Planlı kalkınma dönemine geçtiğimiz 1963 yılında Türkiye’nin turizm sektörü geliri yaklaşık 8 milyon dolardır ve milli gelire(GSMH) katkısı ise binde 1’dir. Bu katkı 1980’de binde 6, 1990’da yüzde 2, 2000 ve 2017 yıllarında ise yüzde 3’e yükselmiştir. Milli gelir ve turizm gelirleri birlikte ele alındığında, turizmin milli gelire katkısı mutlak ve oransal olarak artmaktadır. Özellikle 2000’li yıllarda turizm gelirleri 3 kattan fazla artış göstererek 30 milyar doların üzerine çıkmıştır. Türkiye turizmde yakaladığı gelişme ivmesini sürdürülebilir kılmak üzere çalışmalar yürütmektedir.
Bu kapsamda turizmin ülke ekonomise katkısını sürdürülebilir kılmak üzere Türkiye turizm strateji belgesi hazırlanmış ve turizmde yeni bir ufuk, yeni bir vizyon tanımlanmıştır. Söz konusu belge ile bir bakıma gidilen yoldan ziyade varılacak noktaya odaklanılmıştır. Dolayısıyla 2023 turizm vizyonu sonuç odaklıdır ve iddialı bir metindir. Söz konusu 2023 turizm vizyonu; “Sürdürülebilir turizm yaklaşımının benimsenerek istihdamın artırılmasında ve bölgesel gelişmede turizmin öncü bir sektör konumuna ulaştırılması ve Türkiye'nin 2023 yılına kadar, uluslararası pazarda turist sayısı ve turizm geliri bakımından ilk beş ülke arasında önemli bir varış noktası ve uluslararası bir marka haline getirilmesinin sağlanmasıdır.” şeklinde ifade edilmiştir.
Marka Şehir Antalya
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Antalya turizmin en önemli aktörü durumundadır. Antalya’nın bu rolünün devam etmesi için Türkiye 2023 Turizm Strateji Belgesi önemli imkanlar sağlamaktadır. Bu çerçevede söz konusu belgede “Kentsel ölçekte markalaşma stratejisi kapsamında “ŞehirTurizmi’nin geliştirilmesi” kapsamında yer verilen ilk 4 il arasında bulunan Antalya, bu ayrıcalığı büyük bir kazanca dönüştürecek güce ve yeterliliğe sahiptir. Bu yönüyle Antalya Türkiye’nin ilk Marka Şehirleri arasında bulunmaktadır ve bu ayrıcalığın kamu, özel ve sivil toplum kuruluşlarınca dikkatle değerlendirilmesi gerekmektedir.
Turizm Stratejisi Belgesinde Marka Şehirler
Turizm Stratejisi Belgesi özellikle turizmde sürdürülebilir bir gelişme için “markalaşma” konusunu öne çıkararak “uluslararası ve ulusal pazarlarda net bir Türkiye imajının oluşturulması yönünde orta ve uzun vadeli politikalara olan ihtiyaca vurgu yapmıştır.
Bu çerçevede kentsel ölçekte bir markalaşma stratejisi geliştirilmiş ve “zengin kültürel ve doğal değerlere sahip kentlerin markalaştırılarak, iç ve dış turistler için çekim merkezi haline getirilmesi” üzerinde durulmuştur. İlk olarak İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya’nın “şehir turizmi” ile buluşturulmasına yönelik
çalışmalara odaklanılması gerektiği ifade edilmiştir. Bununla birlikte Amasya, Bursa, Edirne, Konya, Kütahya, Manisa, Nevşehir, Trabzon, Sivas, Mardin, Şanlıurfa, Gaziantep, Hatay ve Kars illeri “kültür
turizminin geliştirileceği marka şehirler” olarak açıklanmıştır. 2010 yılndan sonra ise Kalkınma Ajanslarının marka şehir konusuna yönelik olarak destek vermeye başlamaları önemlidir. Turizm Stratejisi Eylem Planı ve 9.Kalkınma Planı ile aynı dönemi (2007-2013) kapsamaktadır ve uyum söz konusudur. Burada marka şehir olmak yönünde etkili faktörler üzerinde durmak doğal bir gerekliliktir. Tarih, kültür, dünya mirası, mimari, tabiat, tarım, orman, kır, tabiat, tarım, turizm, yerel ve geleneksel yaşam gibi değerlerin önemli olduğu açıktır.
