Bir önceki yazımızda iyilik ve ona anlam veren kötülüğün tarifi üzerinde durmuştum. Bu konuda bir de kanaat oluşturmaya çalışmıştım.
İyi ve iyilik denilen şey bütün canlılar için sevinç ve heyecan uyandıran söz ve davranışlar olduğunu, Kötü ve kötülüğün de korku ve endişe uyandıran söz ve davranışlar olduğunu söylemiştim.
Şimdi de iyi ve iyilik içeren davranışlar hakkında müşahhas örnekler vermeye çalışalım istedim. Sebebi ise toplumumuzun büyük çoğunluğunun ya bu harika davranış seçeneğinden tam manasıyla haberi yok. Ya da haberi var. İyilik de yapıyor ama bu konuda bilinçli değil.
Bilinçsizlik de en az bilmemek kadar olumsuz etki doğurur. Normal şartlarda iyilik yapıldıkça alışkanlık ve devamında bağımlılık yapar. Yani süreklilik içerir. Tabi bu durum sadece bilinçli davranışlarda görülür. Herhangi bir gerekçeyle insan iyi ve iyiliğin zevkini yaşamaktan kendini mahrum ederse doğal olarak o duygu gelişemez. Karanlıktaki eşya gibidir. Onun görünmesi için bir aydınlık lazımdır. İşte bilinçli olma hali her konuda olduğu gibi bu konuda da insanın yaptıklarının zevkiyle onu görünür kılıp çoğalması için motivasyon üretme halidir.
Sakın buradan gurur, kibir ve şımarık olma hali anlaşılmasın. Zaten bu saydıklarım iyiliğin imtihan araçlarının en önemlilerindendir. Her an kapımızı da çalabilir. Onda şüphemiz yok. Terazinin hassas olması gereken zamanı tam da burası. İyilik yaparken usulüne göre yapacağız. Yani gururdan, kibirden, gösterişte uzaklaşıp muhatabın sevinç duygularından duygusal hissedarlıkla yetinip mutlu olacağız. Sakın ola ki hiçbir şartta ve zeminde ‘’ben yaptım, benettim, ben yaparım,’’ gibi beylik cümlelerle yapılanları heba etmeyelim.
İyilik yapabilme kararı ve uygulama anını kazasız belasız atlattıktan sonra o sahnenin derhal zihin arşivimize kaldırılması lazım. Yoksa nefsimiz en gafil olduğumuz zamanlarda ısıtıp ısıtıp masaya koyar. Hem de bu işi çok iyi yapar. Anlayamayız bile. Önce duygusal bir ben hissi, sonrası kendini reklam etme sahnesi. Netice olarak o yapılan iyilikten bize ne dünyada ne de ahirette bir şey kalmamış olacak.
Bu çok zarar veren ticarettir. İflas eden bir tüccarın hali gibidir. El alemin duyduğu anda söyleyeceği bravo, aferin, sen ne güzel adamsın gibi sözlerinin etkisi en fazla üç beş dakika sürecektir.
Halbuki inancımıza ve töremize göre bizim iyiliklerimizin iki dünyamızı da mamur hale getirmesi lazımdır.
Yani demem o ki iyilik üzerine çok titizlenmemiz gerekiyor. Suya atılan taşın sudaki etkisi gibi kendimizden başlayıp en yakınımızdakilerle münasebetlerimizde bu değerli yatırım aracını usulüne göre kullanmamız gerekiyor.
Kendimize olan iyiliğimiz hem bedensel hem de ruhsal olmalıdır. Bedenimizi yoran ve ona iyi gelmeyen hiçbir şeyi hayatımıza sokmamamız lazım. Sağlıksız beslenme, yetersiz uyku, aşırı bedensel yorgunluk içeren iş ve aktivitelerin yanında sinir, stres, gerginlik, dedi kodu, fitne, gıybet, kötü düşünce ve korku hali gibi psikolojik durumlardan da mümkün olduğu kadar uzak durmamız ya da alışkanlık haline getirmememiz lazım.
