Geçen hafta söz verdiğim gibi köpekbalığı fobim olmasına rağmen “Açık Deniz 3 Kafes Dalışı” filmini Mall of Antalya sinemalarında izledim. Açık Deniz film serisinin ilk iki filmini izlediğimi de film başlayınca hatırladım. Aslında deniz üzerine ve köpekbalığı üzerine yapılmış gerilim filmleri her zaman dikkatimi çekmiştir ve birçoğunu da izlemişimdir. Öyle ki bu köpekbalığı fobisi denizde yüzerken her an alttan bir şey gelip beni ısıracakmış hissayatı bundan kaynaklanıyor sanırım.
Açık Deniz film serilerinin ilk iki filmini de beğenmiştim. Bu filmde farklı olarak çekim şeklini ve kronolojik sırada gitmeden filmin işlenmesi çok hoşuma gitti. Zaten başarılı yapıldığı zaman kronolojik sırada gitmeyen film benim için her zaman bir adım öndedir. Merak etmeyin filmin sonunu söylemeyeceğim. Çünkü yönetmen filmin sonunu daha ilk sahnede vererek filme başlıyor (Yönetmenin filmin sonunu en başında söylediğini söyleyince filmin sonunu söylemiş sayılmıyorum bence) ki bu yönetmenin “filmin sonunu söylememe rağmen sizi nasıl merak içinde tutup filmi izlettireceğim görürsünüz” deme şekli bence. Başarılı da oldu bu bağlamda.
Film üç arkadaşın bir ekstrem gerçeklik şovuna katılabilmek için deneme videosu çekmeye karar vermesi ile başlıyor. Film bundan sonra onların çektiği videolar üzerinden verilerek gidiyor. Bu şekilde de deneysel bir çekim açısı olan filmi ben oldukça beğendim.
Köpekbalığı korkuma da gelince yaz bitmek üzere zaten, gelecek yaza kadar bakarız bir çaresine. Sinemalı günler diliyorum.