Bildiğiniz gibi din duygusu her insanın fıtratında var olan bir ihtiyaçtır. Zaman içerisinde aile ve çevresel faktörler bu duyguyu şekillendirir. Kişiye bir dini kimlik verir. Bu kimlik hangi dinin hangi kaynağından alındığına göre şekillenir.
İbadetler ise sahip olunan dini kimliğinin ritüelleri, kişisel ve toplumsal davranış ve tercihleriyle ortaya çıkan ve tekrarlarıyla devam eden uygulamalardan oluşur.
Bu yazının özeldeki konusu İslam inancı ve ibadetleridir. Tabi ki öznesi ise İslam’ı seçen ya da öyle doğan Müslüman.
Öncelikle İslam’ın temel kaynağı olan Kuran’da ve onun ilk okuyanı olup insanca bir tavırla anlayıp uygulayan İslam’ın Peygamberi Allah Resulü Muhammed (SAV)in uygulamalarına bakmamız gerekir.
İbadetlerin tamamının temel şartı samimiyettir. Gururdan, kibirden, tembellikten ve gösterişten arınmış bir ruh haliyle yaratanın rızası için insanca bir tavırla uygulamaktır.
İnsan ibadete muhtaçtır. İbadet insanın hak yolda yürüme konusunda en büyük etken ve disiplinidir. İbadet insana insan olduğunu, yaratık olduğunu, ölümlü olduğunu ve dünyalık seçenekler konusunda hataya yatkın olduğunu hatırlatır.
Değişmeyen doğruların sadece Allah’a ait olduğunu unutan insan kendi doğru bildikleriyle hayatını şekillendirmeye başlar ki bu durum onu çok farklı bir noktaya götürür.
İşte bu ve benzeri risklerden uzak olmanın yolu inandığımızı söylediğimiz Rabbimizin dediklerine ve onun Peygamberinin bu emirleri uygulama şekillerine ve içeriklerine yoğunlaşmamız şarttır.
Bu disiplini hiçbir şeyin bozmasına izin vermemeliyiz ki aralardan İslam’a ve onun ritüellerine benzer içerikteki sapmalardan emin olabilelim.
Yoksa hayatımız o dedi, bu dedi, şu dedi diyerek ibadet adı altında yapıp ettiğimiz boş işlerle doluverir. İnandığımız dinin kurallarının yerine özünden uzak duygu ve hareketlerle ömrümüzü heba edebiliriz.
Temelde ibadet ve dualarımız üç temel istek üzerine oturur:
-Arzu ve isteklerimiz için.
-Af dilemek için.
-Teşekkür etmek için.
Bütün ibadetlerimizin özünü bu üç başlık ve onların alt başlıklar oluşturur. Söylediğimiz gibi her bir ibadet ve duayı usulüne uygun bir tarzda ve samimiyet içerisinde yapma mecburiyetimiz vardır.
Aksi durumda ibadet ve dua yapmış olmayız. Yapmış gibi oluruz.
Önümüz Ramazan. Oruç ayı. Kuran ayı,on bir ayın sultanı diyoruz. Acaba Ramazan, Oruç, Kuran gibi kelimelerin bir arada zikredilme nedenini biliyor muyuz?
Bu ayda neler yapmamız gerektiği konusuna gerekçeleriyle birlikte sahip miyiz?
Hatta nasıl yapmamız gerektiği konusunda da deliller çerçevesinde bir hazırlık yaptık mı?
Acaba geçmiş bilgilerimizi gözden geçirme çalışmalarını yapabildik mi? Hatta böyle bir içsel denetime açık mıyız? Hatalarımızı ya da eksikliklerimizi bulduğumuzda değişime hazır mıyız?
-Kuran ayında Kur’an’la iletişimizi derhal başlatmak, başlatmışsak biraz daha yoğunlaşmak gerektiği konusuna eğilelim.
-Allah’ın bizlere neler dediğini, emir ve yasaklarının gerekçeleriyle neler olduğunu öğrenmeliyiz. Rabbimizin eğitim usulünde gerekçelerle birlikte ikna metodunu kullandığını bilmeliyiz.
-Ayrıca Ramazan’ı sosyal boyutuyla değerlendirmek esaslardan biridir. Kişisel olarak hem beden hem de ruhumuza oruç tutturarak arınırken, toksinlerden kurtulurken, ihtiyaç sahiplerine yönelik de birtakım tasarruflarımızın usulüne uygun yapılması elzemdir.
-Fitrelerimizi Ramazan’ın başında verelim. Haddinden fazla gıda maddesi dağıtıldığına şahit oluyoruz. İnsanın tek ihtiyacı gıda maddesi değildir. O yüzden parasal yardımlar ve ödemeler her zaman daha fazla makbule geçer.
-İftar ve sahur sofralarımız israf sofrası olmasın. İsraf tek kelimeyle Allah’a itaatsizliktir. Ölçülü bir sofrada iftar ve sahur yapalım.
-Eş, dost ve akrabalarla da iftar edelim. Bil hassa zengin sofralarında, şatafatlı davetlerde olmamaya gayret edelim.
-Ey zenginler, garip gurebanın, yetim ve öksüzlerin ve dahi dulların sofralarında olun ki varlığın sarhoş edici etkisinden korunacak duyguları kazanabilirsiniz.
Haydi bismillah diyerek bu saydıklarımla ilgili çalışmalara başlayalı. Rabbimizin keremi ve yardımıyla en güzel Ramazan’ı yaşamaya niyetlenelim.
Bu duygu ve düşüncelerle bir sonraki buluşmaya dek Hoş olunuz Hoşça kalınız, Allah’a Emanet olunuz.