İmaj ve Markalaşmada ve Dünya Mirası Etkisi
Turizmde marka olmak ancak güçlü bir imajın oluşturulmasıyla mümkün olabilir. Burada uluslarası düzeyde kabul gören değerlere sahip olmak önemli bir avantajdır. Bilindiği gibi Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) 1972 yılında “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme”yi kabul etmesiyle başlayan süreç bugün “DÜNYA KÜLTÜR VE DOĞA MİRASI” listesinin oluşmasını sağlamıştır. Halen UNESCO Dünya Mirası Komitesi tarafından belirlenen Dünya Mirası Listesi'nde Dünya Miras Alanı olarak 1092 miras ilan edilmiştir. Bunların 845’i kültürel, 209’u doğal ve 38’i karma miraslardır. Listede en yüksek dünya mirası alanı olan ülke İtalya’dır, bunu Çin takip etmekte olup, aynı değerlerle Almanya ve Fransa ise sonrasında gelmektedir. Bugün itibariyle Türkiye’nin ise halen Dünya Mirası listesinde 16’sı kültürel, 2’si karma olmak üzere (17 ilde) 18 miras alanı bulunmaktadır. Ancak bunlar dışında Türkiye’nin 70’in üzerinde Dünya Mirası geçici listede bekleyen alanı bulunduğunu da belirtmek gerekir(UNESCO,2018).
Bu durum Türkiye’nin bu alandaki yüksek potansiyelini göstermekte ve 2023 turizm strateji belgesinde yer alan imaj ve marka oluşturmak bakımından Türkiye’ye önemli avantajlar sunmaktadır. Özellikle Şehir Turizmi Geliştirilecek Marka Şehirler ve Kültür Turizmi Geliştirilecek Marka Şehirler" olarak belirlenen 18 ilden 10’unun UNESCO “Dünya Mirası” alanları (2 tanesi İzmir’de olmak üzere) bulunması tesadüfi değildir. Aynı şekilde marka şehirler olarak belirlenenen ilk dört ilden Ankara dışında, İstanbul, İzmir ve Antalya’nın “Dünya Mirası Listesinde eserleri bulunmaktadır.
Bu kapsamda Dünya Mirası alanı olan ancak Marka Şehirler arasında bulunmayan 7 ilin de Marka Şehirler kapsamına alınması Türkiye 2023 Turizm Stratejisine uygun olacak ve Marka Şehirler oluşturma stratejisine önemli yarar sağlayacaktır. Buna göre mevcut durumda Türkiye’nin UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan alanlar ve bu alanların bulundukları iller verilmiştir.
1. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (1985), Sivas, (Marka Şehir kapsamında)
2. İstanbul'un Tarihi Alanları (1985), İstanbul, (Marka Şehir kapsamında)
3. Göreme Millî Parkı ve Kapadokya (1985) (Karma Miras Alanı), Nevşehir, (Marka Şehir kapsamında)
4. Hattuşa: -Hitit Başkenti (1986) Çorum
5. Nemrut Dağı (1987), Adıyaman
6. Hieropolis-Pamukkale (1988) (Karma Miras Alanı), Denizli
7. Xanthos-Letoon (1988) , Antalya (Muğla) (Marka Şehir kapsamında)
8. Safranbolu Şehri(1994), Karabük
9. Truva Arkeolojik Alanı (1998), Çanakkale
10. Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi (2011), Edirne, (Marka Şehir kapsamında)
11. Çatalhöyük Neolitik Alanı (2012), Konya, (Marka Şehir kapsamında)
12. Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğunun Doğuşu (2014), Bursa, (Marka Şehir kapsamında)
13. Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı (2014), İzmir, (Marka Şehir kapsamında)
14. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı (2015), Diyarbakır
15. Efes (2015), İzmir, (Marka Şehir kapsamında)
16. Ani Arkeolojik Alanı (2016), Kars, (Marka Şehir kapsamında)
17. Aphrodisias (2017), Aydın
18. Göbekli Tepe (2018), Şanlıurfa
Sonuç ve Öneriler
İnsanlık için doğal, kültürel ve tarihsel bakımdan hazine değerinde eserlere sahip bir coğrafyayı ifade etmekte olan Türkiye, turizm strateji belgesine uygun olarak dünya genelinde turizmde olumlu ve talep gören bir Türkiye imajı ve Türkiye markası oluşturmak üzere çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. Tüm değerleriyle Türkiye, kitle turizminde bir cazibe merkezi olmanın yanısıra son yıllarda uluslarası kültür turizm hareketinin merkezi olmak yönünde de kararlı adımlarla yürümektedir. Bu yürüyüşte Marka Şehirler vizyonu önemli bir araç olarak ortada bulunmaktadır ve bu süreçte toplam kaliteyi oluşturan tüm ögelerle birlikte özellikle UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan eserlerin önemli işlev görmesi beklenmektedir. Bu nedenle dünya mirası listesinde eseri bulunan (ve gelecekte bulunacak) tüm illerin “Marka Şehirler” kapsamında değerlendirilmesi önemli olacaktır.
Bu çerçevede kentsel ölçekte markalaşma stratejisine yönelik olarak “Şehir Turizminin geliştirilmesi” kapsamında yer alan Antalya’nın sahip olduğu bilgi birikimi ve yetkinlikle, kendisine tanınan “Marka Şehir” ayrıcalığını doğru şekilde kullanacağı açıktır ve bu süreç Antalya’nın turizmdeki öncü ve lider konumunu sürdürmek yönünde önemli bir fırsat olarak tüm paydaşların katkısını beklemektedir.