Truva atı adını almalarının sebebi tarihi bir olay olan Odysseus’un tahtadan at maketi ile Truva surlarını geçmesidir. Savaş esnasında askerlerin bir kısmı bu at maketin içine girerler. Geri kalan askerler ise kaçmış gibi yaparlar ve geride bir asker bırakırlar. Geride kalan asker kaçan ordudan nefret ettiğini söyleyerek Troya halkını kandırır ve tahtadan atın surlardan içeri alınmasını sağlar. Daha sonra zafer kutlamaları sırasında atın içinde saklanan askerler dışarı çıkarlar ve kaleyi içeriden ele geçirirler. Bu tahtadan at maketi günümüzde Truva atı olarak pek çok insan tarafından bilinmektedir.
Özellikle adlarını aldıkları hikayenin de etkisiyle genelde “masum görünümlü zararlı yazılım” olarak insanların aklında yer etmektedirler ancak bu çok doğru bir tanım değildir çünkü her zararlı yazılım kullanıcıya masum gibi gözükmeyi hedefler.
Bu zararlı yazılımlar isimlerini aldıkları at maketinin hikayedeki kullanımı ile benzer bir şekilde çalışırlar. Truva atı yani trojan dediğimiz zararlı yazılımların temel özelliği sisteme bulaştıklarında kendisini üreten kişinin komutlarını yerine getirmek üzere sistemi bir nevi içeriden ona teslim etmektir. Tüm trojan türleri böyle olmasa bile genelde en sık rastlanan türleri budur.
Zararlı yazılımlar çoğunlukla sosyal mühendislik yardımıyla çeşitli teknikler kullanılarak kurbana bulaştırılır. Bu yüzden alınabilecek en büyük önlem internet ortamında bilinçli olmaktır. Girdiğiniz sitelerin adreslerini kontrol etmek ve şüpheli görünen sitelerden, kişilerden uzak durmak gerekir. İşletim sisteminizi, kullandığınız yazılımları güncel tutmak da önemlidir.