İsmail Hakkı Erzurumî’nin Mektupları
İsmail Hakkı Efendi hakkında arşiv ve belgelerde herhangi bir bilgiye rastlanılamamıştır. Elmalılı’ya yazmış olduğu mektuplardan Erzurûmî mahlasını kullanmasından Erzurum’lu olduğu ve Elmalılı’nın talebelik arkadaşı ve aynı zamanda eniştesi Abdülfeyyaz Efendi için “biraderim” ifadesini yazmasından, Abdülfeyyâz Efendi’nin kardeşi olduğu anlaşılmaktadır.
İsmail Hakkı Efendi, Elmalılı’ya biri 19 Cemâziyelâhir 1345/25 Kasım 1926 tarihli, diğeri 27 Receb-i Şerif 1345 (31 Ocak 1927) tarihli olmak üzere iki mektup yazmıştır. İsmail Hakkı Efendi’nin siyah mürekkepli kalemle, çizgisiz nohûdî kağıda yazdığı mektup 14x21,5 cm ebatlarındadır. İsmail Hakkı Efendi, Elmalılı’ya muhabbet ve hürmetlerini ifade ile ilk mektubunda hasta olan Abdülfeyyaz Efendi’yi ziyaret ettiğini, Elmalılı ile alâkalı hâtıraları zikrederek sohbet ettiklerini bildirmekte, kendisinin gün be gün iyileştiğini müjdelemekte ve müminlerin kalplerini nurlandıracak diye vasfeylediği Regâib Gecesi’ni tebrik etmektedir. Elmalılı’nın ailesinden de rahatsız olanlara âcil şifâlar dilemektedir.
İsmail Hakkı Efendi’nin yazdığı 27 Receb-i Şerif 1345 (31 Ocak 1927) ikinci mektupta birinci mektup gibi siyah mürekkepli kalemle, çizgisiz nohûdî kağıda yazılmış olup, mektup 14x21,5 cm ebatlarındadır. Mektup, Mirac Gecesi’ni tebrik ile başlamakta, Abdülfeyyaz Efendi’nin hastalığı müddetince ilk defa evden çıkarak kendilerine teşrif ettikleri bildirilmekte, Elmalılı’nın kız kardeşi ve Abdülfeyyaz Efendi’nin hanımı olan Şerife hanım ve kızı Fatıma Hanım’ın âfiyetleri ile oğlu Emin’in muvaffâkiyetleri haber verilmektedir.
Sonuç
Elmalılı, 1905 yılı ile 1922 yılları arası 17 yıl ilmî, fikrî ve siyasî çok aktif geçirdiği dönem sonrası, 1922 yılında Ankara İstiklâl Mahkemesi’nde idamla yargılanmış ve berâat etmiş, vefatı olan 1942 yılına kadar münzevi bir hayat yaşamıştır. Münzevî yaşadığı yıllarına ait mektuplaşmalarından, onun arkadaşları ve ailesi ile olan irtibatlarını devam ettirdiği, kendisinin devamlı ziyaretçilerinin olduğu, farklı konularda ilim ve fikrine müracaat edilen seçkin bir mevkide bulunduğu anlaşılmaktadır. Elmalılı’nın çevresiyle ve akrabalarıyla olan mektuplaşmaları toplamda on altı mektup ve yirmi altı sayfadan ibarettir. Elmalılı’nın çevresiyle yaptığı mektuplaşmaları yedi adet olup, Elmalılı’nın Mehmet Akif’e yazdığı mektup dışındakilerin hepsi tarihlidir. Bu mektupların en erken tarihlisi 1926 yılında Garbi Karaağaç (Acıpayam) Belediye Reisi’nin yazdığı mektup olup, en geç tarihlisi 1937 yılında Muallim Vahyi’nin yazdığı ikinci mektuptur. Yedi mektuptan ikisi Elmalılı’nın, Mehmet Akif ve Prenses-i Abbas Halim Paşa’ya yazmış olduğu mektuplar olup, diğerleri Elmalılı’ya yazılan mektuplardır. Mektupların ifadelerinden anlaşılacağı üzere Elmalılı’nın Mehmet Akif’e yazdığı mektup ile Necâti Efendi’nin Elmalılı’ya yazdığı mektuplar cevâbi mektuplardır.
