Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) vahiy gelmeden önce okuma yazma bilmediği Kur’ân-ı Kerîm ile sabittir. Ankebût sûresi 48. Âyet-i kerimede bu konu şöyle açıklanır:
“Bu Kur’an sana vahyedilmeden önce, sen herhangi bir kitap okuyor veya kendin böyle şeyler yazıyor değildin. Bugüne kadar içlerinde yaşadığın Mekke halkı, senin okuyup yazmadığını biliyorlardı. Eğer öy
le olsaydı, Kur’an mesajını iptal etmeye, çürütmeye çalışan batıl peşinde koşan inkârcılar, “Sen bunları öncekilerin kitaplarından öğrendin!” diyerek, Peygamberliğin hakkında şüpheye düşebilirlerdi.”
Rasûlüllah’ın (s.a.v.) okuma-yazma bilmediği bütün âlimler tarafından görüş birliği ile kabul edilmektedir. Tahsil görmemiş bir ümmî iken Kur’an-ı Kerîm gibi bir kitap getirmiş olması onun bir mûcizesi kabul edilir. Peygamberimiz (s.a.v.) hiçbir âlimden ders almamış, hiçbir kitap okumamış, hiçbir ilim meclisinden bir şey öğrenmemiş; bir kelime de olsa yazı yazmamıştır. Fakat Peygamberimiz (s.a.v.) ümmiliğiyle beraber bütün ilimlere vâkıftı, Allah’ın keremyile bilmediği bir şey yoktu. Ona her şeyi öğreten Rabbiydi.
Peygamberimiz (s.a.v.) İslâmı anlatmaya başladıktan sonra hiç kimse çıkıp da “Falan meseleyi ona ben anlatmıştım, ben öğretmiştim.” diyememiştir.
Peki Allah, Peygamberimiz’e (s.a.v.) “OKU” emrini indirince, Peygamberimiz (s.a.v.) okumayı öğrenmeye başlamış mıdır?
Cevap kesinlikle “Hayır” dır. “OKU” emri Peygamberimiz’e (s.a.v.) “kitap okumayı öğren” anlamında gelmemiştir.
Nitekim Peygamberimizin (s.a.v.) peygamberliğinin 18. yılında, ,628 tarihinde vuku bulan Hudeybiye Antlaşması bu konuyu açıklığa kavuşturmaktadır. Hudeybiye Antlaşması’nda, Hz. Ali (r.a.) antlaşma metnini yazarken antlaşma metninin başına “Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla” ifadesini yazacağı sırada Mekkeliler adına antlaşmada bulunan Süheyl b. Amr, Rahman sıfatına karşı çıktı ve “Allah’ım senin isminle” yazmasını söyledi. Bu ifadeyi kabul eden Rasulullah (s.a.v.), Hz. Ali’ye (r.a.): “Allahım senin isminle” yaz, dedi. “Bismillahirrahmanirrahim” yerine “Bismikellahümme” yazıldı. Devamında Rasulullah (s.a.v.), Hz. Ali’ye (r.a.): “Bu, Allah’ın Rasulu Muhammed ile Süheyl b. Amr’ın yaptığı barış sözleşmesidir” diye yazmasını söyledi. Bu ifadeye de karşı çıkan Süheyl b. Amr, kendisiyle muhalefet etme sebebinin Rasulullah yani Allah’ın Rasûlü sıfatından kaynaklandığını söyleyip, babasının ve kendisinin isminin yazılmasını istedi. Rasulullah (s.a.v.) bu ifadeyi de kabul ederek, Hz. Ali’ye (r.a.) “Allah’ın Rasûlü Muhammed” ifadesini silmesini ve yerine “Bu Muhammed b. Abdullah’ın Süheyl b. Amr ile yaptığı barış sözleşmesidir” diye yazmasını söyledi. Hz. Ali (r.a.) “Allah’ın Rasûlü Mıuhammed” kısmını nasıl silerim deyince, Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Ali’ye silinecek kısımdaki yazının yerini kendisine göstermesini istedi ve kendi eliyle orayı sildi.
Bu hadiseden anlaşılacağı üzere Peygamberimiz’in (s.a.v.), “OKU” emrinin gelmesinden 18 yıl geçmesine rağmen okumayı bilmediği anlaşılmaktadır.