ANTALYA’DA ABDALLIK, BEKTÂŞÎLİK VE ALEVÎLİK
(Yazı dizimizin konusu; Antalya Elmalı ve Finike’de türbeleri bulunan ve son dönemde Bektâşî/Alevî oldukları iddiası galat-ı meşhur hâline gelen Abdal Musa, Kaygusuz Abdal ve Kâfi Baba’nın kendilerine ait olan veya kendi yazdıkları eserlerden hayatları ve tasavvufî görüşleriyle Bektâşî/Alevî olup olmadıkları konusunun açıklığa kavuşturulması üzerine olacaktır.)
Kâfî (Kef) Baba ve Tekkesi -2- : Abdal Musa’nın Velâyetnâme adlı eserinde, Seyyid Hasan Gazi oğlu Abdal Musa’ya Genceli (Tekke Köyü) halkının saygı göstermeyip sevmediği anlatılırken şu ifadelere yer verilmektedir: “Hünkâr Hacı Bektaş vefat edince Abdal Musa zuhura geldi. Seyyid Hasan Gazi oğlu Seyyid Musa anasından yetim kaldı. Genceli şehrinin halkı menkûb olup Abdal Musa’yı sevmediler. Bâri Teâlâ kudretinden bu şehre bir âfet verdi, bir bir dağılıp gitmeye başladılar. Bildiler ki Abdal Musa sahib-i velâyettir. Gitmeye niyet eden şehirlinin yolları üzerine vardı, eyitti: “Oturalım, gitmen” dedi. Onlar dahi dediler ki: “Biz sizin hatırınız yıkmışız, huzur edemeyiz, bir yere dahi gidelim” dediler. Abdal Musa dedi ki: “Kanlu gömleği boyumca yığdım, bir kere gelip “haliniz ne” demediniz, münkir oldunuz. Ol sebepten âfât-ı semaviye erişip sizi Allahu Teâlâ kahretti. İstiânet talep edip “meded Abdal Musa” diye çağırmadınız, üzerinizden reddetsem gerek idi. Pes, imid her biriniz bir vilayete gidiniz” dedi. Ondan Abdal Musa yaylaktan sahil evine indi, onda bir tekke bünyâd etti.”
Abdal Musa’nın, Genceli’den (Tekke Köyü’nden) sahile Finike’ye inerek inşa ettirdiği tekke, günümüzde hâlen ziyâretgâh olan Finike’deki Kâfi Baba Tekkesi’dir. Evliya Çelebi bu tekkeyi ziyaret etmiş ve Seyahatnâme adlı eserinde bu tekkeden şöyle bahsetmiştir: “Kasabada Abdal Musa sultanın bir âsitanesi vardır. Bu dahi limon, turunç ve nar ve incir hiyâbânı (iki tarafı ağaçlı yol) içinde arz-ı behiştten (cennetten) nişan verir bir ireme zâti’l-‘imâddır (yüksek sütun sahibidir). Amma evkâfı olmamakla fukarası azdır. Amma yine kırk elli fukara eksik değildir. Bunun bahçesi içinde Nuzar Dede medfundur…”
Süleyman Fikri Erten, Kâfi Baba Tekkesi ile alakalı şunları söylemektedir: “Kâfi Baba Tekkesi yakın vakte kadar geniş ve sulak bir yerde, mevki pek güzel bir tekke idi. Tekkenin müteaddit hücreleri ve geniş mutfakları mevcut olmasına bakılırsa burasının bir zamanlar pek kalabalık olduğu anlaşılıyor. Tekkenin yanında Velayetnâme’de bahsi geçecek olan “Kâfi Baba’nın türbesi hâlâ mevcuttur. Türbe kapısının üstündeki kitabeyi okumuştum:
Pîr-i sânî Hazreti Abdal Mûsa hâdimî / Gülşen-i zâr içre esrâr-ı hakâyık mahremi
Aşk eri (Aşçısı idi) o şâhın devlet-i eyyâmın(d)a / Kâfi Baba derler(i)di iş bu erin nâmına
Seyyid İbrahim Dede ol pişvâ-yı mü’minin / Siy ü sâl mesnedinde olmuştu hem-nişîn
Türbesin kıldı müheyyâ yeniden (ol hânumân) / Tarihtir şeş cihânın pâsbânı dîdebân 1231/1815
(Erten’in eksik ve hatalı okumaları tarafımızdan parentez içi ile düzeltilmiştir)
Kâfi Baba’nın türbesini ihya eden Seyyid İbrahim Dede, Abdal Musa türbesi yanında bulunan ve zemzem kuyusu denilen bir kuyuyu 1234/1818 yılında yaptıran kişidir. Seyyid İbrahim Dede, Abdal Musa tekkesinin postnişini idi. 1237/1821’de vefat etti ve türbe yanında defnolundu.”
Abdal Kef’in türbesi, Finike'nin 8 km. kuzeyinde Yuvalı köyü yakınında Lymra antik kentinin bulunduğu Saklısu'nun gözesinin hemen yanında Abdal Musa Sultan’ın ilk inşa ettirdiği tekkesinin olduğu yerdedir. Abdal Musa Sultan’ın ilk tekkesini bu alana inşa ettirmesinin asıl sebebi, bu alanda Araplar Mezarlığı’nın olmasındandır. Hz. Osman (r.a.) döneminde Finike açıklarında 500 parçalık Bizans donanması ile 200 parçalık Müslümanların donanması arasında gerçekleşen ve Müslümanların galip geldiği 655 yılındaki Zâtüssavârî Deniz Savaşı sonrası sahabeden ve tabiinden şehit düşenlerin defnedildiği kabristan bu alandadır. Maalesef “Araplar Mezarlığı” olarak bilinen bu alanda, talandan ve işgalden kurtulamamış, belki binlerce şehidin bulunduğu yaklaşık 1400 yıllık şehitlik kabristanlığı “Bedir Hazretleri” adıyla dar bir alana hapsedilmiş, söz konusu kabirlerin izleri bile yok edilmiştir.