Öncelikle sokak hayvanları diye tabir edilen durumun karşısında olduğumu bildirmekle sözlerime başlamak istiyorum. Bilindiği üzere sokaklar hayvan doğurmaz, sokaklar canlıların doğal yaşamına iştirak eden bir şehir hayatının getirisidir. Son zamanlarda ‘sokak köpekleri şöyle saldırıyor, böyle korkutuyor’ gibi cümleleri sıklıkla duyar oldum. Nasıl insanlar aile içinde aldığı eğitimle hayata başlıyorsa, hayvanlar da gördüğü muameleye göre davranış geliştiriyor. Doğası gereği şöyleler, böyleler diye söyleyenler elbette ki olacaktır ancak onların doğasını biz insanlar çok uzun zaman önce bozduk, doğasından uzaklaştırdık.
Caddelerde sokaklarda belli grup halinde dolaşan, yiyecek bulmakta zorluk çeken, farklı muameleler neticesinde ruhsal durumları değişen hayvanlar insanlara karşı biraz daha saldırgan olabiliyorlar. Fakat bu onlara saldırgan etiketi yapıştırmaz ve onlarla beraber yaşayamayacağımız anlamına gelmez. Çocukların ya da korkan yetişkinlerin ani tepkileri maalesef bazı kötü sonuçlar doğurabiliyor.
Buna engel olması gereken mecra sokaklar değil, bulunduğumuz ilçelerdeki belediyelerdir. Belediyeler beraber yaşadığımız canlara uygun olanaklarda, huzur ortamı yaratabilirse, canlıların yeme-içme- barınma ve sosyalleşme ihtiyaçlarını zamanında ve süreklilik arz ederek karşılayabilirse sonuç çok daha farklı olacaktır.
Her gün bu konu hakkında düzenli şikâyet alan belediyeler, anlık değil kökten değişimi iyi yönde desteklemeliler. Hem doğa dostu insanları, hem de o doğada yaşayan canlıları bir arada tutmak çok da zor olmasa gerek. Düzenli aralıklarla sağlık kontrolleri ve kısırlaştırma işlemleri tamamlanan canlıların huzurlu ortamı eminim herkesi mutlu edecektir.
Tebrikler