Son günlerde az çok parası olanların gündeminde ilk sırada kurban fiyatları yeralıyor. Malum, Kurban Bayramı’na şunun şurasında iki haftadan az bir süre kaldı. Haliyle kurban kesme planları yapanlar şimdiden fiyat araştırması yapıyor, hatta kimileri fiyatların daha da artacağını düşünerek kurbanını şimdiden alıyor…
Peki Kurban nedir, niye kesilir. Manası, ehemmiyeti nedir, uygulamada bu mana ve ehemmiyet dikkate alınır mı ?
Bu sorulara yanıt bulabilmek için önce İslam’a göre Kurban’ın ne olduğuna bir göz atalım. Dinimize göre Kurban Vacip bir ibadet. Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade ediyor. Dolayısıyla Müslümanlar, kurban keserek hem Rabbine yaklaşmayı, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmayı hedefler. Çünkü bu ibadetin ruhunda Hakk’a yakınlık ve halka fedakarlıkta bulunma anlayışı yatar. Kurban, bir Müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun da bir göstergesidir aynı zamanda. Öte yandan, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip her müslümanın yerine getirmekle mükellef olduğu bir ibadettir kurban kesmek. Burada ‘mal varlığı’ndan kastedilen, temel ihtiyaçları ve borcunun dışında 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olunmasıdır. Günümüzde altının gramı bin TL civarında. Yani temel ihtiyaçları ve borcu dışında 80 bin TL civarında parası veya malı olan herkese Kurban kesmek vaciptir. Kesilen kurban etin üçte birini evine, üçte birini komşulara, kalanını kurban kesemeyen ihtiyaç sahiplerine dağıtmak ise müstehabdır. Tamamı da fakirlere verilebilir.
Gelelim günümüzdeki uygulamasına. Bilhassa son yıllarda Kurban kesmekle, et stoku yapmak eşdeğer anlam taşıyor. Yakın çevremizde sıkça görüyoruz, adam kurbanı daha kesmeden buzdolabında, dondurucuda stok için yer hazırlıyor. Alelacele usül yerini bulsun diye kurbanın en istenmeyen yerlerini birkaç kişiye dağıtıp kalanının stokluyor. Daha kurban kesilirken balkonunda, terasında mangalını yakmaya başlıyor. Kurban kime kurban ediliyor belli değil…
Bir başka garabet de, yine son yıllarda moda haline gelen ‘taksitlie veya kredi kartıyla kurban almak’ meselesi. Diyanet İşleri Başkanlığı’na göre, kredi kartıyla ya da taksitle kurban alımı ‘faiz’ karışmaması şartıyla caiz. Ancak günümüzde ne açık vadeli satışların ne de kredi kartının faizden ayrı tutulamayacağı da bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ayrıca, bir diğer tezat da; Kurban, temel ihtiyaçları ve borcu dışında 80 gram altın ya da mal varlığı olanlara vacip bir ibadet olduğu halde, parası, mal varlığı olmayan insanların taksitle, kredi kartıyla kurban alıyor olması…
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…
Görüldüğü gibi, günümüzde Kurban’ın kime kurban edildiği belli değil. Tabi sözümüz Kurban’ı gerçek manasına uygun kesenlere değil. Allah rızasını gözeten, evine et girmeyen fakir fukarayla paylaşan herkesin Kurban Bayramı’nı şimdiden kutluyor, hayırlarının Allah nezdinde kabulünü diliyorum…