II. İzzeddin Keykâvus Dönemi (1246-1260)
Yapı Kitâbeleri
-
Karatay Medresesi Kitâbeleri
Karatay Medresesi Kitâbesi’nde bânisinin ismi geçmemesine rağmen, binanın Dâru’s-sulehâ adı ile II. İzzeddin Keykâvus döneminde saltanat nâipliği görevinde bulunan Celâleddin Karatay’ın1 vakfiyesinde kayıtlı olduğu için2, onun tarafından yapıldığı kabul edilmektedir.
Günümüzde de in-situ hâlinde olan kitâbeyi Erten, Karatay Medresesi kapısının özelliklerini anlatarak;3 “Karadayı Camii kapısında” açıklamasıyla okuyup kaydetmiştir.4
Antalya Müzesi arşivinde kitâbe hakkında; “Karatay Medresesi, Selçuk Mah. Karatay Sk. H. 648 (m.1250), Selçuk Sultanı İzzettin Keykâvus, kapı tonozu altında, biri sivri kemer şeklinde 0.60 yük. Ve 0.89 genişlikte, diğeri 1.00x0.93 m.lik iki parça mermer üzerinde sülüs 9 satır” açıklamaları mevcuttur.5
Ayrıca Antalya Müzesi arşivinde, Karatay Medresesi hakkında 45 nolu fişte şu bilgilere yer verilmektedir: “Aslında müstatil (dikdörtgen) planlıdır. Kuzey yanı ile güney batı köşesinin yıkılması ve komşu evlere ilâvesi dolayısıyla planı bozulmuştur. Cephede, orijinal olarak yalnız portal kalmıştır…
Kapıdan girilince, iç tarafta sivri bir tonoz altından avluya gelinir. Avlunun solunda bulunması gereken odalar tamamen kaybolmuş bu taraf sonradan bir duvar çekilerek kapatılmış ve duvarın gerisinde boş kalan arsa bu taraftaki evin bahçesi olmuştur. Sağ tarafta sonradan yapılmış bir duvarda, üstte üç pencere, altta bir pencere ve basık kemerli bir kapı vardır. Bu kapı ve pencereler kapatılmış ve duvarın arkasında kalan saha, bu taraf Postacı İhsan Küzer’in evinin avlusuna katılmıştır….
Cami olarak kullanlan bu eyvanın güneyinde aynı şekilde bir eyvan daha vardır. Bunun da önünde moloz taş, tuğla, hatıllı, muahhar bir duvar ve kapı ilave edilmiştir.
Kapı-Cami mihverine nazaran tenazurun temini için, cami olan eyvanın kuzeyinde vaktiyle mevcut olması gereken üçüncü eyvan tamamen yıkılarak yeri bahçe haline getirilmiştir.
Bütün yıkılma ve değişikliklere rağmen Antalya’da kapı ve sağlam kalan iki eyvanı ile XIII. asır Selçuk mimarisinin yegâne medrese örneğini teşkil etmektedir. Komşu şahıslara geçen arsaların istimlâki ile restoresi lüzumludur.”
Kitâbe, 163x100 cm ebatlarında, mermer üzeri 9 satır Selçuklu sülüsü ile yazılmıştır.
Necmi Atik Özel Arşivi
و به ثقتي
بسم الله الرحمن الرحيم
تمت عمارة لدار الصلحا المباركة فى دولة
مولانا السلطان الاعظم شاهنشاه ا
لمعظم ظل الله فى العالم مالك رقا
ب الامم سلطان سلاطين العرب و العجم عز ا
لدنيا و الدين غياث الاسلام و المسلمين ابو
الفتح كيكاوس بن كيخسرو بن كيقباد
برهان امير المؤمنين فى شهور سنة ثمان و اربعين و ستمائة6
Türkçe okunuşu: Ve bihi sikatî
Bismillâhirrahmânirrahîm
Temmet ‘imâretü li-dâri’s-sulehâ’l-mubâreketi fî devleti
Mevlânâ es-Sultânu’l-A’zamu Şâhinşâhü’
l-Mu’azzamu Zıllullâhi fi’l-‘âlemi Mâliku rikâ-
bi’l-ümemi Sultânu selâtîni’l-‘Arabi ve’l-‘Acemi İzzu’-
dünyâ ve’d-dîni Giyâsu’l-islâmi ve’l-müslimîne Ebu’-
l-fethi Keykâvus bin Keshusrev bin Keykubâd
Bürhânu emîri’l-mü’minîne fî şuhûri senete semânün ve erbe’îne ve sittemiete
Türkçe çevirisi: “Ve Allah’a güvenirim.
Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla
Mübârek Dâru’s-sulehâ (salihlerin toplandığı yer, tekke-zâviye-hankah) imâreti, Müslümanların ve İslamın yardımcısı, din ve dünyanın yücelticisi, Acem ve Arab sultanlarının Sultanı, milletlerin idaresi elinde olan, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, En Büyük Sultan, ulu şahlar Şâhı, Mü’minlerin Emîri’nin delili, Keykubad’ın oğlu Keyhusrev’in oğlu Fetih babası Efendimiz Keykâvus’un devleti zamanında, 648/1250 senesinin aylarında tamamlandı.”
Erten, و به ثقتي (ve bihi sikatî) ibâresini, و به معين (ve bihi mu’în) şeklinde; لدار الصلحا (li-dâri’s-sulehâ) ibâresini دار الصلحا (dâru’s-sulehâ) şeklinde; رقاب الامم (rikâbu’l-ümemi) ibâresini رقاب الامة (rikâbu’l-ümmeti) şeklinde; كيخسرو بن كيقباد(Keyhusrev bin Keykubâd) ibâresi كيخسرو و كيقباد(Keyhusrev ve Keykubâd) şeklinde okumuştur.