Insomniac Games tarafından geliştirilen Sunset Overdrive hakkında düşündüğümde aklıma iki kelime geliyor. Parkur ve kaos. Kaos kelimesini kötü bir anlamda kullanmıyorum, eğlenceli bir kaos. Sunset City isimli kurgusal bir şehirde geçen oyun, oyuncuları bir enerji içeceği lansmanı sırasında bir anda mutantların şehri istila ettiği bir dünyaya bırakıyor.
Bir Oradayım Bir Buradayım
Oyunun benim için en eğlenceli yanlarından birisi şehirde gezmek oldu. Zaten oyunun geliştiricisi olan Insomniac Games ilerleyen yıllarda Spider-Man oyununu bizlere sundu ve orada da şehirde gezme kısımları benim için oyunun en eğlenceli yanlarından biri oldu. Kısaca demek istediğim bu bir tesadüf değil, şehirde gezmek üzerine eğlenceli mekanikler kurmayı bilen bir şirket Insomniac Games. Sunset Overdrive’a dönecek olursak, oyuncuların şehri oldukça çevik ve stilize bir şekilde dolaşmasına olanak tanıyan akıcı ve dinamik parkur mekaniklerine sahip olan bir oyun. Detaylandırmak gerekirse, elektrik kabloları ve korkuluklar gibi yüzeylerin üzerinde kaymak, duvarlarda koşmak, farklı farklı yüzeylerin üzerinde sanki bir trambolinmiş gibi zıplamak ve benzeri pek çok parkur mekaniğine sahip. Bu mekanikler birbirine oldukça güzel şekilde bağlanmış ve çok akıcı. Şehrin parkuru destekleyen dizaynını da ayrıca övmek lazım. Ortalık üzerinde zıplayacak, kayacak ya da koşacak yüzeylerle dolu ve bunlar parkurun akışını destekleyecek şekilde haritaya yerleştirilmiş. Oyun, düşmanlarla savaşırken bile yerinizde durmak yerine oradan oraya zıplamak, teller üzerinde kaymak gibi hareketler yapmaya teşvik edecek şekilde tasarlanmış ve bu çok eğlenceli. Kaotik ama eğlenceli.