Benim bir arkadaşım vardı onunla bazı yazlar İz Tuzu sahiline giderdik. İz Tuzu sahili bugün Muğla Dalyan sınırları içerisinde yer alan bir sahildir.
Buraya Caretta Carettalar yumurtalarını bırakırlar,daha sonra insanlar bu yumurtaları ezmesinler diye yuvalar işaretlenir ve her ihtimale karşı yinede yakınlarında nöbet tutulur, ben de arkeoloji okuduğum için hep ilginç gelmişti bana Kaunos antik kenti, onunla beraber bazı yazlar hem İz tuzu sahiline gider Carettaları korumaya çalışır hem de Dalyan çayının kenarındaki dağlara oyulmuş Likya Kaya mezarlarını seyredip şiir yazardım onlara.
Daha sonra arkadaşım Carettalara epey merak saldı, konusunda uzmanlaştı ve tüm dünyadaki caretta popülasyonunun devamını sağlamak için çalışmalarda bulunmaya başladı.
Ancak ülkemizde Caretta Caretta uzmanı olup istihdam edilmek dünyaya meteor çarpmasından daha uzak ihtimallerden bir tanesiydi , şimdilerde yine bu uzmanlar iş bulabiliyorlar ama sanırım hala sınırlı koşullarda.
Uzun lafın kısası arkadaşım bir kıza aşık olmuştu. Kız da buna...
Artık birbirlerini nereden ve nasıl buldularsa bir an önce evlenmeye karar vermişlerdi.
Ancak kız istemeye gidilmesi gerekiyordu.
Malesef arkadaşımın ailesinden yalnızca annesi kalmış ve çok uzak bir şehirde oturuyordu ve zaten hastaydı.
Biz de yakınımızdaki bir büyükten rica ettik takım elbiseleri giyip kızı istemeye gittik.
Pastaneden çikolata alırken birbirimizin yüzüne bakıyor, çiçekçi dükkanında hangi çiçeği yaptırmamız gerektiğinden çok diğer çiçek türleri hakkında bilgi edinmeye çalışıyorduk.
Bu sıralarda çiçekçinin hadi geç kalıyorsunuz uyarısıyla çiçeğimizi de alıp kendimizi takside buluyorduk.
Taksici de heyecanımıza ortak olmuş bize şöyle yapın böyle yapın diyordu yanımızda bir büyük olmasa, adam arkadaşıma kefil olacak kızı da kendi isteyecekti.
Eve geldik, kapı açıldı biz sadece üç kişiydik arkadaşım ben ve kızı isteyecek büyüğümüz.
Kapı açıldığında bizi bir ordu karşıladı.
Çocuğundan yaşlısına,yaşlısından gencine,gencinden görümcesine,görümcesinden halasına,halasından bacanağına ve sayamayacağım daha bir çok akraba ve komşuya kadar herkes evdeydi.
Bir ara merhaba demekten yorulduğumu, hah tamam şimdi oturdum derken yeni birisini görüp üçümüz birden tekrar tekrar ayağa kalkışımızı hatırlıyorum.
Malum kız kahveleri getirdi,kahveler içildi ve konuya girildi.
Efendim hayırlı bir iş için geldik faslı da geçildi kız tarafının hayırlısı olsun deme faslı da...
Ancak birden kızı vermiş görünen baba, arkadaşıma dönüp; Söyle bakalım genç ne iş yaparsın dedi...
Arkadaşım bana dönüp suratıma baktı, ama bu bakış her ne kadar saliselik bir bakış ta olsa ben onun ne demek istediğini anlamıştım.
Ben şimdi ne cevap vereyim diye soruyordu gözleri bana,ben de onu onaylarcasına söyle dedim.
Efendim ben Caretta Caretta uzmanıyım dedi...
O anda o koskocaman kalabalıkta bir sessizlik olmuş herkes Caretta mı dedi, yok rent a car cıymış heralde ,yok yok bir şirkette Caretta pozisyonunda çalışıyormuş galiba gibilerinden konuşmalar ve fısıltılar gelmeye başladı kalabalıktan...
Kızın babası Caretta Caretta Uzmanı mı...Hımmm ne yapar bunlar diye sordu...
Arkadaşım başladı Carettaları anlatmaya,yaptıkları çalışmaları onları bunları...
Adam bir anda şu anda çalışmıyorsun yani,sabit bir işin yok yazları kaplumbağa peşinde koşturup duruyorsun öyle mi dedi...
Hatta eliyle köşedeki dantelli sehpanın üzerinde duran Fanüs içindeki kaplumbağaları gösterip bak bizde de var kaplumbağa biz de bakıyoruz deyip gülmeye başladı...
Sonrasında diyeceklerini tahmin ediyordum adamın...
Bak oğlum hayat zor benim kız öğretmen,sen şimdi o tatildeyken çalışmaya gideceksin şöyle sabit bir iş bulunca girin bence bu işlere dedi...
O sırada başımızdaki büyüğümüz efendim ziyade olsun kahveler bize müsade dedi...
Evden çıkmıştık...Arkadaşımın ağzını bıçak açmıyordu... Sonra sabah oldu arkadaşım kız onu arar mı diye bekledi...
Aramadı...
Öbür haftada aramadı...
Aradan yıllar geçti arkadaşımla buluştuk,o geceyi anlattık birbirimize sonra güldük durumumuza ve bütün olanlara...
Arkadaşım şimdi Carettalarla çok mutlu,bir dünya Carettayı hayata geri döndürdü...
Sonra sormadan edemedim kendime;
Acaba o gece kızı verselerdi ne yaparlardı o carettalar...
Carettelar ne yapacaktı...