Tarım ciddi iştir, romantizmi kaldırmaz!
Tarımı sıradan ve herkesin yapacağı iş kolu olarak düşünenler var mıdır? Tabi ki olabilir! Hem de sanayici, turizmci, memur, amir, profesör, avukat, bürokrat, yönetici, siyasetçi, hatta sonradan ziraatçı olanlar arasında bile böyle düşünenler bulunabilir...
Bunların kimi farkında olarak, kimi de farkında olmaksızın tarım ve toprak, ağaç ve doğa konusu geçince uzman kesilir, bazen o alandaki uzmanlığı da hafife alırlar yada bir başka anlayışı öne çıkararak konuya romantik bakarlar. Ahh o dağlar, ovalar, tabiatla baş başa olmak, yağmur başladığında o toprak kokusu var ya! ne güzeldir, der dururlar…
Ve “Orda bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür…” der ve “gitmesek te görmesek te…” diye devam eder…
Oysa “gitmezsek, görmezsek, bir selam vermesek yada almasak” o köy bizim midir? Hele hele “insanımızın sofrasına oturup konuşmasak, dokunmasak hayatlarına” o köy hiç bizim olabilir mi?
- Olmaz!
Kuş sesleri, seher vaktinde horoz sesiyle uyanmalar, toprak kokusu, çalışkan, samimi ve misafiri baş tacı eden insanlar, güzel yüzlü çocuklar, nur yüzlü nineler, dedeler, doğanın dinginliği ve zarafeti tabi ki güzeldir ve insanı içine çeker… Kentleşmenin bir bakıma empoze ettiği yaşam biçimi ve getirdiği psikolojik yük ve kendini besleyen kültürden uzak kalma, kır yaşamını ve tabiatı daha bir değerli hale getiriyor. Bu bakımdan herkesin ve her kesimin tarımdan, tabiattan, kır kültüründen bahsetmesi, üzerinde görüş bildirmesi ve geliştirmesi doğaldır, hatta ahkam kesmesi de doğal karşılanabilir…
Çiftlik hayatının dayanılmaz gerçekliği
Şu bir gerçek ki; kır hayatına ve çiftçiliğe romantik bir çerçeveden bakmak; çiftçi ve çiftçi ailesinin hayatını kolaylaştırmaz, hatta bu bakışa sahip olup ta kırsal alanla ilgili karar merciine gelenler varsa veya olursa çiftçi ve ailesinin hayatını zorlaştırırlar.
Oysa ki çiftçi ve ailesi için tam bir gerçekliktir, hayatın tam anlamıyla kendisidir, dolaysıyla tarım romantizmi kaldırmaz, sağlıklı bilgi ve rasyonellikle olumlu sonuç alınabilir.
Masanın üretici tarafı
Üretici tarafına bakıldığında; çiftçi ve ailesinin pek çok belirsizlik altında ve risk üstlenerek aldıkları her karar, kendi şartlarında mantıklı ve rasyoneldir ve rasyonel olmak zorunluluğu vardır. Çünkü yapılan her uygulama hasat döneminde ailenin bütününe fatura edilir. Sektörün özelliği gereği düzeltilebilir zayıf yönler dışında, kontrol edilemeyecek olan önemli tehditler de her an kapıdadır.
Çiftçi ailesinin hesabına her ayın birinde veya on beşinde maaş yatmaz. Çiftçi pek çok belirsizliğin bulunduğu ortamda aldığı kararlarla hasat dönemine odaklanır ve alın teriyle elde ettiği üretim değerini, kazancını; geçmişe dönük borçlarını kapatmak, geleceğe yönelik aile geçimi için gerekli tutarı ayırmak ve üretimde sürdürülebilirliği sağlamak üzere gelecek üretim döneminin girdilerini temin etmek ve de hala kaynak kalmışsa teknoloji yenileme yatırımlarını planlamak üzere kaynak tahsis eder, bu süreçlerde kaynak yetersizliği söz konusu olduğunda borçlanır. Kısaca yazılı ve kayıtlı olsa da olmasa da çiftçi özenle ödemeler matrisini hazırlar, karar tablosunu oluşturur, süreci çalıştırır.
Pekala ortalama beş veya altı kişilik bir aile işletmesinde devam eden bu karar alma süreci; hizmet, endüstri veya ticaret sektöründeki bir işletmede nasıl gerçekleşir. Profesyonel kaç birim ve yetişmiş kaç elemanın, kaç toplantı sonucunda aldığı kararlar uygulanır ve firmanın iş
hayatında devam etmesi sağlanır. Bunların cevapları bulunmaktadır ve profesyonel olarak söz konusu süreçler tanımlanmıştır.
