Kırsal alanda her unsuruyla yaşamın devamı konusu yani kırsal nüfusun kendi yerleşim alanlarında yaşamını sürdürmek isteğinin sürdürülebilir kılınması tarım politika ve dolayısıyla kırsal kalkınma için en önemli başlıklar arasında yer almaktadır. Avrupa Birliği üyesi ülkelerde Yeni Ortak Tarım Politikası Ağı çerçevesinde konu sistematik bir biçimde ele alınmakta ve incelenmektedir. Buna göre 2021 yılında 27 AB üyesi her ülke yeni ortak tarım politikasına uyumlu olacak şekilde yeni stratejik planlarını oluşturmuşlardır. Dolayısıyla Türkiye gibi aday üye konumundaki ülkeler de ortak tarım politikası stratejik planları oluşturmaya başlamışlardır. Söze konu stratejik planda kırsalda yaşanabilirliğin artışı, daha açık bir ifadeyle kırsalda sürdürülebilir bir yaşam döngüsünün inşa edilmesi hususu sosyo-kültürel, ekonomik ve çevresel boyutlarıyla kırsal yaşamı merkeze koymayı ve tartışmayı gerektirmektedir.
Yaşanabilirlik neyi ifade ediyor?
En kısa ve net ifadeyle yaşanabilirlik, yaşanılan yerden memnuniyeti ifade etmektedir. Esasen yaşanan yerin kır-kent olmasına bakmaksızın yaşanabilirlik; yerleşim yerinin uygun alt ve üst yapıya sahip olmasını, güvenlikli barınma alanlarını, yüksek hizmet standartlarını ve bunlara ulaşmayı, ekonomik yeterliliği kapsamakta olup, sürdürülebilirliğe odaklanmış çevre dostu bir yaklaşımı ifade etmektedir.
Kırsalda Yaşanabilirlik
Kırda yaşanabilirlik konusu çoklu değişkenlerin ele alınmasını gerektirmektedir. Çünkü kentin sunduğu imkanlar, konfor ve diğer şartlarıyla kırın şartlarını eşitlemek çok kolay değildir, hatta mümkün değildir. Bu söz konusu olsaydı ve kırda yaşayan nüfusun beklentilerini karşılamak mümkün olsaydı, yaşanabilirlik konusunu tartışmak oldukça kolay olurdu. Esasen kır ve kent arasında fiziki ve ekonomik şartlar yanında sosyal psikoloji yani sosyal çevre, duygusal bağlar, inanç, beklenti ve hedefler gibi davranışı etkileyen karmaşık konular nedeniyle önemli farklılıklar bulunuyor. Dolayısıyla aynı düzlemde olamayan iki yapıyı iki insan grubunu dikkate alarak süreci değerlendirmek gereklidir.
Yaşanabilirliğin Geliştirilmesi
Her ülkenin şartları farklılıklar gösterse de; kırda yaşanabilirliğin geliştirilmesi için mutlaka özel politikalara ve doğru belirlenmiş stratejilere ihtiyaç vardır. Örneğin Avrupa Birliği üyesi Almanya’ya bakıldığında Almanya; tarım işletmelerinin yani çiftliklerin rekabet edebilirliğini sürdürülebilir kılmaya ve işletmelerin dayanıklılığının artırılmasına odaklanmıştır. Yine doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına ve iklim değişikliğine karşı önlemlere, bilgi transferi ve yeniliklerin yaygınlaştırılmasıyla kırsal alanda yaşam kalitesini artırmayı hedeflemiştir. Bu kapsamda Almanya, ülkedeki bölgelerin özelliklerini de dikkate alarak ulusal ve bölgesel unsurları birleştiren bir strateji oluşturmuş ve ülke genelinde çiftçilere etkili ve adil bir destek yaklaşımı ile sürecin yönetilmesini benimsenmiştir. İtalya’da bir strateji olarak; farklı kırsal bölgelerdeki çiftçileri yeterli gelirle buluşturmak ve çiftçileri olumsuz iklim olaylarından korumak, tarımın çevre üzerindeki etkisini azaltmak ve emeğin karşılığını vererek kırsal alanlarda yaşam kalitesini iyileştirmek benimsenmiştir.
Sonuç itibariyle Türkiye; Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasından haberdar olarak, söz konusu ortak tarım politikasına uyumlu olacak şekilde yeni stratejilerini belirlemektedir, belirleyecektir. Bu kapsamda Türkiye ile iklimsel ve coğrafi olarak benzer olan İspanya, İtalya ve diğer ülke örneklerini ve tabi ki; kendi şartlarını ve gelecek vizyonunu dikkate alarak; üretim planlaması ekseninde kaynak kullanım etkinliğini ve sürdürülebilirliği merkeze alarak rekabetçi bir tarım sektörü oluşturacak şekilde stratejiler geliştirecektir. Dolayısıyla her halükarda Türkiye, Avrupa Birliği üyesi tüm ülkeler gibi gıda güvenliğini sağlamak için, yerel ile ilişkilerini rasyonel ve nesnel parametrelere bağlayarak kırsalda yaşamın sürdürülebilirliğini artırmak yönünde süreci planlamak ve uygulamalarını buna göre planlayarak çalışmaya devam edecektir.