Vizyon İki Bin Yirmi Üç
Türkiye 2000’lerin başında ortaya koyduğu Vizyon 2023 belgesi ile Cumhuriyetin yüzüncü yılında iddialı bir ülke olmayı, dünyada ilk 10’da yer alan müreffeh bir ülke haline gelmeyi hedeflemiştir. Bu yönüyle Vizyon 2023 Türkiye’nin orta vadeli bir değişim projesidir. Projenin ana teması; “Cumhuriyet’in yüzüncü yılında “muasır medeniyet” seviyesine ulaşmak yönünde; bilim ve teknolojiye hakim, teknolojiyi bilinçli kullanan ve yeni teknolojiler üretebilen, teknolojik gelişmeleri toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği kazanmış bir "refah toplumu"nu ortaya çıkarmaya yöneliktir.
Değişimi Talep Etmek
Türkiye’de son on yıldan beri değişimi hedefleyen ve bu yönde biriken enerjiyi gelişmeyi teşvik etmek yönünde hayata geçirmeye kararlı güçlü bir inisiyatif, iktidar bulunuyor. Bu amaçla ciddi hazırlıklar ve girişimler planlanıyor, bunlar birer birer hayata geçiriliyor. Örneğin bunlardan biri olarak 2013 yılının son aylarında Kalkınma Bakanlığı öncülüğünde gerçekleştirilen ve bizim de katıldığımız Beşinci İzmir İktisat Kongresi ve özellikle yine İzmir’de açıklanan Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı ifade edilebilir. Bu çalışma bile tek başına Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Vizyon 2023 konusundaki iddiasını ve inancını görmek bakımından önemli olmuştur. Öyle ki; bu hedef etrafında tüm toplumun bir milli mutabakat ve seferberlik anlayışı ile buluşmasına ve birleşmesine yönelik düşünceler dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından çok güçlü şekilde vurgulanmıştı. Aynı şekilde devletin diğer üst yöneticilerinin verdikleri mesajlar ve karar alıcıların tutumları da kayda değerdi ve önemliydi. Kongre sırasında neredeyse tek ses halinde benzer vurgular kararlılık ifadeleriyle birleşerek sunuldu ve böylece devlet tarafından Vizyon 2023 belgesi üzerine odaklanıldığı ve devlet yöneticilerinin de bu konuda görüş ve anlayış birliği içinde olunduğu somut olarak görülmüştü. Bunu takiben Türkiye siyasi istikrarın devam etmesinin de katkısıyla hep daha ileriyi, hep geleceği planlamak yönünde kararlılık içinde davranmaya devam etti. Öyleki 1963’te başlayan planlı kalkınma dönemiyle her beş yılda bir plan yapmayı rutin haline getiren ancak hedeflere ulaşmak yönünde başarısızlıkları da kanıksamış olan Türkiye, 2023 hedefleri yanında 2053 hatta 2071 hedeflerinden bahsetmeye başlamıştır. Uzun vadeli hedeflerin öne çıktığı bu dönemin dinamikleri Türkiye için bir yeniliktir ve statükonun getirdiği ataletin bertaraf edilmesi için önemli bir güç olmuştur ve aynı şekilde insanımız için ise yeni hedeflere ulaşmak yönünde güçlü bir motivasyon kaynağı olmuştur.
Türkiye’nin Esas Gündemi
İnişli çıkışlı, taşlı, dikenli yollardan geçerek iki binli yıllara ulaşan ve 16 nisanda devlette iki başlılığın getirdiği olumsuzlukları da bertaraf eden Türkiye, bu süreçte elde ettiği büyük deneyimler ve çıkardığı dersler ile bugün çok güçlüdür. Bu çerçevede Türkiye artık esas gündeminin toplumsal refah, ekonomik kalkınma, toplumsal barış ve dünyanın ilk on ülkesi arasına girmek olduğunu biliyor. Başarısız koalisyon hükümetleri ve anayasa kitapçığının fırlatılması sonucu ortaya çıkan ekonomik kriz ve kaoslar, iç ve dış destekli bölücü terör hareketleri, 15 Temmuz darbe ve yıkım hareketi gibi olaylar ve girişimler; Türkiye’nin esas gündemiyle buluşmasını, esas gündemine odaklanmasını hep geciktirmiş olsa da, bugün Türkiye son yüzyıl içinde biriktirdiği değişim için gerekli olan enerjiyi müreffeh yeni Türkiye’yi inşa etmek yönünde kullanmak üzere yola çıkmıştır ve kararlı şekilde bu kutlu yürüyüşüne devam etmektedir. Bu yürüyüşte başarıya ulaşmak için; değişimi talep eden ve planlayan kamunun kararlılığı ile birlikte, milli çıkarları koruyacak ve geliştirecek bir anlayışın toplumun bütünü tarafından milli seferberlik olarak benimsenmesiyle mümkün olacağı açıktır.