşünüyorum.
Bunu Sayın Özen’e de ilettim.
Yeterince bu alana sahip çıkılmadığını, Bu alanın canlanması gerektiğini söyledim.
Bugün Antalya, Türkiye’de en çok festival düzenleyen illerin başında geliyor.
Yapılan festivaller Expo’da yapılsa, hem şehrin trafiği sıkışmaz, hem de büyük bir değerimize sahip çıkmış oluruz.
Antalya’nın merkezinde yapılan bir konserin, o gece yaşattığı trafik sıkıntısını dile getirmeme gerek bile yok.
STK’lar ve işinsanları toplantılarını ya da fuar açılışlarını Expo’da yapsa, turizm anlamında da artı değer katmış olur.
Yurt dışından gelen kaç turist Expo’yu biliyor.
Böyle değerlerimizi, insanlara tanıtmamız gerekiyor
Bunu yaparken de herkese bazı görevler düşüyor.
Siyasi çıkarları, menfaat ilişkilerini bir kenara bırakarak, topyekün Expo’ya sahip çıkmalıyız.
Sayın Özen’e, Expo’ya yaptıklarından dolayı bir vatandaş olarak teşekkür ediyorum.