Aragami oldukça eğlenceli bir gizlilik oyunu. Lince Works tarafından geliştirilen oyunda, oyuncular olarak gölgeleri manipüle etmek gibi doğaüstü yeteneklere sahip olan, geçmişi hakkında hiçbir şey hatırlamayan, intikamcı bir ruh olarak adlandırılan bir ninjayı kontrol ediyoruz. İntikamcı ruh kısmı bir takma ad falan değil gerçekten de ölümden döndürülmüş bir ruhuz oyunda.
Gölgelerin Efendisi
Aragami’nin kalbinde, çevrede gezinmek ve düşmanları ortadan kaldırmak için gölgelerin stratejik olarak kullanılmasına dayanan bir oynanış mekaniği yer almakta. Karakterimizin güçleri bunlarla sınırlı olmasa da çoğunlukla gölgelerden gölgelere ışınlanma ve aydınlatılmamış yüzeylerde kullanmamız için gölgeler oluşturma güçlerini kullanıyoruz. Gölgelerin stratejik olarak kullanılması kısmı önemli çünkü bir ruh olsak da yenilmez değiliz. Gölgeleri manipüle edebilen bir ruh olarak zayıf noktamız ışık ve düşmanlarımız da bunu bize karşı kullanmaktan çekinmiyor. Düşmanlara bodoslama dalmak büyük olasılıkla yok olmak demek. Gölgeleri kontrol edebilen bir ninja olarak akıllı olmalı, sayıca üstün düşmanları gölgelerden bir bir avlamalıyız. Oyunun en eğlenceli kısmı da bu zaten benim için. Çok havalı, oynanış mekanikleri olarak aynı olmasalar bile aklıma Batman Arkham oyunlarını getiriyor.
Ben Demiştim
Aragami’nin hikayesi pek de etkileyici değildi. Altını çizeyim kötü bir hikâye demek istemiyorum, sadece etkileyici değildi. En azından benim için. Bunun sebebi ise benim için biraz tahmin edilebilir bir tecrübe olmuştu. Yıllar önce oynadığımda “Şimdi şu olacak.”, “Şimdi de bu olacak.” gibi şeyler dediğimi ve haklı çıktığımda da “Ben demiştim.” dediğimi hatırlıyorum.