Üç aylar denildiğinde İslam dini ile ortalama bir bağı ve ilgisi olan herkes Ramazan ayı ile alakalı bir durum olduğunu hemen anlar. Yüz yıllar içerisinde İslam’ın yaşanması sürecinde insani, coğrafi ve millet olarak farklı anlam ve uygulamaların varlığını anlamak hiç de zor değildir.
Peygamberimizin öğretmenliği sürecinden bu tarafa zamansal olarak art arda gelen Recep, Şaban ve Ramazan aylarına diğer dokuz aydan farklı anlamlar yüklenerek yaşandığını biliyoruz.
Üç aylar orucu diye dini kültürümüzün içine yerleşmiş 60 günü nafile, 30 günü de farz olan orucun beraberce söylenmesi en bilindik uygulama ve söylemlerimizdendir.
Bunun yanında ismini yaklaşık altı asırdır Osmanlı coğrafyasında, bu gecelerde Minarelerin ve sokakların kandillerle aydınlatılmasından dolayı aydınlatma aletinden yani kandilden alan geceler vardır.Bu gurubu Mevlit, Regaip, Miraç ve Beraat geceleri olarak zikredebiliriz.
Bu gecelerin kutlanma tarihleri kamerî takvime göre şu şekilde belirlenmiştir: Mevlit Kandili Rabîülevvel ayının on ikinci, Regaip, Recep ayının ilk cuma, Miraç, aynı ayın yirmi yedinci, Berat, Şaban ayının on beşinci, Kadir ise ramazan ayının yirmi yedinci gecesidir. Zikredilen rakamlar daima geceden sonra gelen güne aittir. Budört gece için gerek varlığı gerekse zamanı hakkında Kur’an’da herhangi bir ayet bulunmamaktadır.
-Mevlit Kandili Hz. Peygamber’in doğumu münasebetiyle kutlanır. Mevlit kutlamalarını ilk ihdas eden zatın Erbil Atabeği MuzafferüddinKökböri (ö. 630/1233) olduğu kabul edilir. Bu kutlama için toplananlara mevlit kıssaları okumayı ilk başlatan kişinin ise Mısır Çerkez hükümdarlarından biri veya Mısır Fâtımîleri olduğu söylenir (Ca‘ferMurtazâ el-Âmilî, s. 20).
-Regaip ismiyle adlandırılan Regaip gecesi Hz. Peygamber’e izâfe edilen, fakat hadis âlimlerince mevzû(“Hz. Peygamber’e ait olmayan sözlerin onun ağzından uydurulması”) olarak değerlendirilen rivayetin de (Süyûtî, el-Leʾâli’l-maṣnûʿa, II, 56) etkisi olmuştur.
-Recep ayında kutlanan diğer bir gece de Miraç gecesidir. Kuran’daki İsra suresindeki anlatımlarla birleştirilerek Miraç gecesi diye adlandırılan bu gece hakkında birbiriyle çelişkili birçok rivayet göze çarpmaktadır. Netice itibarıyla halkın ortak kabulü şeklinde yüzyıllar boyu değerli bir gece olarak kabul edilip kutlana gelmiştir.
-Berat gecesi adını Allah’ın günahkârları affetmesinden alır (beraat). Tabiin âlimlerinden İkrime’nin de dahil olduğu bir grup âlim, Duhânsûresinde (44/3) sözü edilen “mübarek gecenin’’ Berat olduğu kanaatindedir (Taberî, XXV, 108-109).
-Müslümanlarca kutlanan mübarek gecelerin en önemlisi Kadir gecesidir. Aynı adı taşıyan surede (97/23) Kur’an’ın inmeye başladığı bu gecenin bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilmektedir. Kadir gecesinin zamanıyla ilgili farklı rivayetler varsa da ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olduğu görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Müslüman toplumlar tarafından farklı şekillerde algılanan beş kandil gecesinden Regaip ile Berat’ın kutsallığı kesin olmadığı gibi bu gecelerde ifa edilecek ibadetler hakkında kaynaklarda sahih bilgilere rastlanmamıştır.
