Kurban ibadetinin Kutsal kitaplardan öğrendiğimiz kadarıyla insanlık tarihi kadar yaşlı kadim bir geçmişi olduğunu görüyoruz. Hatta ilkel kabile dinlerinde bile yüzyılların değiştiremediği bir ritüel olduğu bir gerçek.
Tarih sahnesinden silinmiş medeniyetlerden kalan kalıntılarda da tartışmasız ve kesintisiz dini uygulamalardan birisi olduğunu görüyoruz.
Zamanımıza kadar gelmiş olan heykeller, resimler, betimlemeler, kabartmalar ve bazı süs eşyaları mağaralarda, kazı yerlerinde ve müzelerde Kurban hakkında tarihten bize haber vermektedirler. Yer yüzünün her yerinde bu izleri bulmak mümkündür.
Kurban edilen hayvanlarda tarihi süreç içerisinde yaratıcımızın insandan istediklerinin dışında bazı sapmaların olduğu da muhakkaktır. Bir din inancı ve ibadetleriyle tahrip oluyordu neticede. Tahribat olmasaydı yeni kitap ve peygambere olarak ihtiyaç olmazdı zaten.
Hz. Adem’in oğullarının arasındaki kıskançlığın ve kavganın sebebi ya da dışa vurum sebebinin de kurban olduğunu öğreniyoruz.
O yüzden Allah için yapmak zorunda olduğumuz her şeyde çok dikkatli ve titiz olmak durumundayız.
-Kıskançlıktan,
-Gururdan,
-Kibirden,
-Bencillikten,
Ve benzeri bir sürü nifak ve fitne, düşünce ve hareketlerinden uzaklaşarak sadece Allah’ın rızası için yapılamayan ibadetlerin Allah katında hiçbir hükmü yoktur.
Aşağıdaki üç ayette rabbimizin bizim için çizdiği çerçeveyi sizlere aktaracağım. Bu ayetlerden sonra fazla söze de pek hacet kalmayacaktır umarım.
Allah (her zaman sizin için harikalar yaratandır; böylece, O) sizin için (her türlü) hayvanı var etmiştir ki onların bir kısmına binersiniz ve bir kısmından da yiyeceklerinizi elde edersiniz. Müminun /79
Bu ayetten de anlıyoruz ki insan için hayvanların farklı farklı yaratılış amaçları vardır. Her hayvan bu amaca hizmet etmek için yaratılmıştır.
-De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir. Enam /162
Bu ayetteki niyet bütün ibadetlerin tartışmasız temelini oluşturmalıdır.
- (Fakat unutmayın ki,) onların ne etleri Allah'a ulaşır ne de kanları; lakin O'na ulaşan, yalnızca sizin O'na karşı gösterdiğiniz bilinç ve duyarlıktır. Hac/37
Kurbanın Allah katındaki tek tanımı ve de değeri de bu ayetle bize bildirilmişti. Bu niyet ve uygulama merkezinden sapmış her bir eylem ibadet olmaktan çıkar. Hatta ibadeti bozduğundan dolayı da bir ceza karşılığı vardır.
Kurban İslam dünyasında bizim coğrafyamızda diğer Müslüman beldelere kıyasla çok daha disiplinli ve güçlü bir şekilde uygulanan bir ibadettir. Her bir Müslüman mali durumu zayıf da olsa Kurban ibadetini yapma isteğini canlı tutar. Bu sebepten dolayı da borç harç dahi olsa hiç üzerine düşmezken Kurban ibadetini yerine getirmeye çalışmaktadır.
-Kurban ibadetinde niyetin dışındaki yükümlülükler ise bu ibadetin her aşamasını ailecek yaşama yükümlülüğümüz öne çıkmaktadır.
-Bu şekilde mali boyutuyla bir fedakarlığı beraberce yapabilmenin hissini bütün aile yaşayıp hissetmelidir.
-Kurbanın nesilden nesile aktarılması da bu tür bir birliktelikle mümkün olacaktır.
-Kurbanın etlerinden fakirlerin ve kurban kesemeyenlerin haklarını da yine ailenin tamamının katılımı ile dağıtımının yapılmasıdır ki bu da fedakarlığı, yardımlaşmayı, verebilmenin hazzını ailenin her bir ferdine öğretecektir.
-Kurbanın halis bir niyetle kesilmesi ve Peygamberi bir uygulamayla yenilmesi, ikramı ve dağıtılmasının yanında bu ibadetin ikiz kardeşi olan Bayramı da adı gibi yaşayabilmek konusu asli vazifelerimizdendir.
Bayramlarımızın tarihçesine bakarsak:
- Peygamber (SAV) Efendimiz Medine-i Münevvere ‘ye gittiği zaman onların bazı şenlikler yaptıklarını, eğlence ve sevinç izhar ettiğini görünce, onların sebebini sormuştu. «
- ‘’İşte biz de bunlara Nevrûz ve Mihrican deriz, bu eğlenceleri yaparız yâ Rasûlallah" deyince,
- "Allah bu iki bayram yerine size daha hayırlı iki gün olan Ramazan ve Kurban Bayramı’nı vermiştir." Sünen-Nesei-Ahmed b.Hanbel
Şimdi Bayram günlerindeki vazifelerimize bir bakalım.
-Öncelikle en temiz kıyafetlerle Bayram namazına camilere gitmeliyiz. Mümkün mertebe ailecek bu namazı eda etmeliyiz. Çünkü Peygamberimiz zamanında bütün Medineliler Kadın-Erkek, Çoluk-Çocuk, yaşlı-genç hep beraber namaz alanında beraberce, cemaatle bayram namazları kılarlardı.
-Ardından aile içindeki bayramlaşma, hediyeleşme, en güzel kıyafetlerle bayramın hissedip hissettirilmesi en önemli hallerin başında gelir.
-Ardından birinci derece akrabaların ya ziyaretle ya da iletişim araçlarıyla bayramlarının kutlanıp hal ve hatırlarının sorulması farz olan bir ibadettir. Adı da Sıla-i Rahim’dir.
Sonrasında yakın ve uzak komşularımızla bayramlaşma kesinlikle yapılmalıdır. Gelmese bile gidilerek güler yüzle bayramları tebrik edilmelidir.
Ardından yaşlılar, hastalar, kimsesizler, yetimler, öksüzler ve dullar da unutulmamalı ve Allah’ın emrettiği şekilde bayram sevinciyle buluşmalarına vesile olunmalıdır.
İşte değerli okurlar, bu ibadetin usul ve çerçevesi aşağı yukarı böyledir. Yapabilenlere selam olsun. Yapamayanlara bir gün inşallah nasip olsun.
Her birinizin Kurban ibadeti, Bayramı ve onun içerisindeki bilumum ibadet ve adetlerimiz kabul ve kutlu olsun.
BAYRAMINIZ BAYRAM OLA,
HANELERİNİZ HUZUR DOLA,
BEDENİNİZ SIHHAT BULA,
GÖNLÜNÜZ HOŞ OLA,
ALLAH RAZI OLA.
Hoş olun, Hoşça kalın,
Allaha Emanet olun.