Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bir defasında ashabına şöyle nasihat etmiştir: “İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin üzerinde ittifak ettikleri bir sözü bilir: Şayet utanmıyorsan, dilediğini yap!” (Buhârî, Edeb, 78)
Utanma duygusunun ya tarifini unuttuk ya tarifini değiştirdik ya da ahlak kavramının içerisinden attık Müslümanlar olarak. Çünkü görünen köy artık kılavuz istemiyor.
O zaman bir defa daha tarifini ve tahlilini yazalım.
Utanma-Haya:
&&Haya, utanma duygusu ve edeplilik anlamında olup insanın akla, dine, medeni ve insani kanunlara aykırı her türlü çirkin şeyden kendini uzak tutması ve çekinmesi demektir.
&&Sözlükte “Ahlâk terimi olarak “nefsin çirkin davranışlardan rahatsız olup onları terketmesi” (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “ḥyy” md.; et-Taʿrîfât, “el-ḥayâʾ” md.)
&&İnsanın bedenî ve maddî hazlara aşırı düşkünlükten korunmasını sağlayan erdem için kullanılan ahlâk terimi.
Haya ve edep fıtrattan gelen bir melekedir. Yani doğarken bizim genetiklerimize kodlanmış olduğunu görüyoruz. Tabi ki bu sözlerim ruhsal problemi olan insanları kaplamıyor.
Bütün bu konularda yazılanlardan anlıyoruz ki Rabbimiz bütün canlılara bazı sınırlar koymuş. Helaller ve haramlarla bu sınırları belirlemiş. Ahlaki ilkelerle de bu hürriyet alanını kaliteli bir şekilde yaşanması için her türlü donanımı yaratmış.
İnsanın fıtri ihtiyaçları için meşru kaynaklar yaratmış ya da kaynakları kategorize etmiş. Şunlar legal, helal. Şunlar da illegal haramdır demiş. İşte sınırları aşma konusunda iki adet risk insan için belirlenmiş;
&&Haddi aşarak haram hayata geçmek,
&&Haddi aşarak ahlakilikten çıkıp edep ve haya konularını ihlal etmek.
Diğer bir konu ise utanma konusu helal hayatların da ciddi bir disiplinidir. Aile içerisindeki utanma duygusu sadece canlılardan insanoğluna aittir.
Utanma duygusu ve davranışının en çok ihlal edildiği alanlarla konuyu daha anlaşılır hale getireyim.
&&&Bedensel ihlaller. Kadın erkek için bedenler insanın en özeli ve mahremi olduğunu herkes bilir. Bu konuyu nefsi haz ve şehvetten, modadan, özentiden, ahlak eksikliğinden ve benzeri etkenlerden dolayı genel hale getirme davranışı tam bir utanma ihlalidir. Utanmazlıktır.
Bunu modernlik, çağdaşlık ya da benzeri argümanlarla kimse hafifletemez. Yatak odası kıyafetiyle sokaklarda gezme konusunu kimse modernlik ve çağdaşlıkla anlatamaz. Bu durum tam bir şuursuzluk ve utanmazlık örneğidir.
Bir annenin serzenişini duymuştum: Artık mağazalarda kız çocuklarımız için normal kıyafetler bulamıyoruz.
Bir konuşmada muhatap bayan bana demişti ki, benim mahrem yerlerimin olmayan bölgelerimden farkı nedir ki ben onlara özel muamele yapayım? Diye sormuştu. Ben de ona sanırım insanı diğer canlılardan ayıran en büyük fıtri duygu budur. Yoksa istemeye istemeye bu elbiselerle dahi gezmezdiniz demiştim.
&&&Bir diğer konu ahlaki davranış ve ilkelerdeki duygu durumu ve bu duygunun bozulması neticesindeki ihlaller konusudur.
Mesela: Doğru sözlü olmakla yalan konuşma hali. Dürüst ticaret yapmakla hileli ticaret yapma hali. Nikahlı birliktelikle nikahsız yaşama hali, Haksızlık yapmakla hakkı koruma hali, zalim olmakla adil olma hali. Bu örnekleri ahlakilik başlığı altında bulunan bütün davranışlara yayabiliriz.
Bir şeyin fıtraten , inancımız gereği, kültürümüzden kaynaklanan sebeplerle yapılması genel kabul görmüşse bu konuların ihlali de saydığımız değerler çerçevesinde tam bir utanmazlık örneği olur. Ahlak yoksunluğu, duygu fakirliği, hayasızlık ve benzeri kelimeler o toplumun genelinden bireyine kadar sıfatı haline gelir.
Bu toplumlar dinlerini de ahlaksızlıklarına benzetmiş ya da uydurmuş olurlar. Eğer bunu yapmasalar gerçek din duygusu onları bu utanmazlıktan alıkoyardı.
İşte Peygamberimizin sözü bu konuyu iki kelimede özetliyor: ’Utanmadıktan sonra dilediğini yap:’’
Bir an önce ahlak temelli bir hayat planı yapalım. Dinimizi de ahlakilik temeline oturtalım ki ibadetlerimiz bizi kötülüklerden korusun.
Her birinize kolay gelsin. Hoş olunuz, hoşça kalınız, Allah’a emanet olunuz.