Garbi Karaağaç (Acıpayam) Belediye Reisi’nin Mektubu
İsmine ve hayatı hakkında herhangi bir bilgiye ulaşamadığımız mektup sahibinin, mektubunda “Üstâd-ı Ekremim Efendim, …Şehzade Camii kubbesi altında zât-ı fâzilânelerinden aldığım feyzin…”[1] ifâdelerini kullandığı için, Elmalılı’dan Şehzade Medresesi’nde ders alan talebelerden olduğu anlaşılmaktadır.
Elmalılı metrukâtındaki 15x10 cm ebatlardaki çizgili bir deftere, ders verdiği talebelerinin numarasını, talebenin ve babasının ismini, talebenin hangi medresede ders aldığını kayıt etmiştir.[2] Şehzade Medresesi’nde ders verdiği talebelerden Salih Efendi oğlu Buldan’lı Hâşim Efendi, Arif Efendi oğlu Derseâdet’li Hafız Muhammed Nazîm Efendi, Muhammed Efendi oğlu Konya’lı Abdülhalim Efendi, Mustafa Efendi oğlu Kuşada’lı Ahmed Efendi defterinde kayıtlıdır. Garbi Karaağaç Belediye Reisliği yapan öğrencisi mektubunda adını yazmamış, imzasını atmakla yetinmiştir. İmzasına “ayın” harfiyle başlamasından mektup sahibinin Elmalılı’nın talebelerinden Abdülhalim Efendi olduğu düşünülmektedir.
Elmalılı’nın talebesi mektubunu, 17x21 cm ebatlarında beyaz çizgisiz bir kağıda mavi mürekkepli kalemle yazmıştır. Mektub “Huzur-i ‘âlî fazîlet-meâblarına, Üstâd-ı Ekremim Efendim” hitabıyla başlamakta; “Baki hadd-i ‘âfiyet ve ‘âkibet Efendim. 10 Teşrin-i Sâni 1926 Garbi Karaağaç Kasaba Belediye Reisi talebenizden İmza” şeklinde tamamlanmaktadır.
Elmalılı’nın talebesi, hocasının Türkçe tefsir vazifesinin kendisine verilmesinden dolayı çok sevindiğini, neşredileceği zamanı sabırsızlıkla beklediğini ifade ederek mektubuna başlamıştır. İstanbul’da olmadığı için kendisini ziyaretten mahrum kaldığını, mektup yazmayı da ihmal ettiğini, aldığı görevleri ve son olarak Garbi Karaağaç’a belediye reisi olduğunu, lâkin dâvâ vekâleti ile meşgul olmak istediğini, Şehzade Camii’nin kubbesi altındaki feyizli dersleri tamamlayamadığını ifade ederek, hocasına dua ile mektubunu tamamlamaktadır.