Çevremizle olan münasebetlerimizdeki ilk ilkemiz kimseye zarar vermemek olmalıdır. Sonrasında elimizden gelen her konuda iyilik yapmayı öğrenmeliyiz. Öğrenmeliyiz ki bilincimiz artsın ve iyilik halimiz artarak çoğalsın.
İyilik konusunda bilhassa ihtiyaç hissedilen konuda iyilik yapabilmeliyiz. Bunun için de çevremize karşı duyarlı olmamız gerekmektedir. Yani demem o ki iyiliklerimizin ürettiği enerjinin katma değer üretmesi için doğru kişi ve onun en ihtiyacı olan şeyle yapılması lazım.
Üzüntülü birisine yapılacak en güzel iyilik onun derdini paylaşıp ona teselli etmektir.
Evinde gıda eksikliği olana yapılacak en karlı iyilik onun gıda ihtiyacını gidermektir. Ya da giyecek ihtiyacı olana giyecek, para ihtiyacı olana para en verimli iyilik olacaktır. O an için ihtiyacı olmayan şey muhatabı yeterince ya da hiç sevindirmeyecektir.
Bilhassa Ramazan’da koli dağıtımında bu sağlıksız durumu çok yakından gözlemleyebiliyoruz. Parayla alabileceği özel ihtiyaçları varken onlara son kullanma tarihi olan gıda maddelerini koli koli vermenin adı, iş bilmezlik ve imkanları yanlış kullanarak heba etmek denebilir.
Yani muhatabımız hediyemizi gördüğünde duasının kabul olduğunu görecek ki biz de kabul olan duanın içerisinde kendimize yer bulabilelim.
İki damla sevinç göz yaşımız olsun. Burnumuzun direği sızlasın. Allah’a o an teşekkür edelim iyilik yapacak nimetler verdiği için. Muhatabımızdan da helallik dileyip teşekkürümüzü alçak gönüllülükle bildirelim. Gurursuz, kibirsiz, enaniyetsiz, egosuz iyiliklerimiz çoğalarak artsın.
Biz insanoğlu günümüz dünyasında güven duygusunu kaybettikten sonra çok yalnızlaştık. Her şeyden ve herkesten korkar olduk. Kendi kendimize yeteriz zannediyoruz ama bu durum Allah’ın muradına terstir. İnsan doğası gereği sosyal bir varlıktır. Yani diğer insanlarla münasebet kurma alt yapısıyla donatılmıştır.
Ne olursunuz Dostlar, yaratılışımıza muhalif bir hayatı yaşamaktan uzak duralım. Aile bireylerimizden haberdar olalım. Komşularımızla iyi niyet çerçevesinde ilgilenelim. İş arkadaşlarımız dahil bütün arkadaşlarımızla da iyi ilişkiler geliştirelim ki ansızın çok kaliteli bir iyilik yapma imkanını yakalayabilelim.
Kuran’dan Birkaç ayet mealiyle Rabbimizin bu konuya bakışını da sizlere göstermiş olalım.
- Bakara Suresi, 44. ayet: ‘’Siz, insanlara iyiliği emrederken, kendinizi unutuyor musunuz? Oysa siz kitabı okuyorsunuz. Yine de akıllanmayacak mısınız?’’
- Bakara Suresi, 112. ayet: ‘’Hayır, kim (güzel davranış ve) iyilikte bulunarak kendisini Allah'a teslim ederse, artık onun Rabbi Katında ecri vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.’’
- Bakara Suresi, 201. ayet: ‘’Onlardan öylesi de vardır ki: "Rabbimiz, bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik (ver) ve bizi ateşin azabından koru" der.’’
- Al-i İmran Suresi, 92. ayet: ‘’Sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe eremezsiniz. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.’’
Her zaman ve her yerde iyi ve iyilik bizim karakterimiz olmalı. Bu uğurda ölene dek çaba sarf etmeliyiz ki Rabbimizin huzuruna çok rahat ve güler yüzle çıkabilecek kazanımlarımız olsun değerli dostlar.
Hoş olun, Hoşça kalın,
İyilik ve iyilerle beraber yaşayın,
Sağlıcakla kalın,
Allaha Emanet olun.
Siz de Allaha emanet olun