Antalya İli Anadolu Selçuklu Dönemi Taş Kitâbeleri (40)
II.Gıyâseddin Keyhusrev Dönemi (1237-1246)
Sur ve Burç Kitâbeleri
-
II. Gıyâseddin Keyhusrev Burcu Kitâbesi
Ebubekir b. Said Burcu’nun doğusunda olan kitâbeyi Erten; “Bu kitâbenin (Ebubekir b. Saîd Burcu Kitâbesi) kurbunda ve diğer bir burç üzerinde beyaz bir mermere yazılmış zîrdeki kitâbe vardır”1 açıklamasıyla in-situ hâlinde okuyup kaydetmiştir. Tevhid; “Üçüncüsü altı yüz otuz altı tarihlidir”2 açıklaması ile in-situ hâlinde okumuştur.
Antalya Müzesi arşivinde kitâbe ile alâkalı; “Dışkale burcu, Kalekapısı, Selçuk Mah. Çarşı (Atatürk Cad.) Caddesi’nin güney kenarı, Osmanlı Bankası doğusu, h.636 (1237), Selçuk Sultanı II. Gıyaseddin Keyhusrev, kuzey cephede 0.55x1.10 m.lik mermer üzerinde, Arapça, Selçuk neshi, 3 satır, Atatürk Caddesi’nin güney kenarında vaktiyle doğu-batı istikâmetinde uzanan sur 1930 yıllarında yıkıldığından buradaki 3 burç mücerret kalmıştır” açıklamalar yer almaktadır.3
Kitâbe, 55x110 cm ebatlarında, mermer üzeri 3 satır Selçuklu sülüsü ile yazılmıştır.
Necmi Atik Özel Arşivi
عمر هذه العمارة المباركة فى ايام دولة السلطان الاعظم
ظل الله فى العالم سلطان السلاطين العرب و العجم غياث الدنيا وا
لدين ابو الفتح كيخسرو بن كيقباد قسيم امير المؤمنين فى سنة ست ثلثين و ستمائة4
Türkçe okunuşu: ‘Umira hâzihi’l-‘imâreti’l-mübâreketi fî eyyâmi devleti’s-Sultâni el-A’zami
Zillullâhi fi’l-‘âlemi Sultânu selâtîni’l-‘Arabi ve’l-‘Acemi Gıyâsü’d-dünyâ ve’
d-dîni Ebu’l-fethi Keyhusrev bin Keykubad kasîmu emîri el-mü’minîne fî seneti sitte selâsîne ve sittemiete
Türkçe çevirisi: “Bu mübârek yapı, En Büyük Sultan, yeryüzündeki Allah’ın gölgesi, Acem ve Arap sultanlarının Sultanı, Mü’minlerin Emîri’nin ortağı, Keykubad oğlu Fetih babası Gıyase(d-dünya ve)ddin devleti zamanında tamir edildi.”
Erten ve Turfan هذه العمارة المباركة (hâzihi’l-‘imâreti’l-mübâreketi) ibâresini, البرج المبارك هذ (hâze’l-burci’l-mübâreki) şeklinde okumuşlardır. Turfan aynı hatayı tekrarlamakla kitâbeyi Erten’den not ettiği izlenimi vermektedir.
Yapı Kitâbeleri
-
Şeyh Şücâüddin5 Türbesi Kitâbeleri
Kale dışında Selçuklu devri yapılarından olan ve Çaybaşı Mahallesi 1345 sokakta yer alan Şeyh Sücâüddin Türbesi h.636/m.1238 yılında inşa edilmiştir. Türbenin kapısının bulunduğu kuzey cephesinde, sivri kemerli iki niş içinde, iki mermer kitâbe bulunmaktadır. Erten; “Şeyh Şüca denilen türbe duvarında” açıklaması ile, kapının sağ tarafında yer alan inşâ kitâbesini okuyup kaydetmiştir.6 Turfan’ın tespitinde inşâ kitâbesi içeride, âyet-i kerîme kitâbesi dışarıdadır.7
Kitâbe, 70x70 cm ebatlarında, mermer üzeri 5 satır Selçuklu sülüsü ile yazılmıştır.
Necmi Atik Özel Arşivi
لله
تبرع بعمارة هذه التربة
العبدين الضعيفين المحتاجين الى
رحمة الله تعالى تركرى الذواق و اخوه
ارق مرارى بن عبدالله فى سنة ست ثلثين و ستماية8
Türkçe okunuşu: Lillâhi
Teberre’a bi-‘imâreti hâzihi’t-türbeti
el-‘abdeynü’d-da’îfeynü’l-muhtâceynü ilâ
Rahmetillâhi Te’âlâ Türkeri ez-Zevâk ve ehûhu
Erak Mirârî bin Abdillâhi fî seneti sitte selâsîne ve sittemiyete
Türkçe çevirisi: “Sadece Allah için
Bu türbenin yapımını, zayıf ve Allâh Teâla’nın rahmetine muhtaç kullar, Türkeri Zevvâk ve kardeşi Abdullah oğlu Erak Mirârî9 636/1238 senesinde bağışladı.”
73x70 cm ebatlarında, mermer üzeri 5 satır Selçuklu sülüsü ile yazılmış, kapının sol tarafındaki yer alan kitâbede, Tevbe suresinin 18. âyet-i kerimesi vardır.
Erten, المحتاجين (el-muhtâceyni) kelimesini من المحتاجين (mine’l-muhtâcîne) şeklinde; تركرى الذواق (Türkeri ez-Zevâk) kelimesini تركرى الزواق (keskin “ze” harfi ile) şeklinde; ارق مرارى (Erak Mirârî) kelimesini ارو مزارى (Eru Mezârî) şeklinde hatalı okumuştur. Yılmaz-Tuzcu, بن عبدالله (bin Abdillah) kelimesini ابوعبدالله (ebû Abdillâh) şeklinde; ست ثلثين (sitte selâsîn/636) tarihini ثلثين (selâsîn/630) şeklinde hatalı okumuşlardır.
Necmi Atik Özel Arşivi
انما يعمر مساجد الله من
آمن بالله و اليوم الاخر و اقام
الصلوة و آتى الزكوة و لم يخش الا الله
فعسى اولئك ان يكونوا من المهتدين
Türkçe okunuşu: İnnemâ ya’muru mesâcidallâhi men
âmene billâhi ve’l-yevmi’l-âhiri ve ekâme
s-salâte ve âte’z-zekâte ve lem yahşe illallâhe
fe-‘asâ ülâike en yekûnû mine’l-mühtedîne
Türkçe Meali: “Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve âhiret gününe îmân eden, namazı hakkıyla edâ eden, zekâtı veren ve Allah'dan başkasından korkmayan kimseler i'mâr eder; işte hidâyete erenlerden olmaları umulanlar da onlardır!”