Antalyaspor yine istediğini elde edemedi.
Gençlerbirliği hezimeti sonrası taraftarlar tarafından istifaya davet edilen Bülent Korkmaz, kaleciyi değiştirerek Boffin’i kızağa çekti.
Uzun bir aradan sonra kalede forma şansı bulan Ferhat Kaplan, iyi bir maç çıkaramadı.
Burada futbolcudan çok takımın teknik direktörü Bülent Korkmaz’ı konuşmak istiyorum.
Belli ki artık futbolcu ile hoca arasında maya tutmuyor.
Kaçınılmaz son için bu kadar diretmek hem Antalyaspor’a, hem de Bülent Korkmaz’a zarar verir.
Çünkü bu takımdan giden futbolcular da, gelen futbolcular da hocanın onayıyla oldu.
Bu sezon transfer edilen hiçbir futbolcu takıma katkı sunamadı.
Doukara ve Mevlüt Erdinç’in boşluğu doldurulamadı.
Bu transferlerin sorumlusu Bülent Korkmaz’dır.
Dün Antalyaspor’un kupa maçını izledim.
Doukara’nın yerine transfer edilen Gelson ve Blanco topa vurmaktan bile aciz.
Nitekim Gelson ilk önce altı pas içerisinde topa vuramadı, ardından da boş kaleye golü atamadı.
Blanco ise aldığı her topu ezdi.
Maçın son dakikasında ise kazanılan penaltıyı dışarı atarak hayal kırıklığı yaratmaya devam etti.
Sezon öncesi iyi bir planlama yapılmamış.
Bunun etkilerini görüyoruz.
Eldeki kadro çok kısıtlı.
İlerleyen haftalar da bu gidişat devam ederse yönetimin de koltuğu sallanır.
Haftanın derbisi
Derbiler her zaman çekişmeli geçer.
Futbolseverler, futbol adına her şeyi o maçlarda görebilirler.
“Sarı kart, kırmızı kart, penaltı, tartışma, gol, yanlış hakem kararları.”
Ama haftasonu oynanan derbide bunlara şahit olmadık.
Elindeki kısıtlı ve eksik kadro ile oynayan Beşiktaş, genç golcüsü Umut Nayir ile 3 puanı aldı.
Maçta çekişme olmadığı gibi heyecan da yoktu.
Maç sonu ise birbirinden değişik olaylara şahit olduk.
Abdullah Avcı, Fatih Terim ile tokalaşmadığını, bunun nedenini ise şöyle açıkladı: “Geçen sene nasıl karşılandıysam, öyle karşıladım.”
Biz ne hallere gelmişiz de fark edememişiz.
Doğrudur geçen sene Fatih Terim, Başakşehir maçında Abdullah Avcı’yı hoş karşılamamıştır.
Ama bu Abdullah Avcı’nın da aynısını yapması gerektiği anlamına gelmez.
Ki Türk toplumunda hoşgörülülük ve saygı ön plandadır.
Keşke Abdullah Avcı, Fatih Terim’e ‘hoş geldin’ diyebilseydi.
İnanın doğru olanı yapardı.
Bunun dışında Fatih Terim maçtan sonra bir sitemde bulunmuş.
Salı günü Avrupa maçı oynadıkları için takımın yorgun olduğunu öne sürmüş.
Beşiktaş’ın da Perşembe günü Avrupa maçı oynadığını unutmuş galiba.
Ki Galatasaray futbol takımı Beşiktaş’a göre daha çok dinlendi.
Biz hatalarımızı görmedikçe, bahane üretmeye devam ettikçe Türk futbolu bir arpa boyu yol alamaz.