(Mehmet Remzi Bey’in söz konusu Osmanlı Türkçesi ile kaleme aldığı yazısının orijinal nüshası Antalya Müzesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Kareli harita metod defterini iki sayfasına el yazısı ile yazılan yazısında Mehmet Remzi Bey, Rasih Kaplan’ın tavır ve davranışlarında, fikir ve beyanatlarındaki büyük değişimi anlayamadığını, önceden karşı olduğu konuları savunur hâle geldiğini Antalya Halk Evi’nin düzenlediği “Antalya Tarihi Konferansı”na katılmasıyla bir kez daha şahit olduğunu dile getirerek, Rasih Kaplan’ın bu tutumuna, yazının ekine isimlerini ve mesleklerini yazdığı kişileri de şahit göstermektedir. Şahit gösterilen kişilerin kimliklerinin, dönemin Antalya’sının sosyal yapısına ışık tutması makaleyi ayrıca önemli kılmaktadır.)
İstiklâl Harbi’nde Antalya’da Bir Sahne ve Tahrif Edilmek İstenen Târihî Bir Hakîkat başlıklı söz konusu yazının devamı şöyledir:
Heyet-i nâsıhanın buraya geldiğini ve orada söylenen sözleri bir sinema objektifi hâlinde yazacağım. Konferansın diğer kısımlarına ait esâsen “İbn Battuta, Şarl Teksi, Langoronski” gibi yazıcıların Milli Kütüphâne’mizde yazıları vardır. Heyet-i nâsıhanın Antalya’ya geleceği gün anlaşılmıştı. O gün sabahı zamanın mutasarrıfı ve huzur ve mecburî memurlar ile birlikte Bay Rasih Kaplan’da o günün kisvesiyle ve hayvan-süvâr olarak (ata binip sürerek) Antalya’nın 14 km mesafedeki Kırkgöz Mevkii’ne berâ-yı istikbâl gittiği görülüyordu. Bir müddet sonra heyet ve müstakbelin Antalya’ya gelip hükümet konağının telgrafhaneye müteveccih cephesinde Abdurrahîm Efendi’nin selam ve itâat kağıdını okudu. Bunu Bay Rasih Kaplan’ın gür sesi takip etti. Nazarlar Kaplan’a teveccüh etmişti. Bay Râsih Kaplan: “Hanedân-ı Âl-i Osman’ın necl-i necîb ey şehzâde-i civân-baht hazretleri” mukaddimesiyle söze başladı ve İttihât ve Terakkî’nin nifâk-ı ‘anâsıra çalıştığını memleketi felâket ve izmihlâle sürüklediğini ve siyâsi maksatları hilâfeti istihlâf etmek olduğunu ve bu emellerine muvaffak etmeyen Kâdir-i Lem Yezel’e bin hamd lâzım geldiğini ve hânedânın etrâfında milletin mutemid olduğunu söyledi. Bu arada Rûm papazına da medihle karışık söz fırsatı verdi ve müftü tarafından yapılması mutad duayı vâcibu’l-edâsını da teyemmünen bi-z-zât yaptı. Bunun akabinde yine orada ta’zimât ve ubûdiyyetini Bursa müftüsünün elini öpmekle teyid etti. Bu sahnenin bugün hayatta olan şâhitlerini aynen aşağıda yazıyorum. Abdurrahîm ve maiyetine hüsn-i hizmetin mukâbelesi olan vade güvenerek heyetin avdetini müteâkib Şeyhu’l-İslâm Mustafa Sabri’ye yazdığı bir mektupla ondan Antalya müftülüğü ve Bursa Ruûsu pâyesini istediği (1)338-(1)339/1919-1920 senelerinde Antalya’da çıkan Tenvîr Gazetesi’nde seri halindeki yazılarla da