Hükümetin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin yapılan seçimlerde koalisyon mevzuları içerisinde bulunulmaması gerektiği ve Hükümetin tek partiden kurulmasının kaçınılmaz olduğu günler unutulmadı. O günler hafızalarımız da daha çok yenidir. Hükümetin kurulabilmesi ve yoluna devam edebilmesi için diğer partilerden temsilcilerin vekillerin olması yasa olarak gerektiğinden yaşanan tıkanıklıkta bir sağ duyu, bir sağ el, bir sağ görüş bir duruş ve ülke sevdalısı insan ortaya çıktı ve AK Parti’nin karşı taraftan atılmasını beklediği adım Tuğrul Türkeş’ten gelmişti.
O günlerde Tuğrul Türkeş ülkenin içinde bulunduğu durumun ve içinden çıkılamaz bir yola doğru gideceği ve bu durumun illegal el ovuşturanların işine yarayacağı öngörüsü ile hiç tereddüt etmeden kabinenin içinde yer almıştı. Ülkücüler, ocaklar, hatta MHP kanatı bu durumu hayıflamış ve üzüntüsünü beyan etmişti.
O günden bugüne mecliste yaşananların çoğuna ülke olarak hepimiz şahit olduk. Burun kıran vekiller, boksörlüğe soyunmuşlar, bacak ısırınlar, hatta hatta kendini kürsüye kelepçeleyerek ‘Kendi Zihniyetinden Olmayanları Kendine uyarlanmasını isteyen’ anlayıştaki vekiller meğerse bir başka heyecan içinde olduklarına tanıklık ettik.
Bizim için en büyük heyecan memleketimiz de yapılan ve hizmetimize sunulan hizmetler, yatırımlar, su, aş, ekmek, un, tuz ve refahlık. Ancak ne hikmettir ki bir türlü ilerleyemeyen meclis iradesi artık bu işin çözümü için hükümetin millete gitmeye karar vermesiyle net fotoğraflar ortaya çıkmaya başladı.
Bu topraklar üzerinde yaşayan Anadolu ruhunu içinde büyütmüş her bir bu ülkenin örf ananesi ve geleneği ile geleceğe koşanlar ülke üzerinde oynanan oyunu, tezgahı görmesiyle tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet duygusunu yüksek sesle ifade etmeye başladı. İşte onlardan birisi de Milliyetçi Hareket Partisi bu süreci milletin beklentilerine ortak olarak değerlendirmiştir. Tıpkı Tuğrul Türkeş gibi. İşin ucunda millet, memleket, bayrak, ve hele hele şehitlerimizin adı geçince ne sağıdır, ne solu tek bir hissiyat vardır o da VATANDIR… Şimdi bu yükselen ve yüksek duruşun üzerinde hiçbir duygu, hiçbir söylem, hiçbir eleştiri gelemez, yapılamaz. Tuğrul Türkeş’in, ne de Milliyetçi Hareket Partisinin duruşuna hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Hatırlayın BBP’nin rahmetli genel başkanı Muhsin Yazıcoğlunu. Döneminde 7 milletvekili ile meclise giriyor ancak hükümetin kurulabilmesi için 7 vekile ihtiyaç var. Eğer destek vermezse ülke kaosa gidecek. Muhsin Yazıcıoğlu ülkenin önünde ki bu tıkanıklığın aşılması için ‘Kehren’ diyerek hükümetin kurulmasının önünü açıyor. Tarih bu ülkeyi düşenen, vatanı, bayrağını, toprağını düşünenleri unutmamaktadır.