Frostpunk hakkında düşününce aklıma ilk gelen şey zor bir oyun olduğu. Şehir kurma ve hayatta kalma türlerini birleştiren bir oyun. Donmuş, kıyamet sonrası bir dünyada hayatta kalmaya çalışan insanlara liderlik etmeye çalışıyoruz.
Mükemmeliyetçilik ve Hayatta Kalmak
Zor bir oyun olmasının birkaç sebebi var. Bunlardan bir tanesi çoğu şehir kurma oyununun aksine ideal koşullarda gelişen bir şehir kurmak pek de mümkün değil. Asıl amaç mükemmel bir şehir kurmak değil, halkın hayatta kalmasını sağlamak. Bunu sağlamak için oldukça sınırlı kaynakların düzgünce yönetilmesi, insanların umut ve hoşnutsuzluk seviyelerinin dengede tutulması ve zor kararlar alınması gerekiyor. Hayatta kalmak hiç de kolay değil. Buzul çağına girmiş bir dünyada hayatta kalmaya çalışıyoruz. Bu nedenle oyun sıcaklığı merkezi bir mekanik olarak sunuyor. Oyun ilerledikçe sıcaklıklar ciddi şekilde düşüyor ve oyun giderek zorlaşıyor.
Zor Kararlar
Frostpunk, oyuncuları zor kararlar ile karşı karşıya bırakıyor. Ahlaki açıdan zor kararlar. Düzeni sağlamak için sert kanunlar uygulamak veya bireysel özgürlükleri çoğunluğun iyiliği için feda etmek gibi. Bu seçimler sadece şehrin işlevselliğini etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda halkın umut ve hoşnutsuzluk seviyelerini de etkiliyor. Hayatta kalmak ve insanlığımızı korumak arasında hassas bir denge ortaya çıkıyor. Oyundaki sunulan kararlardan birisi çocuk işçilere izin vermek ya da vermemek. İzin verilirse çalışan sayısı artıyor ve hayatta kalma olasılığı yükseliyor. İdealist davranılıp izin verilmezse halkın umudu yükseliyor ama hayatta kalmak zorlaşıyor. Zor bir karar.