Hz. Peygamber’in doğumu şüphe yok ki önemli bir olaydır. Miraç gecesindeki isra hadisesine ait ayet delili mevcuttur. Miraç başlığı ile ilgili ise sadece hadis rivayetleri mevcuttur. Ancak bu olaylarla bağlantılı olarak kaynaklarda gerek Resûlullah gerekse ashap döneminde kutlama niteliğinde herhangi bir etkinliğe rastlanmamıştır. Kadir gecesinin faziletini anlatan ve aynı adla anılan surede Kur’an’ın inişine, dolayısıyla İslâm’ın doğuşuna vurgu yapılmaktadır.
Bu açıdan sözü edilen beş kandil içinde en çok önem verilmesi gereken gece Kadir gecesidir. Ancak Duhân suresindeki ayetlerle birleştirildiği takdirde (44/2-6), Kadir’in vahyin inmeye başladığı yılda ramazan ayına denk geldiği yolundaki bilgiden başka kesinlik arz eden bir sonuç çıkarmak ve belli bir zaman belirlemek mümkün görünmemektedir.
Müslümanların cuma ve bayramlar dışında bazı gün ve gecelerde dinî-tarihî olayları hatırlayarak heyecanlarını tazelemeleri ve bu münasebetle bazı etkinliklerde bulunmaları tabiidir. Ancak doğruluğu sabit olmayan veya uydurulan rivayetlere dayanan bazı ibadet şekillerini ifa tasvip edilemez. Dinî hayat süreklilik ve kararlılık isteyen zihnî ve kalbî bir yatkınlıktır.
Yılın birkaç gün veya gecesinde dinî hayatı yaşayıp belli davranışları tekrarlamak dindar olmanın dünyevî ve uhrevî sonuçlarını doğurmaz. Bu açıdan bakıldığında kandiller münasebetiyle gösterilen faaliyetler doğrudan İslâm’ın bir emir veya tavsiyesi değil çeşitli Müslüman toplumların gelenekleri konumundadır. Kaynak: (TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 24. cildi, Sayfa 300-301)
Kandil geceleri hakkında tamamen kaynaklar üzerinde çalışılıp yorumla destekleyen Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisindeki bilgiler bunlardır. En özlü ve temiz bilginin bu olduğuna dair bu alanda söz sahibi olan alimler de yaklaşık aynı fikirlere sahiptirler.
Bilmemiz gereken en önemli unsurun Ramazan ayı, O aydaki Kadir gecesi ve tabi ki hepsine en büyük anlamı kazandıran Kuran’ın ilk defa inmeye başlayıp insanla buluşması hadisesidir. Yani üç aylar ve içindeki bütün altı çizili zamanların anlattıkları Kuranın tabiri caizse doğum zamanıdır. Dikkate almamız ve hiç unutmamamız gereken gerekçe de bu olmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle üç ayları yaşayıp Kuran’ın doğum ayında kutlu ibadetler yaparak yıllık arınma ve kazanç ayından maksimum faydayı temin etmek hedefimiz olmalıdır. Her şeyden önce de neyi neden ve nasıl yapmamız gerektiği sorularının cevaplarını sağlam delillere dayanarak vermek de her birimizin şahsi yükümlülüğü ve sorumluluğudur.
Gelecek yazımda bu aylardan en fazla kazanç elde etmek için neler yapılmalı sorusuna cevaplar bulmaya çalışacağım.
Her birimize Allah’ın razı olacağı iyilik yolcusu insanlardan olabilmemiz için yaptığımız ve yapacağımız ibadet ve faaliyetlerimizde Rabbimiz bizlere yardım etsin.
Hoş Olun, hoşça kalın, İyiliklerle yaşayın, Allah’a emanet olun.