Elmalılı’nın akrabalarıyla olan mektuplaşmaları toplam dokuz adet mektuptan ibaret olup, hepsi Elmalılı’ya yazılan mektuplardır. Kızının yazdığı tarihsiz kısa tebrik tarzındaki mektup dışındaki mektupların hepsi tarihlidir. Mektupların en erken tarihlisi İsmail Hakkı Erzurûmî’nin 1926 yılında yazdığı mektup olup, en geç tarihlisi ise kardeşi Mahmut Bedrettin Yazır’a ait 1939 tarihli mektuptur. Elmalılı’ya ailesi ve akrabaları tarafından duyulan derin saygı ve muhabbet, yazılan mektuplardaki kullandıkları hitap ve ifadelerinden anlaşılmaktadır. Söz konusu mektuplarda, birbirleriyle ilişkilerinin çok sıcak olduğu ve her türlü gelişmeden birbirlerini haberdar ettikleri anlaşılmaktadır. Elmalılı’nın babası Numan Efendi’nin kendisine ait el yazması defterinde, “Ferzend-i ercümendim Hâfız Hamdi Efendi’nin 27 Şa’bân 1324 (16 Ekim 1906) tarihli mektubunda muharreren kaside-i nadîdeleridir” notu ile oğlu Elmalılı’dan gelen mektuptan bahsetmesinden, Elmalılı’nın İstanbul’daki talebelik yıllarında Antalya’nın Elmalı ilçesinde yaşayan ailesine mektup yazdığı anlaşılmaktadır. Elmalılı’nın talebelik yıllarında yazdığı mektuplar ile bu yıllarda kendisine gelen mektuplar metrukâtında bulunmamaktadır. Elmalılı’nın annesi, babası ve kardeşleri 1908 yılında Elmalılı’nın daveti üzerine İstanbul’a taşınmışlar, anne ve babası vefat edinceye kadar Elmalılı’nın yanında kalmışlardır. Elmalılı’nın ailesi ve yakın akrabası ile İstanbul’da yaşamaları, tayinler, çocuklarının yüksek tahsili ve daha sonra devlet görevleri ve siyasi hayatları ile nihayete ermiş ve mektuplaşmalar bu dönemde yazılmaya başlamıştır.
Elmalılı, yaşadığı dönemde ilmî birikimi, aldığı resmî görevler, farklı konularda verdiği yüksek tahsil dersleri sonucu geniş bir kitle ile temasta bulunmuş, öğrencilerinin, ilim, sanat, edebiyat ve irfan ehlinin kendisini sık sık ziyaret ettiği ve istişarede bulunduğu bir şahsiyet olarak, farklı alanlara ve çevrelere etki etmiştir. Gerek yurtiçinde ve gerekse dünyanın farklı coğrafyalarında bulunan ilim ehlinin kendisine gösterdikleri rağbet ve fikirlerine verdikleri önem, kendisine yazılan mektuplarda ifade edilmekte ve bu etkileşimin yazılı olarak da devam ettiği görülmektedir. Elmalılı’nın, 1908-1924 yılları arası Beyânü’l-Hak, Sırât-ı Müstakîm, Sebîlü’r-Reşâd, ve Cerîde-i Milliye’de yayınlanan, ilmî, siyâsî, edebî ve felsefî alanlarda kaleme aldığı makaleleri, Cenab Şehabettin’in gazetelerde yazdığı köşe yazılarına verdiği cevapları, onun gündemi ve basın ve yayını yakından takip ettiğini göstermektedir. Mektuplaşmalardan anlaşıldığı üzere Elmalılı gazete ve mecmualarda çıkan köşe yazılarını okumakla birlikte, talebeleri ve arkadaşlarıyla bu yazılar üzerinde değerlendirmeler yapmaktadır.
----------------------------------------
Mektup defterde mevcut değildir.
Torunu Mehmet Hamdi Yazır Özel Arşivi.
Torunu Mehmet Hamdi Yazır Özel Arşivi.