Başlıktaki deyim, Anadolu’da halk arasında, hesapsız, kitapsız yapılan ve sonucu belli olmayan işler için kullanılır. Dün, ‘ulaşım’ konulu basın toplantısında Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i dinlerken bu deyim dilime takılıp durdu. Büyükşehir Başkanı, turizm kentinin kangren sorunu ulaşımla ilgili yaptıkları ve yapacaklarını sıralarken, ben de habire ‘öterse iyi düdük’ deyimini tekrarladım içimden. Böcek, Konyaaltı- Lara- Kundu arası 22 kilometrelik 5’inci etap raylı sistem projesini tamamlayıp izin için bakanlığa sunduklarını, etap etap tamamlanacak raylı sistemle kent içi ulaşımı nasıl rahatlatacaklarını görsel sunumlar eşliğinde anlatırken kafam ister istemez geride bırakılan 4 yıla takılıverdi. Öyle ya, ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Muhittin başkan Büyükşehir makamında yaklaşık 4 yılı geride bıraktı. Peki bu süreçte neler yaptı ?
Bu sorunun yanıtını aslında gazetemizin dünkü manşetinde ‘Ses getiren paylaşımlar’ başlığıyla yeralan haberde Dr. Mustafa Reşat Oktay net bir şekilde vermişti. Antalya Muratpaşa ve Büyükşehir belediye meclislerinin en cevval meclis üyelerinden biri olan ve son yerel seçimlerden sonra aktif siyasetten kopan Oktay, Böcek’in 4 yıllık karnesini, bütçelerin gerçekleşme oranlarından yola çıkarak değerlendirmişti. Oktay’a göre 2019’dan bu güne kadar geçen 4 yıl 3 aylık sürede Antalya Büyükşehir Belediyesi hiç yatırım yapmadan reel bazda yüzde 275 küçüldü. Yine Oktay’ın ifadesiyle Antalya en az 15 yıl geriye gitti.
Yerel seçimlere şurada 1 yıldan az bir zaman kalmış ve Başkan Böcek, kentin en önemli sorunu haline gelen kent içi ulaşımı rahatlatacak, sorunları çözecek kapsamlı projelerle kamuoyunun huzuruna çıkıyor. Kağıt üzerinde her şey mükemmel görünüyor. Hani öterse iyi düdük dememiz bundan. Lakin bu projelerin finansmanı ne şekilde karşılanacak, ne zaman başlayıp ne zaman bitirilecek belli değil. Zaten meslektaşım Şifa Çiçek’in bu yöndeki sorusuna da Böcek net bir yanıt vermedi. Bir çok soruyu olduğu gibi onu da yuvarlak ifadelerle geçiştirdi. Nitekim, ayinesi ortada olan Böcek’in laflarına kim ne kadar bakar orasını bilemem artık…
Öte yandan, dünkü toplantının benim açımdan olumlu tek yanı, Antalya’da kent içi ulaşımda kaç otobüsün faaliyet gösterdiği, bunlardan kaçının belediyeye, kaçının halk otobüslerine ait olduğu bilgisine ulaşmak oldu. Şaka gibi gelebilir ancak aylardır bu bilgilere ulaşmaya çalışıyordum. Ne belediyenin sitesinde, ne halk otobüsçülerinin sitelerinde böyle bir bilgi yok çünkü. Sanki devlet sırrı. Neyse öğrendik ki, ulaşımda kağıt üzerinde aktif olarak 360 halk otobüsü bulunuyor. Ancak bunların 240’ı sefere çıkıyor. Büyükşehir’in ise 241 otobüsü vardı. Yeni alınan ve dün lansmanı yapılan 2’si elektrikli 62 otobüsle birlikte bu sayı 303’e çıkmış oldu. Büyükşehir Belediyesi, yeni alınan bu otobüslerle kentte eksikliği hissedilen güzergahlara takviye yaparak ‘ulaşım çilesi’ni hafifletmeye çalışacak. Bunca olumsuzluğun içiresinde iyi niyetli ve olumlu bir adım olarak değerlendirilebilir. Fakat burada dikkatlerden kaçan bir durum var. 360 halk otobüsünden sadece 240’ı sefere çıkıyor. Bunu bizzat otoritenin başı, yani Muhittin Böcek söylüyor. Soruyoruz, ‘Kalan 120 otobüs niye sefere çıkmıyor?’ Yanıt yok. Dönüp dolaşıp hep aynı noktaya takılıyorum. Kardeşim bu kenti halk otobüsçüleri mi yönetiyor. Sen otorite değil misin? Bu adamlar kafalarına göre sefere çıkıyor veya çıkmıyorsa niye müdahale etmiyorsun?
Başkan Böcek dünkü toplantıda, “İşte bu sorunları çözmek için otobüs alıyoruz. Amacımız kent içi ulaşımı tamamıyla Büyükşehir olarak üstlenmek” dedi. Samimiyse bunu ayakta alkışlıyor ve destekliyorum. Çünkü aslında başından beri olması gereken bu. Kent içi ulaşım bir kamu hizmetidir. Kar-zarar hesabı görülmez ve kimsenin keyfiyetine bırakılamaz. Yıllardır bu sektörden ekmek yiyen otobüsçü esnafı bu gerçeği hala öğrenememişse kusura bakmasınlar ama bundan sonra gidip pazarda limon satacaklar, kendilerine başka iş alanları bulacaklar.