Okulların açılmasına az bir zaman kala kırtasiye alışverişleri yavaştan başladı bile.
Üç harfliler olarak tabir edilen marketler deokul açılmadan hemen önce kırtasiye satışlarına başlamışlar. Hatta televizyon reklamlarında dahi; “Okullar açılmadan …. ‘ya uğramayı unutmayın!” , “Aldın aldın, alamadın kaldın!” gibi naralarla avaz avaz bağırıyorlar.
Tarih olarak da genellikle 1 Eylül’ü hedef göstermişler. Tabi şimdiden kalem silgi-hikâye kitapları, boyama seti gibi kreş- anaokulu çağındaki çocuklar için cezbedici ürünler mevcut.
Peki, okullar açılmadan, henüz ana malzemeler tezgâha konmadan nedir bu fiyatlar!
Fragmanın bile ürperttiği film sahnelerini koca bir yıl nasıl izleyeceğiz!
***
Bu üç harfli yapımcılarınfragmanları üzerine, okul öncesi çocuğumuzun kullanabileceği resimli
2 kalem-1 silgiden oluşan set fiyatını sordum; 89 TL
Kız çocuklarının hayranı olduğu çizgi film karakterli mini okul çantasının fiyatını sordum; 790 TL
Evet yanlış okumadınız, ben de yanlış duyduğumu düşünerek tekrar tekrar sordum.
Neymiş efendim, onlar lisanslı ürünlermiş! Yani kırtasiye adı altında dışarıya yağdırılan paracıkların karşılığıymış istenilen.
Sonra dayanamadım, şehir merkezinde bulunan kırtasiyelere tek tek fiyat sordum. Dışarda tezgâhlara konmuş okul çantaları 400 TL’den başlıyor. Lisans misans hiç mühim değil. İki fermuarı olan kumaş çantalar 450-650 TL arasında değişiyor. Kalem- silgi rengine, markasına göre kat be kat artıyor. Daha zorunlu eğitimilköğretim döneminin başındayken dahi ailelerin yetişme şansları kalmıyor. Bakın, özel okul giderlerinden filan bahsetmiyorum. Bu kırtasiyeler herkese hitap eden, zorunlu giderlerin karşılanacağı yerler.
Eğitim elbette ki şart. Her konuda, her koşulda, her yaşta şart!
Ancak devlet okullarında ücretsiz olan eğitim- öğretimde ailelerin yaptığı masrafları kalem kalem yazsam, bir çocuğa yetişmekte bile zorlandıklarını göreceksiniz.
*Toplantılarda, kayıt dönemlerinde, bağış adı altında toplanan paralardan bahsetmiyorum bile.
*Devletin verdiği kitapları yetersiz bulan öğretmenlerin aldırdıkları ek kitaplardan bahsetmiyorum.*Fotokopi parası, kâğıt parası, tahta kalemi için toplanan paralardan bahsetmiyorum.
*Klima masrafı, sınıf temizliği, sıra örtüsü, perde vs. bahanesi ile devlet desteğinin yetersiz kaldığı ifade edilerek alınan paralardan bahsetmiyorum.
*Öğle saatlerinde çocukların beslenme ihtiyaçlarını fahiş fiyatlarla kantinlerden ya da okul yanlarında bulunan organik(!)‘ev yemekleri’ ne ayırılması gereken masraflardan bahsetmiyorum.
*Servis- üniforma- eşofman gibi ihtiyaçların alınması için zorunlu kılınan adreslerinin dengesiz fiyat politikalarından bahsetmiyorum.
Eskiden bir önceki yılın kitabı ya da formasını bir üst sınıftan temin etme olasılığını dahi kaldıran sistemden bahsetmiyorum bile. Her sene değişen kitap kapaklarının ardında değişmeyen içerikten bahsetmiyorum bile.
Ben sadece çocuğun ana ihtiyaçları olarak okul tarafından öngörülen kırtasiye ürünlerinin masraflarından bahsettim, hepsi bu.
Ben sadece sözde ücretsiz eğitimi karşılanmakta güçlük çeken velilerden bahsettim, hepsi bu.
Ben sadece devlet tarafından eğitime ayrılan payın neden halen evlatlarımıza yansımadığından bahsettim, hepsi bu!
Ama bütün bunlara rağmen ülkemizde iyi ki ücretsiz eğitim var (!)