Adana Mahkeme-i Asliye Âzâsından Necati Efendi’nin Mektubu
Mektubundaki ifadelerden bir dönem Isparta’da kadılık yapmış olan Adana Asliye Mahkemesi âzâsı olan Necâti Efendi’nin hayatı hakkında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır.
Necati Efendi’nin yazdığı mektup 29x22 cm ebatlarında çizgisiz nohûdî kâğıdın ikiye katlanmasıyla oluşan dört sayfalık çizgisiz bir kağıttır. Mektup, dört sayfalık kâğıdın üç sayfasına mavi mürekkepli kalemle yazılmıştır. Mektup “Pek muhterem ve muazzez bir sîmâ-yı uhuvvete, Hayır, hayır belki gayr-ı münkasem bir cevher-i kemâl ve fazilete” hitabı ile başlamakta; ”14 Nisan 1343/16 Şevval 1345 (19 Nisan 1927) Adana Mahkeme-i Asliye Âzâsından ‘ubudiyette battâl pelitlerden Necati Kardeşiniz” tarih ve notuyla tamamlanmaktadır.
Necâti Efendi’nin, Elmalılı’nın bir dönem samimi arkadaşlarından olduğu, her ikisinin de ortak tanıdıklarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Necati Efendi’nin kadılık ve mahkeme âzalığı görevlerinde bulunması, Elmalılı ile Mekteb-i Nüvvâb veya diğer ismiyle Mekteb-i Kudât’tan tanıştıkları izlenimini vermektedir.
Necâti Efendi, Elmalılı’nın 8 Şevval 1345/11 Nisan 1927 tarihinde kendisine gönderdiği ve selamla başladığı anlaşılan mektuba, Elmalılı’nın selâmını alarak başlamakta ve bu mektubu aralarındaki kardeşliğin bir delili veya Cüneyd-i Bağdâdî’nin (ö.909) Şifâü’l-Kulûb adlı eserinin bir nüshası olarak vasfetmektedir. Elmalılı ile Necâti Efendi on beş yıldır görüşmemişlerdir. Elmalılı tarafından mektubun yazılmasına sebep olan konu ise Beyda Beydâzâde Hacı Ağa’nın ölümü üzerine, hanımı olan Fâtıma Hanım’ın, Elmalılı’nın kız kardeşinin eşi olan eniştesi Feyyaz Efendi’nin yeğeni olmasından dolayıdır. Elmalılı yazdığı mektubunda, Fâtıma Hanım’ın haklarının korunması ve kendisine verilmesi için Necâti Efendi’den gereğinin yapılmasını rica etmiş, Necati Efendi’de bu konu ile yakinen ilgilenmiştir.
Necâti Efendi Kârzûnî’ye ait bir kitaptan bahsetmekte, 1326/1908 yılında Beyazıt Kütüphanesi’nde bulup biraz okumuş olduğu bu kitabı hararetle Elmalılı’ya tavsiye etmektedir.
Yaşanan sıkıntıların kendilerini yıprattığını ve yorduğunu ifâde eden Necati Efendi, Elmalılı’nın ve Feyyaz Efendi’nin rahatsızlıklarına şifâlar dilemekte, ortak tanıdıkları Sırrı Efendi, Mustafa Efendi, Münip, Hayri, Hâşim Efendi’lerden haber sormakta, selam ve muhabbetlerini belirten sözlerle mektubuna son vermektedir.