Çiftçilik yüksek itibarlı ve saygın bir meslektir!
Tarım ve çiftçilik insanlığa hizmeti esas alan besin, giyim ve kimya gibi pek çok alanda insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere insan için üretim faaliyetinde bulunulan ciddi ve saygın, toprak ve doğayla iç içe, sosyal ve ekonomik olguların iç içe olduğu ve içinde yer alanlara mutluluk veren özgün ve samimi bir faaliyettir. Buda gösteriyor ki; çiftçilik yüksek sorumluluk gerektiren, hem zor ve hem de karmaşık bir üretim sürecidir. Yine çiftçilik bazı yanlış algılarla sunulduğu gibi kesinlikle tembel işi değil, tam aksine zihinsel ve bedensel gücün tam olarak işe yansıtıldığı, insanlığın devamı için zorunlu olan gıda maddesi üretiminin yapıldığı çok saygın bir iş koludur. Bugün, kırda yaşayanlar için kırın cazibesinin düşmesi ve yaşanan kırdan kente göç en önemli gündem maddeleri arasındadır. Bu durum süreci etkileyen önemli sayıda sorunun varlığına işaret etmektedir. Buna göre göç somut bir sonuç olsa da, diğer etkenlerle birlikte ele alınması ve sorunun “kök nedenine” inilmesi gerekmektedir.
Burada ulaşılması gereken temel hedef “kırda yaşamanın itibarının(prestij) artırılmasını sağlayarak, çiftçiliğin saygınlığını güçlendirmek ve kırın cazibesini yeniden ve kalıcı bir şekilde yükseltmek,” olmalıdır. Bunun için uygun politika araçlarından, özellikle eğitim ve yayım bilim dalının sağladığı avantajlardan yararlanmak gereklidir. Hem çiftçilik mesleğinin saygın olduğu bilincinin çiftçilere ve çiftçi adaylarına benimsetilmesi ve hem de kentsel yayım kapsamında tarımın ne kadar önemli ve değerli bir alan olduğu düşüncesinin toplumun bütününe yaygınlaştırılması için planlı çalışmalar yapılmalıdır.
Çiftçi ve çiftçilik neden önemlidir?
Farkında olunsun ya da olunmasın, bazı kesimler tarafından değer verilsin yada verilmesin “tüm dünyada çiftçilik yüksek saygınlığı olan meslekler” arasında en ön sıralardadır. Çiftçiler sadece geçmişten devir aldığı geleneksel üretim yöntemleriyle üretimde bulunan kimseler değil, geleneksel kültür ve değerleri de muhafaza eden, yaşatan ve aynı zamanda yenilikleri takip eden, kendilerini yenilemek durumunda olan ve rakipleriyle mücadele eden girişimcilerdir. Bu nedenlerle;
Bu nedenlerle;
• Çiftçinin gözleri gökyüzüne, geleceğe baksa da ayakları yere basar, gerçekçidir.
• Çiftçi hayal kursa da hayalperest değildir.
• Çiftçi riski sever ama ailesini koruyacak kararlarda sınırları bilir.
• Çiftçi iyilik severdir, iyi insandır, iyi sosyal psikologdur, misafirperverdir.
• Çiftçi toprağına bağlıdır, kahramandır ve samimi bir vatanseverdir. Çünkü kaynağı topraktır, toprağa hükmeder, toprağın da kendisine hükmettiğinin farkındadır.
• Çiftçi çevrecidir, doğru üretim tekniklerini uygular tabiatı korur.
• Çiftçi geçmişten bugüne gelen özgün değerleri yaşayandır, yaşatandır, gelecek kuşaklara aktarandır.
• Çiftçi iyi hesap uzmanıdır, ekonomisttir, işletmecidir, girişimcidir.
• Çiftçi maliyeti bilir, verim ve kaliteyi bilir, çalışmayı ve çalıştırmayı bilir, kendi koşullarında alanında en verimli faaliyeti gerçekleştirir.
• Çiftçi üretimi planlar, özenle ödemeler ve karar matris ve tablolarını oluşturur.
• Çiftçi kararlar alır, strateji geliştirir, uygular ve sonucuna katlanır.
• Çiftçi ustadır, zanaatkardır, sanatkardır.
• Çiftçi annedir, babadır, çocuktur, büyükanne ve büyükbabadır, aile bütünlüğü yaşatır.
• Çiftçi insanlığa karşı sorumluluk duyar, topluma sağlıklı ürünler sunarak insanlığa hizmet eder.
• Çiftçi iyi tüketicidir, israf etmez, yeterince ve yeter miktarda tüketimde bulunur.
• Çiftçi rasyoneldir, ailesinin yaşamını idame ettirmek, refahını artırmak için rasyonel sosyo-ekonomik kararlar alır.
