Önce bu kelimenin tam anlamına bir bakalım. Masumiyet sözlükte; suçsuz, günahsız, kabahatsiz, anlamına gelen bir terim olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda temizlik ve saflık hali demektir. Şimdi bu kelimenin insandaki duruşuna bir bakalım.
Bir şekilde insanlar arasında yaşanan problemlerde genellikle taraflar masum olduklarından bahsederler. Bu kelimeyi cömertçe ve kolayca kullanmayı severler. İnsanoğlu masumiyetin bütün kabahatleri örttüğünü ya da temizlediğini bilir. İtibarını koruduğunu, ya da kaybolan itibarını bir nebze de olsa geri kazanılabileceğini bilir.
Şimdi büyük soruyu soralım. İnsanoğlu masum olabilir mi? Masumiyetin anlamını düşünürsek hatasız, günahsız, tertemiz, kabahatsiz bir insandan bahsedebilir miyiz.? Sanırım bu sorunun cevabı hayır olacak. Hem de kesinlik belirten bir hayır olur. Çünkü insan zihni ele avuca sığmayacak kadar dinamik bir cevher.
Bu arada insan için bir durumu daha belirtmemiz şarttır. O da insanın akıl sahibi, şuuru aktif ve bilinçli olması sorumluluk sahibi olmasının alt yapısıdır. Bu nimetlere sahip insan iyi ya da kötü bütün fiillerinden sorumludur. İşte bu tip insanların masumiyeti söz konusu olamaz. Hele de Peygamberlerin bile zelle denilen mini hatalarının olduğu gerçeğini de göz önünde bulundurursak bu konuda istisnadan da bahsedilemeyeceğini bilmemiz gerekmektedir.
Her bir tasarrufumuzda bazı seçenekler arasından tercih yaparak yolumuza devam ederiz. Her tercihimizde de çeşitli kriterlerimiz, ya da ihtiyaçlarımız etkili olmaktadır. Bunların bazılarını hakederiz, hakkımızdır, ama bazıları konusu ya karma karışıktır ya da çok açık bir şekilde bize ait değildir.
Bu durumlarda en belirleyici güç, kişinin ahlaki yapısı, hayat prensipleri, kanaat gibi ahlaki normlar gibi değerlerdir. İnsanlar bu değerleri bazen dini inançlarından alırlar, bazen de aile kültürlerinden alırlar. Aslında iyi olanı insanın her çeşidi bilir ve de tanır. Problem se tam olarak bazı gerekçeler uydurarak kötü olanı ya da haksız bir tercihte bulunur. Bu tam da normal bir insan refleksidir.
İnsan için dini müktesebatımızdan aldığımız bir referansı da yazmamız gerekmektedir. Her konuda mükemmel olan sadece Allah’tır. Onun dışında hiçbir varlık için bu kelime kullanılamaz. İnsan için tekâmül yolcusu tanımlaması bu konuda yazılabilecek en kapsamlı kelimedir.
Hayata farkındalıklı bakabilen her kesin bilebileceği ve defalarca hissettiği bir duyguyu hatırlatmak isterim. İster hayatta olsun, isterse bir filimde suçsuz, bir nevi masum, insanlığın yüz akı gibi birilerini gördüğümüzde yüreğimiz titrer. Çok üst düzeyde duygular yaşarız. Burnumuzun direkleri sızlar. Gözlerimiz yaşla dolar. İşte bu ve benzeri üst düzey duygusal hallerin tetikleyicisi masumiyetin hediyesidir. O suçsuz, o masum, onun günahı yok diye haykırasımız gelir.
Bütün bunların yanında insanlık ailesinden bir kısmından da bahsederek bu konudaki farkındalık seviyemizin yükselmesine katkı sağlamak istiyorum. İlk bölümde insanın akıl, şuur ve bilinçli olanının masum olamayacağını belirtmiştim. Şimdi de insanlık ailesinde zihinsel engelli ya da gelişim bozukluğu olanlardan, otistik ve Down sendromlu insanlardan da biraz bahsedelim.
Bu gurubun nüfusu her geçen gün artmaktadır. Neyin sebep olduğu tam olarak bilinemeyen bir sağlık sorunu olduğunu biliyoruz. Bunlar bizim insanlarımız. Evladımız, torunumuz, yeğenimiz, komşumuz olarak etrafımızda yaşamlarını sürdürmektedirler.
En büyük özellikleri masum olmalarıdır. İhtirasları yoktur. Hırsları bulunmaz. Yalan ve yeminle işleri olmaz. Mal biriktirmezler. Kıskançlık bilmezler. Zaten bu ve benzeri davranışlar insanın masumiyetini yok eden etkenlerdir. Normalde bütün bu davranışların meşru seçenekleri de vardır. Dürüst olunmalı, kanaatkâr olunmalı, gıpta ile yetinilmeli, hoş görü sahibi ve şükür sahibi olunmalıdır.
Onlar insanlık ailesinin en temiz yüzleridir. Maskeleri olmadığı için bizlere sürekli doğallığı hatırlatırlar. Uğruna kavga ettiğimiz dünyalıkların değersizliğini bizlere öğretirler. Hırslarımızın geçici olduğunu ama sonuçlarının kalıcı hasara yol açtığını biliyoruz ama bir türlü o derin taarruzların etkisinden de kurtulamıyoruz.
Bazılarımız karmakarışık duygularla bu masumiyetin şubelerine yaklaşmaktan imtina ediyorlar. Kimimiz incitmekten çekiniyor olabiliyoruz. Kimimiz tepki olmasından endişe edebiliyoruz. Kimimiz de ne düşündüğümüzü bilmiyor olabiliriz. Sanki işte öyle veya hiç der gibiyiz. Ama hepimiz şundan emin olmalıyız ki bütün canlılar gibi onlar da güler yüz ve tatlı dilden hoşlanırlar. Bu muamele onların yaşam ilacı gibidir. Sakın ola bu konuda olsun cimrilik yaparak insanlığımıza zarar vermeyelim.
Bir önerim olacak ama kimsenin bundan farklı bir anlam çıkarmamasını özellikle istirham ediyorum. Bu guruptan ömrünü tamamlayıp Emri Hak vaki olanlara özel kabristanlık yapılmalı ve adına da Masumlar kabristanı konulmalıdır. Çünkü onlar bu dünyaya gelip te hiç kirlenmeden gidenlerimizdir. Bu müthiş bir nimettir. Belki aramızdan birileri bu durumdan ibret alır da her an arınmayı hatırlayabilir. Bu dünyayı tövbekâr olarak terk edebilir. Allah’ın huzuruna tertemiz varabilir.
Ne dersiniz?
Hoş olun, Hoşça kalın,
Sağlık ve afiyetle yaşayın,
Masumiyeti hiç unutmayın,
Allah’a emanet olun.