Bazen öyle bir gitmek istiyorum ki, bilmiyorum içimdeki bu gitme isteğine bir türlü çare bulamıyorum, ekseriyetle bir yere bağlandığımda oluyor bu, birilerinin ya da birşeylerin bana sahip olduğunu hissettiğimde daha da çok gitmek istiyorum..
Sadece yeni yerler görmek için değil, bazen sırf gidiyor olmak için de gitmek istediğim oluyor...
Yolda olmak iyi geliyor, çantamı hazırlarken mutlaka bir şeyler unutuyorum heyecandan, sabah erkenden yollara düşüp gözümü başka bir şehirde başka bir yerde açmak istiyorum...
Sistemin dayattığı herşeyden uzaklaşmak istiyorum, yoldayken sadece ben varım ve tüm çelişkilerimle yalnızlığın üstüne üstüne gidebiliyorum gibi geliyor bana...
Yeni Türkünün bir şarkısı vardır ya hani...Sözleri Murathan Mungan’a ait..
Dönmek Mümkün mü Artık dönmek,
onca yıllardan sonra yeniden yollara düşmek,
Neresi sıla bize neresi gurbet,
Al bizi koynuna ipek yolları,
Üstümüzden geçiyor gökkuşağı,
Sevdalı bulutlar uçan halılar,Uzak değil dünyanın kapıları...
İşte tam da böyle gitmek istiyorum...
Gitmeyen insan dönemez bunu çok iyi biliyorum...
Bazen yarım bıraktığım ne varsa tamamlamak için gitmek istiyorum, bazense tamamlamam gereken şeyleri yarım bırakmak için gitmek...
Ordulu Dursun kaptanın teknesinin önünde şöyle göğe doğru uzanıp yanık bir Ordu türküsü dinlerken, yıldızları seyretmek için gitmek istiyorum mesela, bazen olunması gereken bir çok şey varken hiç birşey olmamak için gitmek istiyorum...
Çocukluğumdan beri böyle bu, içimde hep bir gitme isteği, oyun alanının duvarlarının arkasında ne olduğunu görme isteği, düşmeyi göze alıp o duvara tırmanıp arkada ne olduğunu bilme isteği...
Kırk derece ateşim bile olsa Hastane bahçesindeki çiçekleri koklama isteği...
Durduramıyorum bunu...
Belki kötü diyorlar gitmeye ya da gidenlere ve hep gitmek isteyenlere, ancak bu gidenlerin kötülüğünden değil, kötü diyenlerin kalma isteğinden olsa gerek, gidiyormuş gibi yapmaktansa çok daha büyük bir şeydir belki gidebilmek bilmiyorum...
En çok da herşey yerli yerindeyken gitmek istiyorum, az eşya, az insan, az yemek ,az kıyafet istiyorum...Yük alamam çünkü omuzlarıma biliyorum...
Bazen gözyaşlarımı bir şişeye doldurup,gittiğim yerde sabahları onlarla yüzümü yıkayıp ayılmak, bazen de kahkahalarımın arkasındaki gözyaşlarını saklayarak gitmek istiyorum...
Sahi gözyaşlarını biriktirebiliyorsak, kahkahalarımızı da bir yerde biriktirebiliriz öyle değil mi...
Bazen haykırırcasına gülerek gitmek istiyorum...
Herşey sizin olsun, siz kazandınız diyerek gitmek istiyorum...
Bir dost omzuna sarılıp, yine görüşeceğiz diyerek gitmek istiyorum...
Dedim ya içimde hep bir gitme isteği, herşey yerli yerindeyken, herşey dingin bir huzurun çevresinde dönerken, sıcacık bir yataktan çıkıp soğuk geceleri göze alarak, süt liman bir koydan demir alarak gitmek...
Dedim ya severim ben gitmeleri...
Gitmeler eksik olmasın hayatımızdan...
Ah gitmek...Gitmek ve yine gitmek...