Evet, insana insan ol demek ilk etapta biraz anlamsız gibi geliyor. Zaten insanken neden insan ol diyoruz ki sahiden?
Aslında cevabı bir açıklama cümlesiyle verilebilir. İnsanın tarifiyle bir açıklama cümlesi yazılabilir. İnsan, canlılar aleminin en donanımlı canlısı. Her an kendisiyle yarış edebilecek bir potansiyele sahip.
Akıl, vicdan, duygu, düşünme melekesi, merhametli olabilme duygusu, zalim olabilme hali, şuur sahibi olması gibi bir sürü meleke sayabiliriz.
Bu canlı, yani biz insanlar her halimizle her canlıdan her zaman çok farklı olarak varlığımızı devam ettiriyoruz.
İnsanı anlamak için onu yaratan gücü anlamak işin en kolayı olsa gerek. Endişelenmeye gerek yok. Çünkü yaratıcımız biz insana yaratıcısını kendisine yetecek kadar tanıyabilme imkânı vermiş.
Bu sayede insan kendi potansiyelinin kaynağını tanımış olacak. Kendi sınırlarını öğrenebilecek.
Doğmasıyla ölmesinin insan için ne kadar kilit bir anlamı olduğuyla yüzleşecek. Bir masal cümlesi gibi. Bu cümleyi de bulan insan.
‘’Bir varmış, bir yokmuş.’’
Bir gün varız, bir günde yok oluyoruz. Aslında varlığıyla birlikte yok olma adayı olan ve bu süreçte iyi insan olması beklenen, yokluğunun ardından yaratıcısı tarafından hesaba çekilecek bir canlıdır insan.
Bu kadar donanım, bu kadar özellik, bu kadar imkân verildiğinde biraz da hesap sorulmalı değil mi?
İşte insan doğan bir canlının bütün bu seyahat kodlarına uygun bir hayat sürebilmesi onun için en büyük başarı olacaktır. İyi olmanın tarifini öğrenebilecek donanımdadır.
O yüzden en büyük hedefi olan insan kalma durumuna sürekli kafa yormalıdır. İnsanlıktan çıktığını ya da çıkacağını hissettiği noktalarda her türlü tedbiri almakla yükümlüdür.
Onu o şerefli seviyeden düşürecek her türlü söz, davranış ve duruştan sürekli uzak olmalıdır. Rabbimizin bazı haramlar konusunda ‘’Yapmayın’’ yerine ‘’yaklaşmayın’’ ibaresiyle emretmesi üzerinde çok düşünmeliyiz.
Bizi insanlıktan çıkaracak her türlü harama yaklaşmayarak kendi koruma kalkanımızın hasar almasını engelleyebiliriz. Yaklaşıldığında alınan risk çok büyümekte olup haram işleme konusu an meselesi olacaktır.
-Ne varmış bunda?
-Ben kendimi biliyorum?
-İradem güçlüdür.
Bu ve benzeri tuzak duygular ve cümleler bizim dengesizliğimizin ürünüdür. Zaruret halinde belirli bir amaç için yaklaşırsın, ölmeyecek kadar işlersin ama daha fazlası keyfe girer ki o zaman nerede duracağımızdan kesinlikle emin olamayız.
Rabbimiz bütün haz, istek, şehvet ve ihtiyaçlarımızın meşru yoldan elde edilmesi konusunda da fazlasıyla bizlere imkân tanımıştır.
Meşru olanda huzur, mutluluk ve ferahlık varken, haram olanda tam tersine huzursuzluk, korku, mutsuzluk, mali kayıp riski gibi gerginlikler vardır.
Meşru olanlarla yaşadığımızda şerefli bir insan olarak yaşayabiliyorken, Gayr-ı Meşru olanlarla yaşadığımızda an be an insanlıktan uzaklaşabilmekteyiz.
Unutmayalım ki, haramlar hem bizim iç huzurumuzu bozar, Sosyal yaşantımızı dağıtır, Allah’la olan ilişkimizin de darmadağın olmasına sebep olur.
O yüzden insan hayatında var olan üç aşamanın son ikisi çok önemli.
Şöyle ki;
İnsan, insan doğuyor zaten.
İnsan doğan insanın insan kalıp kalamama süreci en önemli zaman dilimi,
İnsan doğan insanın insan gibi yaşayıp yine insan gibi ölebilmesi ise nihai aşamadır.
O yüzden her birimizin insanın en şereflisi olma gibi bir hedefi olmalı. Şerefli bir insan gibi ölüme yürümeliyiz ki huzurda yaratıcımızdan kabul görelim. Bize ‘’KULUM’’ desin. Bu hitabı duyduğumuz gün bizim başardığımızı gördüğümüz gündür.
Değerli Okurlarım, Dünyanın en tehlikeli tuzaklarından olan maddeye, makama, şehvete ve bil umum haram işlere meyletme tehlikesinden dolayı onlarla aramıza mesafe koymalıyız. Gaflet ve dalaletten dolayı yaptığımız hatalarla ilgili derhal samimi pişmanlık dilekçemizi rabbimizin affediciliğine sığınarak ona vermeliyiz.
Bu arada inancımız ve kulluk disiplinlerimizi diri tutmak için ara ara mezarlıklara gidip cenazelere katılmalıyız. Bu ibadet bizi kullukta kalabilmemize yardım edecektir.
Her birinize Allah’a kul olup kul ölebilmek ve huzurda kul olarak kabul görecek bir hayat diliyorum Rabbimden.
Hoş olunuz, Hoşça kalınız, Allah’a emanet olunuz.
İbrahim Doğru
24.11.2022
Germersheim.