Tarım ekonomisi alanı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde son derece önemli işlevler görme potansiyeline sahiptir. Özellikle tarımda gelişmiş ülkeler tarım teknolojisi yanında tarım ekonomisi alanında da önemli birikime ve gelişmişliğe dolayısıyla yetkinliğe sahiptir. Tarımın teknik bilim dallarının alana yönelik olarak ortaya koyduğu bulgular ancak tarım ekonomisi alanıyla ilişkilendirildiğinde anlam kazanmaktadır. . Aksi halde ortaya konulan bulguları içeren araştırmalar, tezler, makaleler en önemli dergilerde yer alsa da, kütüphane raflarını süslese de; alanda yani çiftçinin tarlasında, bahçesinde, serasında, ağılında karşılık bulamamaktadır. O nedenle tarımsal bulguların üretici şartlarına uygun ve bulguların üreticinin uygulama kabiliyetiyle uyumlu olması gerekir. Tabii burada salt bilim yapmak odaklı (purescience) fizik-kimya-biyoloji ve biyoteknoloji gibi ilgili araştırmaları dışında tutmak gerekiyor. Bu çerçevede bir ülkenin tarımının gelişmesi için iktisadi prensiplerin uygulama alanı bulduğu tarım ekonomisi alanındaki bilgiyle buluşturulması ve ilişkilendirilmesi olmazsa olmazdır.
Neler yapıyoruz?
Genel olarak serbest tarzdaki köşe yazılarımda tarım ekonomisi alanıyla ilgili konulara yer veriyor ve topluma yönelik görüş paylaşımında bulunuyoruz. Yine bazen de basından görüş istendiğinde yada Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere kamu ve özel kurumlar destek istediklerinde raporlar yazıp açıklamalar yapıyoruz.
Birkaç yazımızda tarımın saygınlığını hatırlatmak üzere; “Tarım ciddi iştir, romantizmi kaldırmaz” ve “Üniversitenin toplum rolü” gibi başlıklı yazılar kaleme almıştık. Bu çerçevede bu yazımızda yüksek sesle düşünerek ortaya koyduğumuz ve Tarım Bakanlığı ile de paylaştığımız bazı konuları sizlerle de paylaşmak istedim. Söz konusu düşünceler (proje konuları) aşağıda başlıklar halinde sıralanmış olup orta ve uzun vadede tarım sektörünün sosyo-ekonomik bakımdan gelişimini sürdürülebilir kılacak bazı önlemleri içermektedir.
- Tarım ciddi bir iştir ve uzmanlıkların oluşması önemlidir.
- Tarım danışmanlığının önemli ve sürdürülebilir hale gelmesi gerekir ve Bakanlığın Ziraat Odaları ve diğer üretici örgütlerine verdiği destekler gelişmeyi teşvik edici olarak doğru planlanmalıdır.
- Bakanlık teknik personelinin mesleklerini alanda çiftçiyle çalışarak yerine getirmeleri önemlidir.
- Üniversite ve lisans öğretiminde niteliğinin geliştirilmesi ve uygulamalı eğitimin öne çıkarılarak yetkin elemanların yetiştirilmesi gereklidir.
- İlgili fakültelerin v araştırma kuruluşlarının koordinasyonun sağlanması gereklidir.
- GAP Bölgesi örneğinden hareketle (Kalkınma Bakanlığı adına yaptığımız çalışmalardan bahisle) üretici örgütlerine dayalı yayım sisteminin geliştirilmesi üzerinde durulması uygun olacaktır.
- GAP bölgesinde sulama etkinliğinin sağlanmasının hayatidir. Harran ve Aşağı Ceylanpınar ovalarındaki genel sorunlara çözüm olacak çalışmalara önem verilmelidir.
- Tarım ürünlerinde kalite artışı ve markalaşma üzerinde durulmalı ve bu amaçla coğrafi işaretler ve organik tarım sertifikalı üretim üzerinde durulması gereklidir.
- Markalaşma konusunda süt ve peynir sektörü üzerinden örneklendirme yaparak, bu alanda ihracatın geliştirilmesi yönünde çalışılmalıdır.
- Yöresel ürünlerin değerlendirilmesi için küresel pazarda rekabet edebilecek araç ve yöntemlerin uygulanması gereklidir.
- Tarımda geleneksel yönetim anlayışından özellikle orta ve büyük ölçekli işletmelerde profesyonel işletmeciliğin benimsetilmesinin ve yaygınlaştırılması üzerinde durulmalıdır.
- Alternatif geçim kaynaklarının geliştirilmesinin kırdan kente nüfus akışını önleyeceği gerçeğinden hareketle, yeni geçim kaynakalrı oluşturulması üzerinde çalışılmalıdır.
Sonuca götüren öneriler
Türkiye’nin sosyal ve ekonomik bakımdan tarım sektöründen beklentileri büyüktür.Özellikle tarım sektörünün Türkiye’nin 2023 vizyonuna en yüksek katkıyı verecek bir anlayışla süreç içinde işlev görmesi büyük önem taşımaktadır. Bu sürecin başarıyla yönetilmesinde; işletme körlüğünü aşmış, çok yönlü ve çok disiplinli yapısıyla tarımı kavramış, küresel dinamiklerin farkında olan, sosyo-ekonomik ve çevresel hassasiyetleri dikkate alan, yerli ve milli bir anlayışa hizmet vermeyi görev edinen kadrolara ihtiyaç bulunmaktadır. Esasen söze konu nitelikli kadrolar bakanlıklarımızda, üniversitelerimizde ve özel sektörde bulunmaktadır. Sonuç itibariyle tarım sektörünün kendisindenbeklenen işlevleri yerine getirilebilmesi için; uzmanlıklara gereken önemin verilerek görevlendirmelerin uzmanlık alanlarına ve uzmanlık derecesine göre yapılması ve liyakatın değişmez bir kural olarak kurumsallaştırılması gerekiyor.