Yerel seçim tarihi yaklaştıkça Antalya siyasetindeki dalgalanmalar da ivme kazanıyor. Şuana kadar bu konuya pek giriftar olmadık, uzaktan izlemeyi tercih ettik. Konuşmak ve yazmak yerine gözlem yapmayı seçtik. Seçim süreçlerinin doğal yansımasıdır.
Malum, her kafadan bir ses çıkar, orta yerde sayısız isim dolaşır veya dolaştırılır. Kimileri (çoğunlukla) nabız yoklamadır. Ortaya atılan isimlerin halkta bir karşılığı var mı yok mu verilen tepkilerden ölçülür. Kimileri ise sadece seçim sonrası arpalıklardan nemalanmak isteyenlerin ‘isim yapma’ çabalarıdır. Zaman içerisinde bunlar sapır sapır dökülür zaten…
Kimileri ise sadece seçim dönemlerinde değil hep sahadadır. İşte bunlara en güzel örneklerden birisi Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’dür. Kepez’de ilk belediye başkanı olduğu günden bu yana makam yerine sokakta, sahada olmayı tercih eden, o günden bugüne halkla içi çe, omuz omuza olmaktan vazgeçmeyen Tütüncü’nün hemen her kesim tarafından bir yerlere yakıştırılıyor olmasının sebebi de işte budur. Tabi 3 dönemdir başkanlık yaptığı Kepez’de gerçekleştirdiği muhteşem dönüşümü de unutmamak lazım.
Kepez Belediye Başkanı ve dahi 31 Mart seçimlerinde Büyükşehir belediye Başkan aday adayı (ki, artık bunu duymayan/bilmeyen kalmadı) Tütüncü, dün gazetede misafirimizdi. Biz aklımıza geleni, kamuoyunun merak ettiği her şeyi sorduk, o da her zamanki naifliğiyle yanıtladı. Benim ilk sorum da (ki, kamuoyunda en çok merak edildiğine inanıyorum) Büyükşehir’e başkan adayı yapılmaması halindeki tavrının ne olacağıydı. Çünkü siyaseti yakından takip edenler bilir, son dönemlerde Büyükşehir’in önceki dönem belediye başkanı Menderes Türel’in de ismi aday adayları arasında ön sıralarda geçiyor. Daha doğrusu birçok isim zikredilse de bu iki isim en öne çıkıyor. Nihayetinde birisi Antalya’nın varoşlarını modern Kepez’e dönüştürmüş Hakan Tütüncü, diğeri Antalya’daki kalıcı bir çok eserde imzası bulunan, iki dönemlik başkanlığı sırasında gerçekleştirdiği projelerle zihinlerde yer etmiş Menderes Türel. Merak edilen ise bu iki isimden birinin aday yapılması halinde diğerinin tepkisinin ne olacağı. Bu durumun AK Parti’de bir kırılmaya, bölünmeye yol açıp açmayacağı. İşte bunu sordum Tütüncü başkana.
Verdiği cevap aynen şöyle; “31 Mart seçimlerinde AK Parti’nin adayı kim olursa olsun kazanır…”
Başka söze, yoruma gerek var mı ?
Yani demem o ki, son günlerde yaratılmaya çalışılan, “Hangisi aday olursa olsun AK Parti parçalanır. Birbirlerinin adaylıklarını kabul etmezler, birbirlerine düşerler’ mealinden algı çalışmaları beyhude…
AK Parti tüm unsurlarıyla ve motive şekilde hedefine adım adım ilerliyor.
Farklı beklentileri olanlara duyurulur…