Tarımda teknoloji kullanımı aslında yeni bir olgu değildir. Ancak tarımın endüstriyel faaliyetlerle ilişkilendirilmeye başlandığı andan itibaren Akıllı Tarım ve Tarım 4.0 gibi kavramlar gündeme gelmiştir. Bu süreç aslında belirli bir hızda ilerlemiş olsa da, bugün çok yüksek bir ivme kazanmıştır ve gelişme devam etmektedir. Öyle ki; geliştirilen yeni teknolojilerin tarımda dönüşümün önünü açtığı günümüzde, tarımla ilgili yeni bir çağ ya da dönem isimlendirmesi yapmak gerekirse; buna en uygun olanın “Akıllı Tarım Devrimi” ya da “Akıllı Tarım Çağı” olduğunu ifade etmek gerekir.
Bilgi ve teknoloji üretimi, bilgi ve teknolojiyi etkin kullanma kapasitesi ve teknoloji kullanım becerisi ülkelerin gelişmişliğini belirleyen etkiler yapmaktadır. Bu çerçevede bir bakıma bilgiyi kullanma kapasitesi ve becerisi ülkeler için gelişmenin anahtarı durumundadır. Akıllı sistemlerin ve yapay zeka uygulamalarının tarım sektöründe yaygınlaşması, insan kaynağının geliştirilmesi, üretim süreçlerinin modernizasyonu ve üretilen bilginin doğru ve etkin kullanılması tarım sektörünün gelişmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Akıllı tarım teknolojilerine yapılan yatırımın, sadece verimliliği artırmakla kalmayacağı, aynı zamanda kaynak kullanımını optimize ederek, maliyetleri düşürerek ve çevresel sürdürülebilirliği de destekleyeceği açıktır.
Günümüzde tarım sektörü, teknolojik gelişmelerin etkisiyle önemli bir dönüşüm sürecine girmiş bulunmaktadır. Akıllı tarım uygulamaları ve otomasyon sistemleri, geleneksel çiftçilik yöntemlerinin yerini alarak verimliliği artırma, kaynak kullanımını optimize etme ve sürdürülebilirliği sağlama imkanları sunmaktadır. Nesnelerin İnterneti (IoT) cihazları, yapay zeka (YZ), veri analitiği ve otonom ekipmanlar gibi yenilikler, bitkisel üretim sistemlerinin yönetiminden hayvancılığa kadar tarımın her aşamasında daha bilinçli ve hassas kararlar alınmasına ciddi imkanlar tanımaktadır. Bu teknolojilerin sağladığı faydalar sayesinde çiftçiler, gerçek zamanlı verilere dayalı olarak sulama, gübreleme ve zararlı mücadele gibi uygulamaları optimize ederek, hem maliyetleri düşürmekte ve hem de çevreye olan olumsuz etkiyi en aza indirebilmektedir.
Bununla birlikte, ileri biyoteknoloji, akıllı sulama sistemleri, blok zinciri teknolojisi ve dijital ikizler gibi diğer yenilikler de yakın ve orta vade de tarım sektöründe önemli dönüşüm fırsatları sunmaktadır. Bu kapsamda biyoteknoloji bilim alanında yapılan çalışmalar, bir yandan zorlu koşullara dayanıklı ve daha verimli ürün çeşitlerinin geliştirilmesine katkıda bulunurken, diğer yandan akıllı sulama sistemleri gibi alanlarda yapılan çalışmalar su kaynaklarının etkin kullanımına ve pek çok alana yönelik fırsatlar içermektedir. Yine blok zinciri, tedarik zincirinde şeffaflığı artırarak tüketici güvenini destekleyecek, dijital ikizler ise sanal ortamda farklı senaryoları test etme imkanı sunarak riskleri azaltacaktır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve dijital çiftlik danışmanlık sistemleri de sürdürülebilirliği ve bilgiye erişimi kolaylaştırarak sektörün genel verimliliğine katkıda bulunacaktır.
Söz konusu tarımda teknoloji kullanımına yönelik yüksek beklentilerin, esasen akıllı tarım çağına geçişin habercisi olduğunu ifade etmek gerekir.