Mevsim yaz ve tatil gündemde, dolayısıyla turizm konusu güncel…
Bu yazımızda kitle turizmine değilse de bir kez daha kırsal turizm konusuna yer vermek istedim. Son 20 yılda yurt-içinde ve özellikle yurt dışında katıldığımız kongrelerde de yandan takip etme fırsatı bulduğumuz ve Kırsal Turizm Gönüllüleri Grubunu kurarak farkındalık oluşturmaya çalıştığımız kırsal turizm ve ilgili diğer alternatif turizm alanlarında önemli birikim elde ettiğimizi düşünüyorum. Tabii konuyla ilgili yazıp sunduğumuz ilk bilimsel bildirinin üzerinden neredeyse yirmi yıl geçmiş bulunuyor ve hala makale ve bildiri yazmaya ve sunmaya devam ediyoruz. Bunun yanında doğal olarak literatür takibini de ihmal etmiyoruz.
Turizmde nicel gelişmeler
Küresel turizm endüstrisi 1,3 trilyon dolarlık bir ekonomik hacme ulaşmış bulunuyor. Burada önem sırasına göre; kültür turizmi, sağlık, mutfak, ekolojik, spor, seyahat ve tarım turizmi sıralanmaktadır. Kırsal alanla ilişkili turizm türlerinin gelişme içinde olduğu görülmektedir. Bu kapsamda Dünya turizm endüstrisi her yıl ortalama %5 kadar artmaktadır ve halen gelişmekte olan ülkelerin dünya turizminden aldığı pay %30 kadardır. Söz konusu bu payın 2030 yılında %57’e yükselmesi beklenmektedir. Bu ise; gelecek 10 yılda gelişmekte olan ülkelerin dünya turizm pastasından daha büyük pay alacağını göstermektedir.
Türkiye 2003 yılında 13 milyon yabancı turist ağırlarken 2018 yılında turist sayısında 2 kat artış sağlamıştır. Buna göre Türkiye son 10 yılda turist sayısını 15 milyon artırarak toplam turist sayısını 39,5 milyona (buna yurt dışında ikamet eden 6,6 milyon vatandaş da eklendiğinde toplam turist sayısını 46,1 milyona), turizm gelirini ise 29,5 milyar dolara çıkararak başarı hikayesini devam ettirmektedir. Yine Türkiye dünya turizm gelirleri bakımından 14. Sırada iken, turist sayısı bakımından 8. sıradadır. Aynı şekilde Türkiye Turizm Stratejisi 2023 Eylem Planı çerçevesinde; 2023’te 63 milyon turist, 86 milyar dolar dış turizm gelirine ulaşmayı ve halen turist başına 647 dolar olan kişi başına ortalama harcamanın 1350 dolara çıkarılımasını hedeflemiştir. Yine 2023 Eylem Planı’nda ortaya konulan vizyonda; ”Sürdürülebilir turizm yaklaşımının benimsenerek istihdamı artırmak, bölgesel gelişmede turizmin öncü bir sektör konumuna ulaştırmak, uluslararası pazarda turist sayısı turizm geliri bakımından ilk beş ülke arasında yer almak ve turizmde Türkiye’nin uluslararası bir marka haline getirmek” gibi önemli konular yer almaktadır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşıldığı gibi; Türkiye 2023 Turizm Strateji Belgesi ile gelişim ve sürdürülebilirlik konusunu bir takvime ve sistematiğe bağlamış bulunuyor. Bu kapsamda kitle turizmi yanında alternatif turizm alanlarında gelişme elde etmek konusu önemli stratejiler arasında yer alıyor ve bu amaçla önemli teşvikler ve destekler sunulmaya devam ediyor.
Türkiye için bundan böyle turizmdeki başarıyı kalıcı kılmak ve elde edilen başarıyı sürdürülebilir kılmak için nicel gelişmeleri nitel değerlerle ilişkilendirmek en önemli hedef olmak durumundadır.
Neden Kırsal Turizm ?
Günümüzde kırsal alan, ekolojik ve köy yaşamı, yerel kültü r, doğa, dağ ve su kaynakları, yaban hayatı ve av ve benzeri alanlar turizm için önemli konular arasında yer almaktadır. Bu amaçla dünyada kırsal alanlarını iç dış turizme açarak önemli merkezler haline gelen ülkeler bulunmaktadır. Özellikle kırsal alana yönelik yürütülen turizm faaliyetleri kırsal kesimde yaşayanlara önemli olanaklar sunması ilgiyi artırmaktadır. Hatta ABD'de turizm en büyük üçüncü endüstri olarak kabul edilmekte ve kırsal Amerika’yı yeniden canlandırmak için kırsal turizmden yararlanılması üzerinde önemle durulmaktadır. Yine hızlı kentleşme ve profesyonel iş hayatının büyük toplum kesimlerini etkisi altına alması nedeniyle, özellikle büyük kentlerde yaşayan ve kırsal alana ilgi duyanlar, bu özlemlerini alternatif turizm hareketlerine ve dolayısıyla kırsal turizm faaliyetlerine katılmaktadırlar. Bu durum kırsal turizmin çok önemli bir potansiyel olduğu hakkında bilgi vermektedir. Tabii ki; bir yandan kırsal turizmin kalkınmaya olan etkisini artırmak yönünde çalışırken diğer taraftan mevcut kaynakların sürdürülebilir kullanımı konusunda hassasiyet göstermek gerektiğini unutmamak gerekiyor.