Ortalama bir Müslümanın bildiği bir konu başlığı. Oruç tutanların, Kandil kültürünün, Ramazan’ı bekleyenlerin daha çok dikkate aldıkları bir zaman aralığı.
Hicri takvimde yani ay takviminde Recep, Şaban ve de Ramazan aylarının adıdır.
Müslümanların çoğunluğunun ilgi alanında olan aylar olarak yüz yıllardan bugüne süzülerek gelmiş. Hayatımıza nasıl girdiğinin hikayesine bu yazımda girmeyeceğim. Sizlere bilgisinin sahihliğine güvendiğim ve alanında bir şaheser olan İslam Ansiklopedisine ( https://islamansiklopedisi.org.tr/ ) bu ve benzeri bütün sorularınıza tatmin edici cevap bulmanız için baş vurmanızı tavsiye ederim.
Dini ve ibadet hayatımıza hareket ve heyecan katan bu ayların nasıl değerlendirilmesi gerektiğine bir nebze de olsa sağlıklı bir bakış açısı getirmeye gayret edeceğim.
Üç aylar başlığının altına neler yazmalıyız diye bir soru sormak her Müslümanın görevidir. Çünkü yazdığımız her bir cümle bizim dini hayatımıza az çok etki edecektir. Aynı zamanda hayatımızın geleceğini şekillendirmeye katkı sağlayacaktır.
Yani Din adına, iman adına, ibadet adına bizim olan söz ve davranışlara dönüşecektir. Evet, bizim coğrafyamızda üç aylar kavramına ve içeriğine daha fazla değer verilmektedir. Hakeza içindeki kandil geceleri bizde abartılı içerikleriyle çok daha anlamlı bir pozisyonda durmaktadır.
Bir kere ilkesel olarak iman ve ibadet adına inanarak yaptığımız her şeyin Kuran’a dayanması mecburidir. Kurana dayanan her şeyi emir ve yasak olarak alır ve kabul ederiz. Emirse Farzdır. Yasaksa haramdır.
Peygamberimizin bir duasını da referans alalım. Zaten Peygamberimizin Kuranı yaşama ve öğretme konusundaki hayatı da bizim dini hayatımızın en önemli referansıdır. Sevgili Peygamberimiz biz Müslümanların ilk öğretmenidir.
Buyurdu ki: ‘’Allah’ım Recep ve Şabanı hakkımızda bereketli kıl, bizi Ramazan’a ulaştır.’’ Bu dua metninden de anladığımız gibi Peygamberimizin arzusu Ramazan öncesi iki ayın manevi olarak Allah’ın rızasını kazanabilecek amellerle geçirmemiz ve bu amellerimizin bereket müjdesinden de yararlanmış olması neticesinde yüksek bir manevi seviyeyle Ramazan ayına girme isteğidir.
Ramazan ayı hakkında daha sonra yazacağım için şimdi sadece Ramazan’a hazırlık aşamasında kalalım.
Dindarlığımızın olmazsa olmaz en önemli unsurlarından birisi tövbe etmektir. Günahlarımızdan ve hatalarımızdan pişmanlık duyarak bir daha yapmamak üzere Rabbimize söz vermektir.
İşlediğimiz ya da bağımlısı olduğumuz günahlarımızla yüzleşerek samimi bir pişmanlığı Rabbimize sunmak geçerli ve değerli bir Müslümanlığın olmazsa olmazlarındandır.
Müslüman kişi de insandır. İnsan hata yapar. Müslümanın akıllısı yaptığı hataları tekrarlamadan bir daha yapmamak üzere pişmanlık duyar. Allah’tan kendisini affetmesini ister.
Bilir ki Rabbi tarafından affedilmiş bir Müslüman olmak ona iki dünyada da çok büyük avantajlar sağlayacaktır.
Rabbine bol bol dua eder. Hayatının her aşamasını niyetiyle ve dualarıyla ibadete dönüştürme gayretinde bulunur. Bilir ki sınırlı sayılı dünya hayatının her anı onun için çok büyük bir nimettir ve boşa geçirmeye tahammülü bile yoktur.
Bir diğer gayreti ise rabbinin mesajlarıyla ilgilidir. Okunmuş mesajlar da dahil 6236 adet mesajın mesaj kutusunda ona inanan kişileri beklediğini bilmelidir.
Büyük soru şu: Rabbim bana ne dedi? Rabbim benden ne istedi? Rabbim bana neyi yasakladı? Rabbim bana neyi emretti?
Bu ve benzeri sorulara yine Kuran’dan cevaplar bulmaya çalışırken Sevgili Peygamberimizin bize ulaşan sağlıklı kaynaklardaki yorum ve tavsiyeleriyle de sorulara cevapları bulup hayatımızı bu düzene göre dizayn etmeliyiz.
Yani insani ve dini hayatımızı tepeden tırnağa yeniden gözden geçirip hatalı ve eksik yönlerimizi tespit etmeliyiz ki nelere nasıl tövbe etmemiz gerektiğini kişisel olarak bilebilelim.
Üç aylar bizler için arınma ayları olsun. Temizlenme ayları olsun. Kendimizi yenilediğimiz aylar olsun. İyiliğimizi, insanlığımızı ve ahlakımızı yeniden dirilttiğimiz aylar olsun.
Hurafelerden, bidatlerden, mitolojik hikayelerden, piyangocu ve çekilişçi anlayışlardan ve sahiplerinden mümkün mertebe uzak olduğumuz aylar olsun.
Rabbimizle kafamıza göre bir iletişim ve sevap düzeneği üzerinden iletişime geçmeden önce onun bizden beklediği şekilde ona yönelmenin yollarını bulup öğrenmeliyiz.
Hem tövbede hem duada hem de ibadetlerde en temel prensip samimi bir şekilde Allah’ın rızasına talip olma duygusudur. Bu duyguyu başka hiçbir şeyle karıştırmamayı öğrendiğimizde en temel alt yapıyı kurmuşuz demektir.
Bu temelin üstüne yine aynı prensiplerle devam eden insani, dini ve sosyal hayatımız iki dünyamızı mamur eden bir hayatın ta kendisi olacaktır.
Sizlere en güzel şekilde üç aylar sezonunu yaşayabilmeniz için acilen bir planlama yapmanızı Allah için tavsiye ediyorum.
Bu çalışmayı yapanlar Bayram sabahı her şekilde gerçek bir Bayramı hak edenler olacaktır. Bayram sonrası bu kişilerin hayatı daha mutlu, daha güvenli, daha tevekküllü, daha az stresli olacaktır. Çünkü bu kişiler artık Allah’ı dost edinenlerden olmuştur ki Allah’ta onları dostu olarak kabul ettiğini Kuran’da beyan etmiştir.
Nice başarılı çalışmalar sizlerin olsun. Hoş olunuz, hoşça kalınız, Allah’a emanet olunuz.
İbrahim DOĞRU
27.01.2023
Germersheim