sabittir. Bay Rasih Kaplan bu yazıları da tekzîb etmemiştir. Bu gazetenin koleksiyonu da alâkadar makamlarda olması lazım geldiği gibi bunun yazıcı ve çıkarıcıları da el-yevm hayattadırlar. Vesîkaya ve bugün yaşayan zevâtın görmeye dayanan şehadetlerine istinâd eden bir hakîkat karşısında Bay Rasih Kaplan’ın yazdırdığı şekilde söz söylemesinin muhkem olup olmadığını takdirinize bıraktım. Sayın okuyucularım, üzerinden seneleri geçen ve târîhe mal olan hakîkatların ve vâkıaların şekillerinin değiştirilmesine sanırım ki sizlerde razı olmazsınız. Ben yalnız meseleyi bu zaviyeden görüp tarihe mal olan bu hakîkatların değiştirilmemesine yardım kastıyla şu satırları yazdım. İşin diğer safha ve cepheleri beni ne alâkadar ne de meşgul eder. Takdir ve karar sizlerindir. Saygılar.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin bidâyet teşekkülünden milli zaferin sonuna kadar bu heyetin bilâ fâsıla Antalya Heyet-i Merkeziye Âzâsı olan tüccardan Mehmet Remzi Özer
Miralay Şefik Bey/İstanbul’da mütekâid, Binbaşı Selahaddin/Ankara’da Etimesgut’ta, Muhasebeci Talat/Terâkiye Maliye Müşâviri, Bay Esad Maliye Memuru/Elektrik Şirketinde, Bay Hüseyn Maliye Memuru/Elektrik Şirketinde, Bay Halil Maliye Memuru/Hadim Mâl Müdürü, Bay Fuâd/Antalya Mektupçusu, Müsevvid Hilmi/Balıkesir Mektupçusu, Encümenbaşı Şâkir/İzmir’de tüccâr, Tahta Ali/Antalya’da tüccâr, Bay Mâcid/Antalya Oda Baş Kâtibi, Bay Ali Rızâ/Mili Nâhiye Müdürü, Hâkim Ekrem/Şimdi Malatya’da hâkim, Muhammed Ali/Şimdi Mersin’de avukat, Mehmed Hâfız/Şimdi Meclis-i Umûm Azası, …. Zade Ziya/Şimdi İstanbul’da mütekaid, İbrişim Mustafa/Antalya’da sâbık mebus, Yusuf Talat/Esbak Antalya Müftüsü, Ahmed Hamdi/Esbak Antalya Müftüsü, Eczacı Sabri/Antalya’da eczacı, Banyalar Mustafa/Antalya’da tüccar, Mühtedî Sâlih/Antalya’da mühendis, Ali Sermed/Antalya’da memur, Bay Şükrü (Reji Müdürü)/Şimdi Aydın azalar baş müdürü, Ziraatçı İhsan/Adana Pamuk İstasyonu muhasebe memuru, Dayı Mehmed Ali/Antalya’da tüccâr, Burhan Câhid/Romancı, Yusuf Cemal/Antalya’da dava vekili, Maarif Müdürü Abdullah/İçel Mektup Müdürü, Muallim Avni/Şimdi Alanya’da Talebe Müfettişi, Muallim Haydar/İstanbul’da muallim, Muallim Nâhid/Antalya Lisesi’nde muallim, Serficeli İbrahim/Antalya’da memur, Süleyman Fikri/Antalya Müze Müdürü, Muallim Fâik Hoca/Antalya’da mütekâid, Ziya/İzmir gümrük memuru, Muallim Vehbi/İstanbul’da Eyüp muallimi, Muallim Osman/İstanbul’da Eyüp muallimi, Muallim Zeki/Sivas Maarif Müdürü, Muallim Refet/İzmir’de eczacı, Mazhar/Orman Mektep Müdürü, Muhlis/Antalya’da dişçi, Sadi/Solak Nahiye Müdürü, Kirencizâde İbrâhim/Tüccâr, Mustafa Nâil/Tüccar, Hitab Hâfız’ın Haydar/Tüccâr, İsmail/İstanbul’da birlik komisyoncusu, Doktor Remzi/Afyon’da Sıhhıye Müdürü.