Antalya Etnoğrafya Müzesi’nde meşhur hattatlarımıza ait nâdide el yazması levhalar/tablolar yer almaktadır. Araştırmalarımız neticesinde eserlerine ulaşabildiğimiz meşhur hattatların isimleri ve imzasız tablolarla birlikte 46 adet orijinal eserden bir kısmı şöyledir:
Sultan II. Mahmud (ö. 1255/1839) “Lafzatullâh, Ebûbekir (r.a.), Ali (r.a.)”, Mücellid Mehmed Rifat (ö. 1297/1879) &Süleyman “Ehl-i beyt-Kat’ı”, Ahmed Bâdî Efendi (ö. 1328/1910) “Yâ Hz. Abdülkâdir Geylânî”, Seyyid Muhammed Şerafeddin Efendi “İcâzetnâme”, Osman Efendi “İcâzetnâme”, Hulûsi Efendi (ö. 1358/1940) “Şefâat yâ Nebiyyallâh”, Ali Efendi “İcâzetnâme”, Hacızâde Mustafa Efendi (1210/1795) (Yâ Hz. Şâh Muhammed Bahâüddin Nakşibend (k.s.)-Tuğrâ”, Derviş Ali eş-Şükrî (ö. 1282/1865) “Hilye-i Şerîfe”, Derviş Muhammed “El-‘ilmu bilâ amelün vebâlün ve’l-‘amelü bilâ ‘ilmin dalâlün-Hadîs-i Şerif”, Ömer Vasfî (ö. 1297/1880) “Hz. Pîr Yûsuf Sünbül Sinân (k.s.)”, Hasan Yümnî “Sallû aleyye sallalâhu aleyküm-Hadîs-i Şerif”, İsmail Zühdî (ö. 1221/1806) “iki adet Hilye-i Şerîfe”. Seyyid Muhammed İzzeddin Efendi “İcâzetnâme”, İsmail Bağdâdî (ö.1200/1785) “Hılye-i Şerîfe”, Seyyid Halil Şükrü (ö.?) “Hilye-i Şerîfe”, Mehmed Nazif (ö. 1201/1787) “Hilye-i Şerîfe”, Mehmed İzzet Efendi (ö. 1320/1903) “Kelime-i Tevhîd”, Hasan Sırrı (ö. 1325/1907) “Hilye-i Şerîfe”, Mehmed Nûrî Sîvâsî (ö. 1353/1935) “Ehl-i Beyt”, Yesârizâde Mustafa İzzet Efendi (ö. 1265/1849) “Men yüridillâhü bihi hayran yüfekkıhhü fi’d-dîn-Hadîs-i Şerîf”, “Lâ ilâhe illallah Muhammedün Rasûlullah” Mehmed Emin Efendi (ö.1364/1945) “İnnâ fetehnâ leke fethan mübînâ-Âyet-i kerîme”, Ali Haydar Efendi (ö.1287/1870) “Çekilenler kalır ancak bu cihân içre hemân Vakt-i şâdîde gelir mevsim-i mihnette geçer”, Bahâüddin Efendi (ö.?) “İcâzetnâme”.
Sizinde dikkatinizi çektiği üzere listenin başında yer alan ve Ayasofya Camii’nin hüsn-i hat yazılarını da yazan Hattat Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin talebesi olan Sultan II. Mahmud’un nâdir eserlerinden üç tanesi Antalya Müzesi’nde bulunmaktadır. İşin ilginç tarafı ise bu eserlerin Sultan II. Mahmud’a ait olduğuna dair hiçbir açıklamanın Müze Envanter Defteri’nde ve teşhir açıklama panolarında yer almamasıdır.
Celi sülüsle yazılmış ve altın varakla sıvanmış ovale yakın 61x68 cm ebatlarındaki dairesel levhalarda yer alan “Allah”, “Ebûbekir” ve “Ali” isimlerinin Sultan II. Mahmud’a tarafından yazıldığını nereden iddia ediyoruz. Herkesin bildiği gibi hattatlar, yazdıkları eserlerin sonuna imzalarını atarlar. II. Mahmud Han’da; “Allah”, “Muhammed”, “Ebubekir”, “Ömer”, “Osman”, “Ali” şeklinde altı isimden oluşan ve camilere asılan levhalarının sonuncusu olan “Ali” isminin altına “Mahmud Han” imzasını atmıştır ve imza açık ve net bir şekilde ziyaretçiler tarafından dahi okunmaktadır.
Sultan II. Mahmud’a ait olan ve takım halinde yazılan ve vaktiyle Türk İslam Eserleri Müzesi’nde bulunan bu eserlerin anlamadığımız bir şekilde takımı bozularak, “Muhammed”, “Ömer” ve “Osman” isimlerinin yazılı olduğu üç levha 1966 yılında Yalvaç Müzesi’ne, oradan da 2009 yılında Ankara Resim ve Heykel Müzesi’ne gönderilmiştir. Antalya Etnoğrafya Müzesi’nde bulunan diğer üç levha ise, Antalya Müzesine, Türk İslam Eserleri Müzesi tarafından 1972 yılında gönderilmiştir.
Antalya Etnoğrafya Müzesi Envanter Defteri’nde Sultan II. Mahmud’a ait eserlerle alakalı açıklamada: “Allah” yazılı levha için: “Siyah tahta üzerine celî sülüsle (Selah)!? yazılıdır. “Ebûbekir” yazılı levha için: “Siyah tahta üzerine celî sülüs ile (Ebûbekir) yazılıdır” “Ali” yazılı levha için: “Siyah tahta üzerine celî sülüs ile (Ali) yazılıdır” açıklamalarından başka hiçbir şey yoktur.
Kur’ân okumayı bilen çocukların bile doğru okuduğu “Allah” levhasının açıklamasında yer alan “Selah” yazılıdır” ifadesine ise ne diyeceğimizi bilemedik.