Günah; dini bir kavramdır. Yaratıcımızın bizlerden yapmamızı istemediği ve yasakladığı söz ve davranışların genel adıdır. Rabbimizin bizlere merhametle davrandığının en güzel belgelerinden biriside günahların sebep ve sonuçlarınıinsanın anlayacağı şekilde bildirmiş olmasıdır.
Günahın varlık sebebinin iyi ve faydalı olana dikkat çekmek olduğunu da söyleyebiliriz. İnsan fıtratı böyle bir çalışma sistemine sahiptir. Zıddı olan her şey insan davranışlarının seçeneklerindendir. Bu zıtlık hali insan için cazibesini her zaman korur.
İsmi günah olan her türlü söz, iş ve davranış başta bu filin sahibine ve de ardından topluma huzursuzluk ve zarar verir. Zaten haram olmasının sebeplerinden birisi de budur.
Huzur denilen şeyi anlamadan, onun tadına varmadan haramın eziyetini anlayamayız. Eziyet olduğuna karar veremeyiz.
Huzur, bize mutlu bir zaman geçirmemizi sağlar. Huzur ortamında her zaman ‘’iyi ki insanım’’ diyesi gelir insanın. Yani insana iç rahatlığı ve güven verir.
İşte böyle bir nimetin katili ya da zehridir günahlar. Huzur gibi daha nice güzellikleri yok etme gücüne sahiptir. Bunu da notlarımıza ekleyelim.
İnsan işte, hata yapmadan duramaz. Günahsızlık ona ait bir özellik değildir. Yaratanın yaratma şekli böyledir. Rabbimiz böyle bir riskli durumun telafisini de aynı hücrelerin içerisine yerleştirmiştir. Onun adı da Tövbedir. Yani pişmanlıktır. Kendisini yargılayıp durumun vahametini kabul etme halidir.
Allah’ın insana dair sevdiği en sevimli halin bu durum olduğunu biliyoruz. Yani tövbekârolabilmek insana çok yakışan ve de iki dünyada da onun kalitesini artıran bir haldir.
Tövbekâr insan önce kendisini o günah girdabından kurtarır hem de etrafını emin kılar. Her tövbe aynı zamanda sahibinin iki dünyada da kalitesini artırır. Nefsinden ve onun askerlerinden uzaklaştırır ve rabbine yaklaştırır.
Bir rahmet ayına daha kavuştuk. Aynı zamanda mağfiret ayı olduğunu da biliyoruz. Hem bedenen hem de ruhen oruç gibi bir arınma ibadetiyle de buluştuk.
İlk işimiz günahlarımızın listesini tutup onlarla acilen yüzleşmek olmalıdır. Bu arada şu tespiti de hiç aklımızdan çıkartmayalım. Günahın psikolojisi bizi pişmanlıktan alıkoyacağı gibi daha da günahkâr olmamız için insana çok farklı hisler yaşatacaktır. Geçici hazlar, üst perdeden dengesiz konuşmalar, ümitsizlik edebiyatı gibi his ve tavırları örnek verebiliriz.
Pişmanlık hissiyle buluştuğumuzda en hafif olandan başlayalım tövbe etmeye. Tövbe ederken günahımızı gözümüzün önüne getirip iğrenecek bir şekilde onunla vedalaşmalıyız. Hemen onun yerine bir güzel duygu gelecektir zaten. Bize düşense derhal bir iyilikle o boşluğu doldurmak olmalıdır.
Ardından hafiften büyüğe doğru bu pişmanlık çalışmasını yapmalıyız. İş sırası büyük günahlara geldiğinde artık işlem pratikliği de kazanmış olacağız. Artık nefsimizin dirençlerine ve bizi oyalama taktiklerine karşı tecrübeli ve dirençli bir tövbekara dönüşmüş oluruz.
Bize ve etrafımıza baktığımızda dini ve insani bütün değerlerimizde ciddi bir erozyon oluşmuş bulunmaktadır. Her gün insanın insanı mahvettiği sayısız olaya şahit oluyoruz. Haksızlık, ahlaksızlık, haramzadelik, kanaatsizlik, hoşgörüsüzlük, doyumsuzluk, bencillik gibi insanı ve dünyayı çekilmez bir hale getiren günahların ilk muhatabı her şeyin yaratıcısı olan Allah’tır. Ona yapılmış bir isyandır. Ardından bu isyanın kişiyi asi yapması gelir. Asi olan insan artık safını belirlemiş ve kötüler arasındaki yerini almıştır.
Kötülerle birlikte kötülükler de çoğalıyor. Günahkâr insanlar günahkâr bir toplumu oluşturup büyütüyor. Bu sebepten dolayı huzur ve mutluluk nimeti de insanı ve onun dünyasını terk ediyor.
Yaşamak günden güne zorlaşıyor. Hayat yaşamak için hiç de cazip bir yer olmadığını suratımıza karşı haykırıyor.
Bu sebepten dolayı bütün olumsuzluklarımızdan ve günahlarımızdan temizlenme mecburiyetimiz kaçınılmaz bir zorunluluktur. Bireysel vazifemizi yaparak iyiler arasına katılmalıyız. İyilikleri çoğaltarak en azından kendi etrafımızda huzurlu bir ortam oluşturmalıyız.
Bu ramazan neden o ramazan olmasın ki!
Her birinize huzur ve mutluluk dilerim. Bilinçli bir hayat için gerekli olan bütün güzelliklere yönelmeyi tavsiye ederim.
Hoş olun, Hoşça kalın, Allah’a Emanet Olun.