Yüksek enflasyon, giderek daha çok acıtan hayat pahalılığı, yokluklar, çaresizlikler, çözümsüzlükler…
Bu ülkede hepsi ama hepsi sadece dar gelirlinin sırtında kambur…
Dar gelirliyle kastettiğimiz; Asgari ücretle çalışmak zorunda kalan milyonlar ve tabi emekliler…
Bir yanda günü kurtardığında ‘Yarabbi çok şükür’ diyen milyonlar, diğer yanda parasının hesabını bilmeyen bir avuç tuzu kuru…
Aradaki uçurum her geçen gün biraz daha büyüyor…
Biz ne yazarsak yazalım ne söylersek söyleyelim ülkeyi ya da yaşadığımız kentleri yönetenler bildiklerini okumaya devam ediyor…
Piyasadaki her ürün ve hizmet neredeyse gün aşırı zamlanıyor. Una zam geliyor, fırıncı gelen zammı ekmeğe, simit ve pastaya yansıtıyor. Akaryakıta zam geliyor, otobüsçü, taksici yönetime koşuyor ve istediği zammı alıyor. Berber, kasap, manav bilimum esnaf gelen her zammı sattığı ürüne veya hizmete bir şekilde yansıtıyor.
Yansıtamayan, kambur üstüne kambur koyan ise sadece dar gelirli…
Altta kalanın canı çıksın.
Yapılan tam olarak bu…
İşte son örnek. Antalya şehir içi toplu ulaşıma yine ve de tam yüzde 33 oranında zam yapıldı. Tam ücret 20 TL oldu…
Yine dememin nedenini biliyorsunuz. Benim hatırladığım son 3 yılda 4-5 kez zam aldılar.
Ama bitmiyor. Doymuyorlar…
Onlar istiyor, Büyükşehir yönetimi ‘hay hay başüstüne’ deyip taleplerini yerine getiriyor.
Bir şey dediğin zaman, ‘canım adamlar na’psın, mazot oldu bilmem şu kadar’ı yapıştırıyorlar. İyi güzel de vatandaş ne yapsın peki?!.
Geliri yerinde sayan dar gelirli, aldığı üç kuruş zaten yüksek enflasyonla buhar olurken bu kadar zamma nasıl dayansın?
Bunu ne düşünen var ne dillendiren…
Tok açın halinden anlamaz. Bu çaresizliği yaşamayana ne derseniz deyin ne anlatırsanız anlatın nafile.
Daha birkaç gün önce Halk Otobüsçüleri’nin ‘Arslan’ başkanı, “Gündemimizde zam yok” diye beyan veriyordu. Üstünden 24 saat geçti geçmedi zam haberi duyuruldu. Üstelik, sanki iki gün önce “Gündemimizde zam yok” dememiş gibi, zam haberinin ardından, “Biz 22 TL talep ettik. Son zamlarla birlikte bizim de maliyetlerimiz çok arttı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’e teşekkür ederiz” diye pişkin pişkin sırıtarak beyanda bulundu…
Eee tabi ‘Arslan’ başkan da haklı. Bugüne kadar Büyükşehir’e hangi taleple gittiyse boş dönmedi. Niye istemesin ki. Niye Başkan Böcek’e teşekkür etmesin ki…
Vatandaş otobüse binemez hale gelmiş, can çekişiyormuş kimin umurunda?
Dünya kenti (!) Antalya’da yaşanan toplu ulaşım kabusu her geçen gün biraz daha büyürken, kamuoyuna sağlıklı, güvenli, huzurlu bir ulaşım sağlamakla mükellef olan Büyükşehir Belediyesi’ni yönetenler kulaklarının üstüne yatmayı sürdürürken, otobüsçüler de aldıkça almaya, sömürdükçe sömürmeye devam ediyor…
İnanın artık ne yazacak ne söyleyecek bir şey kalmadı. Sadece ve sadece şunu diyorum; Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner. Çok klişe bir deyim biliyorum ama elimizde kendimizi bir nevi teselli edecek bu umuttan başka bir şey kalmadı. Mevcut şartların bir gün mutlaka değişeceğine olan umudumuzu taşıyarak bu zorlu hayat şartlarına direnmeye çalışıyoruz…
Yazık…