Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekilliği seçimleri için geri sayım başlarken siyaset arenasında tansiyon giderek tırmanıyor.
Seçimlere her ne kadar 36 siyasi parti girecek olsa da, seçimin iki ittifak arasında geçeceği herkesin malumu.
Seçimin iki ana yarışmacısı Cumhur ve Millet ittifakları…
Bir diğer ifadeyle yarış, Recep Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında.
Ancak bu, işin görünen yüzü. Görünmeyen tarafı ise ittifak yapılanmaları. Her iki ittifakın içerisinde veya yanında yeralan partiler, bunların bağlantılı olduğu iddia edilen örgütler seçmenin kafasını bir hayli karıştırmış durumda. Bir ittifaka bölücü terör örgütü PKK ile ilintili olduğu öne sürülen HDP’nin açık desteği, diğer ittifakta bir zamanlar ‘domuz bağı’ ile meşhur cinayetlerin faili Hizbullah’ın siyasi uzantısı olduğu iddia edilen HÜDA-PAR’ın yeralmış olması nedeniyle seçmen adeta, ‘Kırk katır mı, kırk satır mı?’ dayatmasıyla karşı karşıya. Kafalarda soru işaretlerini artıran bu dayatma özellikle kararsız kitleleri olumsuz etkiliyor.
Bu durumun aslında parti liderleri de farkında. “PKK ile iş tutan, yanyana gelenin Allah belasını versin” diye haykıran İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener kararsız kitle üzerindeki bu olumsuz algıları değiştirmeye çalışırken, partneri Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitinglerinde açılan HDP bayrakları, PKK yöneticilerinin ‘destek’ açıklamaları bu çabayı anlamsız kılıyor.
Diğer taraftan rakibine oranla daha blok bir seçmen kitlesine sahip olan Cumhur İttifakı’nın zayıf karnı ise HÜDA-PAR. AKP İstanbul 3.Bölge 4.Sıra milletvekili adayı olan HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun yurtdışından yayın yapan bir TV’ye verdiği röportajda, “Şu anda Irak Kürdistanı, Türkiye Kürdistanı, Suriye Kürdistanı ve İran Kürdistanı diye farklı parçalar vardır. Gücümüz olsa da bu sınırları kaldırabilsek…” diyerek ‘Kürdistan’ hayalini ifşa etmesi, Millet İttifakı’nı bölücü mihraklarla iş tutmakla suçlayan Cumhur İttifakı’nı seçmen karşısında zora sokuyor.
Özetleyecek olursak, önüne konan ‘ya domuz bağı, ya Kandil’ seçeneklerinden daralan kararsız seçmen Muharrem İnce ve ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan’a yöneliyor. Özellikle gençlerin Sinan Oğan ilgilerini son zamanlarda sosyal medyada net bir şekilde görmek mümkün. Rahatsızlık sadece kararsız seçmenlerde değil. İttifaklar içerisindeki ‘milliyetçi-muhafazakar, devletçi’ kitleler de en az kararsızlar kadar bu durumu içine sindiremiyor. Dolayısıyla 14 Mayıs’ta sandıktan sürpriz bir sonuç çıkabilir. Kırk katırı da, kırk satırı da tercih etmeyenler sandıktan üçüncü bir seçeneği ortaya çıkarabilir.