Politikalar ve paydaşların eşgüdümü önemlidir!
Tüm dünyada tarım sektörü ve kırsal yaşam kamunun ve sivil toplumun en önemli çalışma alanlarının başında yer almaktadır. Özellikle gelişmiş ülkeler geçmişten bugüne tarım sektörünü de genel gelişmişlik hedeflerinden ayrı tutmayarak sektörün gelişmesi için uzun vadeli politikalar ortaya koymuşlardır. Verimlilik artırıcı teknolojiler üretmek ve bunları yaygınlaştırmak gibi iktisadi hedeflere odaklanmak yanında, kırsal miras korunması gibi önemli sosyo-kültürel ve çevresel hedeflere de yönelmişlerdir. Tarımda sürdürülebilirliği sağlamak üzere uygun tarım politikası araçlarıyla sürekli sektörü desteklemişler, uluslararası ortaklıklar kurmuşlar, anlaşmalar yapmışlar, özel girişimin önünü açarak rekabette avantaj sağlamak üzere çalışmışlardır ve halen yerlerini korumak ve geliştirmek için yeni arayışlar içerisindedirler. Bu süreçte bilimsel bilgiyi rasyonel kararlara dönüştürerek keyfiyete, romantik bakışa, ciddiyetsizliğe ve sorumsuzluğa fırsat vermemişlerdir.
Paydaşların iş yapma ve iş başarma gücü ve kabiliyeti değerlidir!
Birikimler göstermektedir ki sektör paydaşlarının eşgüdüm ve işbirliği duyarlılığı kadar, iş bilirliği de önemlidir. Özellikle sektörü yönetme güç ve yetkisine sahip kamu ve çiftçi örgütleri gibi inisiyatiflerin birlikte çalışma kararlılığı ve yetkinliği büyük önem taşımaktadır. Söz konusu inisiyatiflerin çiftçi ve toplumun bütünün geleceğine yönelik olarak eşzamanlı doğru kararlar aldıklarında ve uyguladıklarında önemli gelişmeler sağlanmıştır. Tabidir ki, süreci yönetmek yönünde doğru kararlar almak sorumlulukları yerine getirmenin gereğidir ve alınan kararları uygulamaya koymak daha büyük bir sorumluluk gerektirir. Buna göre; örneğin kararlar uygulamaya konulduğunda sonuç olumluysa, herkes mutludur! Lakin hüsranla sonuçlanırsa; karar vericiler, çiftçiler, tüketiciler ve ilgili diğer paydaşlar, özellikle ilk iki sıradaki “karar vericiler ve çiftçiler” büyük rahatsızlık duyarlar, acı çekerler! Tabi ki özellikle üstlenilen sorumluluğun gereğini yerine getiremeyip yanlış karar alanların daha fazla rahatsızlık duyması, acı çekmesi beklenir.
Esas olan yüksek sorumluluk duygusunun doğru kararlar almak yönünde karar mekanizmasındakileri etkiliyor ve yönlendiriyor olmasıdır. Öyle ki “ne zaman karar vericiler en az uygulayıcılar kadar duyarlılık ve sorumluluk hissederlerse veya sorumlu kılınırlarsa”, o zaman hatalar minimize edilir ve “sıfır hata” hedefine ulaşılabilir.
Bu kapsamda tarım sektörü tüm paydaşlarıyla birlikte çiftçiliği yüksek prestijli bir meslek alanı haline getirmek yönünde yüksek bilinçle çalışmalı ve bu yönde görevini kusursuz yapmalıdır. Ancak bu şekilde çiftçilik “rağbet gören bir iş kolu” ve kırsal alan ise “yaşamak için yarışılması gereken itibarlı bir yer” haline gelecektir.
Sonuç olarak; tarım ve çiftçilik toplumun tamamını doğrudan etkileyen ciddi ve saygın bir üretim koludur. Bu nedenle üreticilerin ve karar vericilerin keyfiyet ortaya koyacağı bir alan değildir. Hele hele tarım; romantik bakışı, ciddiyetsizliği ve sorumsuzluğu hiç kaldıramaz.
Bu vesileyle 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü tüm saygıdeğer, çalışkan, vefakar ve vatansever çiftçilerimize kutlu olsun. Tabi ki; sadece kutlamak yetmez! Bu özel günde topluma sağlıklı ürün sunan çiftçilerimize ve çiftçi ailelerine yılın her gününde tüm toplum olarak teşekkür borcumuz bulunuyor. Yeri gelmişken tüm okuyucularımız adına peşinen söyleyeyim; “Teşekkür ederim Çiftçi Kardeşim!”…