Başlıktaki soruyu, son yıllarda siyasetle ilgilenip de sormayan yoktur herhalde.
Hemen her seçim öncesi aynı filmi izleten, her seçim sonrası ‘iç kaos’ yaşayan Cumhuriyet Halk Partisi bu seçimde de geleneği bozmadı. 14 Mayıs seçimleri için milletvekili aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edileceği son gece parti genel merkezinde yaşananları Ankara kulislerinden okuyoruz/öğreniyoruz.
Listenin birkaç kez değiştiğini, ‘küçük ortaklara’ listelerde yer bulmak adına ciddi kavgalar verildiğini medyadan takip ediyoruz. Bizzat şahit olduğumuz ise listelerin YSK’ya teslimi ve kamuoyuna açıklanması sonrası Antalya’da yaşanan büyük hayal kırıklıkları…
Antalya listesinin seçilebilir iki sırasının Gelecek ve Saadet Partisi adaylarına verilmesi, özellikle yıllarını parti örgütünün hizmetine vermiş, bir gün o listeye girebilmek adına gecesini gündüzüne katmış, ideolojisiyle birlikte beklentilerini de büyütmüş olanlarda büyük şok yaşattı. Birileri, “Listede kimin olduğunun önemi yok, genel başkanımızı cumhurbaşkanı seçtireceğiz” mealinden söylemlerle kuyruğu dik tutmaya çalışsa da, parti içinde ciddi bir öfke ve kırılganlık dalgalanması yaşanıyor. Bu dalgalanmanın sandığa olumsuz etkileri olacağı muhakkak. Çünkü tüm politikalarını ‘Tayyip Erdoğan’ın yıkılması’ üzerine kuran, ‘o olmasın da kim olursa olsun’ zihniyetiyle hareket eden Millet İttifakı’na oy verecek seçmen bu dalgalanmalardan ziyadesiyle etkileniyor.
Bu sancılı dönemde Türkiye’yi yönetmeye talip partilerin daha yolun başında ortaya koydukları görüntü, geleceğe dair umutları ciddi derecede örseliyor. Mevcut iktidardan memnun olmayan, tutunacak bir ip arayan ve belki sandıkta tercihini ‘Millet İttifakı’ndan yana kullanmayı düşünenlerin de kafası karışmış durumda.
Kendi içinde birliğini sağlayamayanların ülkeyi nasıl yönetecekleri sorusu zihinlerde hızla yayılıyor…
Liste hazımsızlığıyla başlayan iç mutsuzluk, hiç şüphe yok ki başka tartışmaları da beraberinde getirdi. Mesela CHP kanalıyla TBMM’ye gidecek ‘sağ’ kökenli milletvekilleri bunlardan biri. CHP listelerinde ortaklardan toplam 76 milletvekili adayı yeraldı. Bunlardan 30-35’inin seçilebileceği öngörülüyor. Ve bunların önemli bir bölümü eski AK Partili. Gazeteci İsmail Saymaz’ın,”Seçimden sonra TBMM'de iki AK Parti olacak. Biri mevcut AK Parti, öteki de CHP listelerinden girecek olan eski AK Parti” şeklindeki tweeti şu sıralar CHP kulislerinde herkesin dilinde. Ve zihinlerde de, CHP şemsiyesi altında TBMM’de temsil hakkı kazanacak küçük ortakların ne kadar ‘oy getireceği’ sorusu…
Atılan taş ürkütülen kurbağaya değecek mi değmeyecek mi bunu birlikte göreceğiz. Çünkü sıkıntı sadece Millet İttifakı’nın lokomotifi CHP’de değil. İttifakın ikinci büyüğü İYİ Parti’de de benzer sancılar yaşanıyor. Yapılan temayül yoklamasını ‘hileli’ diye nitelendirerek hem aday adaylığından hem parti üyeliğinden istifa eden Demre eski Belediye Başkanı Okan Kocakaya ile başlayan parti içi isyan giderek yayılıyor. İl eski başkanlarından Ahmet Aydın’ın, “Antalyalı misafirperverdir hatta elin oğluyken evin oğlu bile olursunuz. Bizim yüce gönüllü olduğumuzu onlar da biliyor olmalı ki dışarıdan getirdikleri adaylarla aklımızla alay ediyorlar” şeklindeki paylaşımı da içerdeki yangının bir göstergesi.
Velhasıl, muhalefet cephesinde işler iyi gitmiyor.
Seçime şurada bir ay kaldı. Bu sürede bir şeyler değişir mi, sular durulur mu ?
Pek mümkün görünmüyor…