Ben bu İngilizlerin kibirini hiç anlamadım...
Kendisine;
“Batmayan Güneş İmparatorluğu adını veren bir ülkeye de şaşırmamak lazım aslında...
Mazallah İstanbul’un işgal yıllarında İşgal kuvvetlerine yalakalık yapıp, bir yerlerine su serpenlerin hala ruhunu taşıyanların bu yazı elbette hoşuna gitmeyecektir...
Ne yapayım gitmezse, gitmesin...Yazacağım...
Anladık her yeri sömürdün, sen sömürgeci devletsin...
Anladık senin ham maddeye, petrole ihtiyacın var...
Anladık üst bir kültür oluşturup kültür emperyalizminin de en baştakilerindensin...
Anladık barışı, sevgiyi, kardeşliği anlatan kıymetli sanatçılarına ilk sırtını dönensin...
Anladık, turist olarak geldiğin yerlerde, restaurantlarda, maçlarda diğer insanları hiçe sayıp en yüksek sesle konuşan da sensin...
Daha neler anladık tamam da...
Son yüzyılın en büyük pandemilerinden birisi yaşanırken...
Ben kendi yolumu izleyip, virüsü serbest bırakacağım, o kendi kendine bağışıklık kazanır da ne demek...
Bunun adına da Sürü bağışıklığı diyorsunuz...
Sağlık karşısında kibir olur mu...?
Bak o küçücük virüs, geldi geldi, senin ordularını geçti, senin uçaklarını geçti, senin bombalarını geçti...
Geldi o sarayına girdi...
Ordan da senin Prensine bulaştı...
Şimdi ne diyeceksiniz, o kibirli ve donuk tavrınızla bundan sonra doğaya, kainata saygılı olacak mısınız ?
Sizden de büyük bir gücün olduğunu anlayacak mısınız ?
Bence siz yine anlamazsınız..
Sağlığa bile böyle yaklaşan bir zihniyet düşünün dünyaya nasıl davranmıştır...
Bu arada İsle Wight adasında yaşayan, Side’de çalışırken tanıştığım hümanist İngiliz dostlarımı hala çok seviyorum...
İnşallah size de bulaşmaz...
Ve hep beraber kurtuluruz...
Sevgiyle...