İslam dünyası ve Müslümanların yaşayanları 2023 yılının Ramazan ayına ulaştılar ve yaşamaya başladılar.
İslam dünyasındaki şartlar malum. Savaşlar, iç ve dış göç, açlıkla mücadele, temiz su problemi, gelir dağılımındaki eşitsizlik, doğal afetler, çok derin özgürlük problemleri, mezhepçi siyasetler, tarikat ve cemaat yapılanmalarındaki sayılarının dini ve sosyal hayatı zorlayan halleri, yönetici kitlenin ehliyetsizlikleri, adam kayırma, problemli bir adalet anlayışı, ticari hayattaki yalancılık ve sahtekarlık, üretim sektöründeki sahtekarlık, hile ve aldatma konuları ve daha benzeri bireysel, toplumsal ve yönetimsel bozukluklar.
Bu paragraf maalesef uzar gider. Ama genel bir yorum yapmak için bu kadarı yeter de artar bile. Ne demiş atalarımız; ‘’Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.’’
Bu şartlar altında Kuran ayına girdik. Oruç ibadeti ile Ramazan’a başladık. Teravih namazları kılınıyor. İftar sofraları şekillenmeye başlıyor. Yani şeklen de olsa Ramazan ayı ile ilgili geleneklerle desteklenen birtakım uygulamalar yapılıyor.
Aslında Ramazan ayının ve orucun özünde ne vardı? Bizler şimdi neler yapıyoruz?
Bu soru hem bireysel hem de toplumsal cevaplara muhtaçtır. Bir şekilde yapılanların sorgulanması ya da denetlenmesi gerekecektir. Neye göre yapılmalı sorusunun da cevabı aynıdır.
Oruç tutuyoruz. Yeme içme gibi orucu bozan durumlara karşı dikkatliyiz. Şeklen gerekeni yaptığımızı söyleyebiliriz. Orucu tutmak sadece böyle bir şey midir?
-Aslında orucu tutmak yerine orucun bizi tutması hadisesini yaşamak olmalıdır. Yani niyet ettiğimiz bedensel ihtiyaçların yoksunluğu uygulamasına diğer organlarımızın da dahil olması gerekmektedir.
-Mesela orucumuz, dilimizin dedikodu, gıybet, iftira ve boş konuşmalarını engelleyebiliyor mu? Cevap evetse işte orucumuz bizi tutup korumaktadır diyebiliriz. Aksi takdirde Allah Resulünün dediği gibi Allah’ın bizim aç durmamıza ihtiyacı yoktur.
-Orucumuz bizi sosyal ve mali ibadetleri usulüne uygun şekilde yapıyor ve mutlu sonuca varıyorsak, orucumuz bizi rehabilite ediyor demektir.
-Orucumuz bizi israftan ve şımarıklıktan koruyor ve bizim kanaatkâr ve tevazu sahibi olmamıza katkı sağlıyorsa, orucumuz bizi tutuyor demektir.
-Orucumuz bizi iç denetime tabi tutuyor ve hatalarımızla yüzleşip samimi bir tövbe yapmamızı sağlıyorsa, orucumuz bizi tutuyor demektir.
-Orucumuz bizi varoluş şerefimiz olan Kur’an’a yönlendiriyor ve bizi onu anlamaya sevk ediyorsa, orucumuz bizi tutuyor demektir.
-Orucumuz bizi her işimizde Allah’ın rızasına tabi işler yapmaya yönlendiriyorsa, orucumuz bizi tutuyor demektir.
Velhasıl güzel ahlakın ve Rabbimizin buyruklarının tamamını bu listeye ekleyebiliriz. Oruç, bize haram ve harama yakın işleri yaptırmaz, yaptırmamalı.
On bir aylık yorgunluğun ve kirliliğin farkına varıp arınmaya ihtiyaç duyduğumuz bir ibadet ayına dönüşmeli Ramazan.
Ramazan ayının içindeki bütün fırsatların farkına varıp değerlendirmek bir Müslüman için bir yılın en büyük fırsatıdır. Sadece ruhsal ibadet değil, bedeni ve mali ibadetlerin emredildiği bu ay bir insan için her açıdan fırsat ayıdır.
Bir ay olsun farklı olabilmek, her halimizi denetleyebilmek, başkalarını biraz daha fazla düşünebilmek, daha hassas davranışlar sergileyebilmek büyük bir fırsattır.
İnsanlık tarihi kadar eski bir ibadeti kendi hayatımızda yaşatabiliyor olmak gerçekten kutlu bir iş yapmanın adıdır.
Maddeciliğin tavan yaptığı ve onun gereği gibi algılanan tüketim çılgınlığının engellenemez bir hale geldiği şu zamanda biraz olsun düşünüp israf denetimini yapmamız gereken bir aydır.
Göz göre göre, bazen yavaş yavaş, bazen de azar azar kendi felaketimize doğru sürükleniyoruz. Zannediyor muyuz ki yapanın yaptığı yanına kaldı ve kalacak? Bu sistemi kurgulayıp yaratan Rabbimiz her halin bir sebep sonuçla bağlantısının yazılımını yazmış.
Her varlığın ve nimetin bir imtihanı var ve sonucu bizim iki dünyamızı etkileyen bir yaptırım gücüne sahip. Bu şartlarda nasıl vurdum duymaz bir hayatı yaşayabiliriz ki?
Aklımızı oynatmadıysak, maddenin sarhoşu olmadıysak, bir hesap ve kitabın varlığını reddeden bir şuur bozukluğumuz yoksa eğer, Rabbimizin sorduğu bir soruyu kendimize soralım;
(Fe eyne tezhebuun?)- Nereye gidiyorsunuz?
Sahi nereye gidiyoruz?
Hepinize bu sorunun cevaplar için kolay gelsin.
Rabbim bizlere hayırlı uyanıklıklar versin. Adil olunuz, dürüst olunuz, merhametli ve şefkatli olunuz, hoş olunuz, hoşça kalınız, Allah’a emanet olunuz.
İbrahim Doğru
26.03.2023
Germersheim