Bazı ürünler vardır, belirli iklim kuşaklarında yetişir. Bu ürünlerden bazıları yetiştirildiği bölgelere göre farklı özelliklere ve niteliklere sahip olarak diğer üretim bölgelerinde yetiştirilen ürünlere göre farklılık arz eder. Öyle ki; yetişme bölgesindeki hakim rüzgarlar, toprak yapısı, mikro-klima özellikleri onu diğer bölgelerde yetiştirilenlere göre daha değerli, daha önemli kılar. Yerel olarak tanınır, bilinir, yüksek değer atfedilir, farklı fiyattan değerlendirilir. Eğer bir de söz konusu ürünün tat, aroma ve görünümü üretim ve tüketim kültürüyle özdeşleşir ve özgünleşirse evrensel düzeyde kabul gören yöresel bir değer olarak öne çıkar. Ürün yerel düzeyde zaten bir markadır, ulusal düzeyde tanınırlığı yüksektir ve uluslararası düzeyde ise marka olmak yönünde potansiyeli ifade eder.
Bu anlatım bizi “Coğrafi İşaret” konusuna götürmektedir. Çünkü coğrafi işaret(geographical indication) bilinen bir niteliğin, unvanın veya ayırt edici bir özelliğin bulunulan bölge ile özdeşleşmesiyle ortaya çıkan ürünü ifade etmektedir.
Coğrafi İşaret neye işaret ediyor?
Türkiye’de son 10 yılda tescil almış coğrafi işaretli ürün sayısı yaklaşık 4 kat artmıştır. Bu dönemde coğrafi işaretin önemi konusunda farkındalık artmış ve gelişmeler kayda değer hale gelmiştir. Buna rağmen coğrafi işaret alabilecek ürün sayısının yaklaşık yüzde 20’si tescil almış durumdadır. Dolayısıyla halen yüzde 80 oranda bir coğrafi işaret alma kapasitesi daha bulunuyor. Konuyla ilgili en çok bilinen örnekler olarak Aydın inciri, Malatya kayısı, Finike portakalı, Çorum leblebisi ve Antep baklavası verilebilir. Pekala bunlara Manavgat susamını da ekleyebilir miyiz? Kesinlikle evet!
Manavgat’ta Susam Kültürü ve Ekonomisi
Manavgat Susamı coğrafi işarete sahip olabilecek en önemli adaylar arasında yer alıyor. Yukarıda belirtilen hemen tüm gereklilikleri yerine getirme niteliliğine sahip olan Manavgat susamı için coğrafi işaret tescil başvurusu C2014/064 nolu dosya ile 15 Ağustos 2014 tarihinde yapılmıştı ve 2019 yılı içinde ise tescil edilmesi bekleniyor.
Manavgat’ta susam tarımının ve kültürünün 500 yıldan fazla bir dönemi ifade etmekte olduğu tarihi kayıtlarda yer alıyor. Hatta Manavgat susamı “Altın Susam” olarak bilinmekte ve 15'inci yüzyılda Osmanlı saray mutfağının önemli bir ürünü durumundadır. Susam; üretim ve mutfak kültürü yanında susam işleme (tahinhane) tesislerinin varlığıyla ticari olarak da değerli bir ürün olarak yer almıştır.
Günümüzde de Antalya Türkiye susam üretiminin yaklaşık yüzde 20’sini üretiyor. Antalya’da üretilen susamın yüzde 80’ni ise Manavgat’ta yetiştiriliyor. Ancak susam rakip ürünlerle rekabet edememesi ve yeterli desteklerle teşvik edilememesi nedeniyle ekim alanları azalmaktadır (Bu konuyu önemi nedeniyle ayrı bir yazımızda ele almak uygun olacaktır.) Susam ve susamdan elde edilen ürünlerin tüketiminin yurt içinde yaygın olması, üretimin tüketimi karşılayamamasına yol açmaktadır. Yaklaşık üretimi 20 bin ton olan susam üretimi, toplam yurt içi ihtiyacın yüzde 10-15 kadarını karşılayabilmektedir. Bununla ilişkili olarak yaklaşık yılda 200 milyon dolarlık susam ithalatı yapılmaktadır. Bu kapsamda Manavgat susamının coğrafi işaret alabilecek nitelikte kendine özgü lezzet ve yağ içeriğine sahip değerli bir ürün olması son derece önemlidir ve bunun yanında susam üretim ve tüketim kültürünün varlığı Manavgat ve Antalya’nın susamdan vazgeçmemesini gerekli kılmaktadır. Bölgede susam tarımının geliştirilmesi için; susam üreticiliğinin alternatif geçim kaynağı olma potansiyeli üzerinde önemle durmak ve üretim alanlarının artırılmasına yönelik kapsayıcı politikalar önemli olacaktır.