Kendimi bildim bileli, elimden geldiğince dürüst ve erdemli bir insan olmaya çabaladım. Başarılı oldum mu, olamadım mı, bunu yakın çevremde beni tanıyanlara sormak lazım. Çocuklarıma bırakabileceğim en büyük servetin bu olduğuna inandığım için hep ‘düz’ ve ‘düzgün’ insan olmaya çalıştım. Yalpa yapmadım, maske kullanmadım. Neysem o olmaya özen gösterdim hayatım boyunca…
Dürüstlük ve erdem yüce dinimiz İslam'ın öngördüğü insan tipinin temel özelliklerinden. Dolayısıyla niyette ve düşüncede, özde ve sözde, işte ve davranışta dürüst olup, her türlü sahtekarlıktan, riyadan sakınmak, dinimizin bir gereği. Toplumsal hayatta huzur ve barış, iş hayatında verimlilik vs., insanların birbirlerine dürüst davranmalarına bağlı. Ancak üzülerek ifade edelim ki, dürüst ve güvenilir insanların sayısı günümüzde bir hayli azaldı. Bu yüzden cana, mala, namusa yönelik saldırıların dozu her geçen gün biraz daha artıyor. Servetler yağmalanıyor, çekler senetler karşılıksız çıkıyor, piyasalar sahte ürün kaynıyor. Birçok alanda ciddi derecede ahlaki çöküş yaşıyoruz ne yazık ki…
Erdemli olmak demek, ahlaklı, güzel huylu olmak, egolardan arınmış, iyiliği ve doğruluğu ilke edinmiş olmak demek. Felsefik tanımıyla insanın ruhsal olgunluğa ulaşması demek. Erdemli olabilmek için öncelikle dürüst olmak gerek. Dürüst olmayan bir insan erdemli olamaz. Saygılı ve sevgi dolu olmak demek. Özünde saygı ve sevgi barındıran bir insan erdemin en önemli prensiplerinden birini tamamlamış demektir. Tevazu sahibi, yani alçak gönüllü olmak da gerek. Makamı veya parası büyüdükçe, küçülebilendir erdemli insan…
Erdem, insanı insan yapan değerlerin belki de en önemlisi. Tarihimiz, şerefiyle, onuruyla yaşamaktan asla taviz vermemiş, canını bu uğurda düşünmeden feda etmiş insanlarla dolu.
Günümüzde ise onurlu ve erdemli yaşamak maalesef bir meziyet olarak algılanıyor. Erdemli bir insan gördüğümüz zaman, takdir eder duruma geldik. Her gece yastığa başımızı koyduğumuzda, hayat içindeki duruşumuzla ilgili kendimizi sorgularsak, eksilerimizle, artılarımızla yüzleşebilirsek ve yaşadıklarımızdan dersler çıkartabilirsek, erdemli olmak için gereken gayreti de göstermiş olacağız.
Toplumun menfaatlerini kendi menfaatimiz olarak görebiliyorsak, erdemli ve onurlu bir insan
olmaya bir adım daha yaklaşmışız demektir.