Son yazımda üç aylar ve kandiller hakkında sizlere özlü ve biyografik bilgiler aktarmıştım. Bu yazıda da yıllık bakım ve arınma sezonu olan kutlu aylarda yapabileceğimiz, içerik ve karşılık olarak öne çıkan ibadet ve davranışlarımızın birkaçından bahsedeceğim.
Eğer hakkıyla yaptıklarımızın ardından kazanacağımız güzellik ve değişim bizlerin sadece ahiret yurdunu güzelleştirmez. Bununla birlikte ilk önce dünya hayatımızda psikolojik olarak, sonrasında da maddi boyutuyla yaşamımızın şeklini ve içeriğini değiştirir.
-Bir an için düşünelim. Yılın dokuz ayında yaptığımız hataların dünya ve ahiret maliyetlerine durumdadır?
-Biz bu hatalı davranışları neden terk etmemişiz?
-Müslüman kimliğimizle uyuşmayan hangi hareketleri ve tasarrufları yapmışız?
-Ve bunları hangi düşüncelerle yapmışız?
-İbadet hayatımız ne durumdadır?
-Terk ettiğimiz veya tam yapamadığımız ibadetler nelerdir? Bunların nedenleri hakkında neler söyleyebiliriz?
Bu ve benzeri soruları soran da biz olmalıyız, cevaplarını vicdanımızın eşliğinde veren de biz olmalıyız. Eğer işin içinden herhangi bir sebepten dolayı çıkamıyorsak ilmine ve ahlakına güvendiğimiz bir bilenden yardım almalıyız.
-Özürleri, günahları ve kabahatleri düzeltmekten utanan insanları gördüm.
-Kendinden ümidini kesenleri gördüm.
-En ufak bir değişimde eski ve yeni mahallesindeki insanların kendisini yadırgayıp yargılayacakları endişesini gidermekte zorluk çekenleri gördüm.
-Bir umutla kendisine nasihat edenlerle dalga geçen ukalaları da gördüm.
-İnandım dediği Allah’ın buyruklarının yanında el alemin bakış ve yadırgamalarını dikkate alanları gördüm.
Bunların hepsi insan ve onun dünyasına ait manzaralar. Bunlar var diye onları aşılmaz engeller olarak görülmesi çok büyük bir tuzaktır. Aslında bu engeller balon gibidir. Hacmi vardır ama öz kütle ağırlığı yok denecek kadardırazdır.
‘’Ya bismillah-Allah’ın adıyla’’ diye bu çalışmalara başladığımızda o balon türü engellerin dağıldığını ve toz olup kaybolduğuna şahit olacaksınız. İçinize harika bir ferahlık ve öz güven gelecektir. Sonrasındaki engeller bu kadar sert ve acımasız olmayacaktır. Çünkü bu iyi ve kötü adı altındaki kategorik bir ayrışımdır. Ya iyilerden taraftaoluruz ya da kötülerden tarafta oluruz.
İşte üç aylar ve bilhassa Ramazan’ın içinde bizi bekleyen asli vazifelerimizin başında gelenlerden birkaçını saydım. Tabi bunlarda birer konu başlığı. Her başlığın altını doldurmaya gayret edeceğiz inşallah.
Benim acizane her ramazanda sevdiklerime, sosyal medya guruplarıma ki bu guruplarla birlikteliğimiz gönül dostluğuna dönüşmüş en değerli kazanımlarımızdır. Onlara da aynı projeyi tavsiye ettim. Uygulamaları için bazen günlük, bazen de birkaç güne bir ödevlerini gönderiyorum.
Yapılması gereken şey, Kur’an ayına Kur’an’la ilgilenerek kavuşmak ve Ramazan’ı Kur’an’la bitirmektir. Her gün Kur’an’ın Meal fihristinden Ahlaki ve İmana ait ayetlerden 1-2 ya da biraz fazla da olabilir anlayarak okumak ve onları pratik hayatta uygulamak olmalıdır.
Bu şekilde Ramazan ayı bittiğinde 120-150 arası ahlak ve iman içeren ayeti beynimiz ve kalbimizle okumuş ve anlamış olacağız. Bu şekilde düşünme sistemimizde ciddi bir değişim olacağı için davranışlarımızda da gözle görülür iyilikler ortaya çıkacaktır.
Tek yapılacak iş buna karar vererek içimizdeki ötekine yani imanımıza ve maneviyatımıza fırsat vermek olacaktır.
İlk ders ‘’Euzü Besmele’’dir. Aslında ne dediğimizi ve ne yaptığımızı kelime kelimeAllah’ın muradını anladığımızda öğreneceğiz. Belki de ilk defa farkındalıklı bir besmele söylemeye başlayacağız. Bu şekilde ilk zihin ve kalp eğitimimizi bu üç aylarda yapmış olacağız.
Aynı zamanda geçmiş birkaç günü telafi edebilmek için;
- Fatiha Suresinin tamamını,
- Bakara suresinin ilk 9 ayetini tane tane, sindire sindire, kesinlikle anlama adına okuma ve düşünme dersi yapmanızı tavsiye ederim.
Bir sonraki yazımda bir başka iyilik ve ibadetin üzerinde duracağım. Şimdilik bu kadar.
Hayırla kalın, güzelliklerle yaşayın, iyi insanlarla beraber olun,
Hoş Olun, Hoşça kalın Allah’a Emanet Olun.